Helâlleşelim ey millet!

Helâlleşelim ey millet!

Bir helâlleşmedir gidiyor. Allah esirgesin, Kemal Kılıçdaroğlu, halkın bilmediği bir rahatsızlığa mı duçar oldu da helâllik istiyor, diye aklından geçirenler vardır muhakkak.

Helâllik, bir gönül alma.

Turgut Özal "dört eğilim" demiş, sağdan soldan isimlerle partisini kurmuş ve iktidara yürümüştü. O dönemin atmosferi başka. 12 Eylül 1980 Darbesi''nin hemen sonrası idi. Darbe niçin yapıldı? Cunta, "kan"ı durduracağını iddia ediyordu. Herkesi aynı kefeye koymuştu. Hapishanelerde bile karıştır barıştır yoluna giderken, "Oku lan İstiklal Marşı''nı, oku lan Atatürk''ü!" demiş, herkese nizamat vermek istemiş, ne yaptıysa hepsi ters tepmişti. Ama şu olmuştu: Hâdiseler, silah zoruyla durulunca insanlar düşünmeye başlamışlardı. Turgut Özal, bunu fırsat bildi. Solcusunu, liberalini, milliyetçisini, siyasî İslâmcısını sahneye dizdi. İçlerinde CHP''lisi de vardı, AP''lisi, MHP''lisi, MSP''lisi de... Her birini el ele tutuşturdu.

K. Kılıçdaroğlu helâllik isterken Turgut Özal tecrübesini göz önüne almıştır.

K. Kılıçdaroğlu, "Benim liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır." derken kastettiği nedir?

"Helâllik" bir anda düşünülmemiştir. Hesap baştan yapılmıştır. Helâlliğin bir manası, hatadan rücudur. İnsanın kusurunu, eksiğini fark etmesi bir erdemdir. CHP Genel Başkanı, "Biz erdemli insanlarız." demek istiyor; böylece memleketi, imam hatipleştiren "siyasî İslâmcı" iktidarın iddialarının önüne set çekiyor.

Helâllik dileme kültürümüzde ayrı yer tutar.

"Helâlleşme" değerlendirmesini, Saray Mukîmi''nin de ilk gençliğinde kaleminden feyiz aldığı (ben de okurdum) Zübeyir Yetik''e bırakacağım:

"Helâlleşmedeki helâl kelimesi, haram''ın karşıtı olan helâl ile aynıdır. Ancak haram''ın karşıtı olarak kullanıldığında helâl kesin bir durum belirttiği hâlde, helâlleşme olayında bir izâfîlik, göreceli bir özellik belirtir. Helâlleşmeden sonra kulun hakkı ortadan kalkmakla birlikte, helâllik dilemeğe yol açan fiil helâl hâle gelmiş olmaz. Yani ortada bir haramı helâl hâline getirme durumu yoktur, yalnızca kişinin yapılan şeyden dolayı kendi hakkından vazgeçmesi hâdisesi vardır. ''Helâlleşme ile, zâlim, mazlumdan üzerindeki hakkı bağışlamasını dilemiş olur. Allah''ın haram kıldığı şeyden hasıl olan günahı bir kimsenin helâl kılması mümkün değildir'' (Tecrîd-i Sarîh, Tercümesi, VII, 376)"

İlk helâllik isteyen K. Kılıçdaroğlu değil; Recep Tayyip Erdoğan''dır. R. T. Erdoğan, 14 Mayıs 2021''de video konferans aracılığıyla 81 ildeki parti teşkilâtıyla bayramlaşırken, "Sıkıntıya düşen insanlarımız, esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helâllik istiyoruz." demiş, internet ağından "Helâl etmiyoruz!" haykırışları ayyuka çıkmıştı.

"Gündem belirleyici" Sedat Peker''in de "Recep Tayyip abisi"yle helâlleşmesi çok konuşulmuştu.

K. Kılıçdaroğlu''nun helâlleşmesi hepsinin önüne geçti. Saray bocaladı, payandaları bocaladılar. Sanki iktidarda CHP var; Ak Parti muhalefet partisi. Ne diyeceklerini bilemediler. Şaşkın şaşkın konuşuyorlar, yazıyorlar.

Helâlleşme ile adalet arasında sıkı bir bağ vardır. Hak gasp edildiğinde, adaletin yerini bulmadığında helâllik istenir.

Ak Parti''de söz sahipleri milletle nasıl helâlleşeceklerini bir düşünmeli. Anlayacakları dilden söyleyeyim: İtikâfa çekilip şöyle derin derin muhasebe yürütmeliler.

Yazarın Diğer Yazıları