NTV'deki Yakın Plan'ı şaşkınlıkla izledim. Yönetici konumundaki Seda Öğretir'deki değişim ilginçti. Buna "talimatlı" demek daha doğru.

Seda, iktidarın işine gelmeyecek her cümleye müdahale etti. Hatta yükselttiği sesinin desibelini ölçsek "Boğaz'da kesinlikle susturulurdu."

Peki kısa sürede nasıl böylesi değişime uğradı? Her şey çok açık. NTV, bir iki istisnai isim dışında tüm çalışanlarıyla verilen emirlere uymaktaydı. Demek ki sonunda bayan Öğretir'i de "yandan kurmalı" hâle getirdiler.

Bir başka patlayan

Bu ekranın SETA bünyesindekilerle iş birliği ise devam etmekte. Hiçbir tartışma programı (sözüm ona) bu kuruluşun bir-iki mensubu olmadan gerçekleştirilmiyor. Bu kez Hasan Basri Yalçın görevliydi. Yalçın formatı gereği işlevini eksik etmedi. Ancak sıra S-400'lere gelince bir anda infilak ettiğine tanık olduk. "Bu gidişle bizi NATO'dan da atarlar" diyen Prof. Dr. Mithat Baydur'a terbiye dışılığa varan tarzda hücum etti.

Oysa Baydur Hocanın programın başından sonuna kadar söylediklerine imza atabiliriz. Baydur'un Suriye ve Irak'ın kuzeyindeki gelişen tehlikelere değinmesi önemliydi.

Amerika'nın tutumu daha da farklı. Tüm üyelerin Türkiye'nin NATO'dan ihracına evet demesi mümkün değil. ABD Savunma Bakan Vekili'nin yolladığı" tehdit mektubu"ndan anladığımız "Bizi teşkilattan kendi isteğimizle koparmak."

Dernekler

Bu arada Baydur'un bir incelemesini de kayda geçmek istiyorum. Hemşehrilikten söz açılmışken İstanbul'da toplam 6 bin 800 bu tip dernek bulunduğunu açıkladı. Dramatik olan, bunların pek çoğu oy istemeye gelenlerden, memleketlerine çeşitli yatırım talebinde bulunmaları.

Kürşad Zorlu'ya da

Yayına Ankara'dan katılan Prof. Dr. Kürşad Zorlu da Seda Öğretir'in aynı nobranlıktaki davranışlarına uğradı. Zorlu, hükûmeti her uyarmaya kalktığında hep lafı kesildi.

Özetlersem, hanımefendinin Ercan Gürses'in dişisi hâline geldiğini söyleyebilirim. Bu dönüşümün arkasında Doğuş Grubu'nun büyük patronunun olduğu çok net. Ne zaman "battı, batıyor" denirken, bir formül icat edilip kurtarılıyorlar.

ANLAYIN ARTIK

Herkes askerlikte yeni düzeni tartışıyor. Muhalefet iyi niyetle "Bu kadar erken terhis, güvenlik zafiyeti yaratır"da ısrarcı.

Yandaş medya ise talimatlı. "İngiltere'nin 112 bin kişilik ordusu var. Dört kıtada görev yapıyorlar"ı örnek veriyorlar.

Asıl gerçek ise örtülmeye çalışılıyor; "Bütçe tam takır kuru bakır." Askere verilecek maaş bile güçlükle toparlanıyor!

HAYAL ÖTESİ

New York'a Türk Günü'nü kutlamak için giden Adalet Bakanı'mız arada birtakım görüşmelerde bulundu. Mevkidaşı Barra, Fethullah Gülen'le ilgili yeni dosya sundu.

Hani bir laf vardır; "Ham hayal." Tam bir buçuk saatlik görüşmeden sizce ne çıkar. Hiçbir şey. Sadece çakma mehdinin koruma tedbirlerini artırırlar.

Biletleri kesilenler

Oysa F-35'ler için yolladığımız dört pilot ve 20 teknisyenin şimdiden dönüş rezervasyonları hazırlandı. Gerçek olan bu.

Savunma Bakanı Akar'ın yazıp, Erdoğan'ın onayına sunduğu cevap mektubu da bir işe yaramaz. Ay sonu bir araya gelinecek NATO toplantısı da "havuç politikası"ndan öteye gitmez.

Artık müttefik falan olmadığımız kesin. Bir adım sonrası Çorum tabiriyle "hasımız."

***

Tuhaflık

Turgay Demirel, FIBA'nın Avrupa başkanlığına tekrar seçildi. Bu konuda karşı oy ihsas ettiren tek Basketbol Federasyonu Türkiye. Bu yetmiyormuş gibi başkanımız Hidayet Türkoğlu, "Turgay'ın bize ne faydası oldu" şeklinde demeçler verdi. Hidayet'e sormak istiyorum; "Senin bize bir faydanı söyleyebilir misin?"

Kulüp takımlarımız Fenerbahçe ile Anadolu Efes'i Final Four'a sen mi taşıdın?

Hidayet'in karalamada bulunmakla değil, susmasında yarar olduğu kanaatindeyim!

Spor ekranları teker teker tatile giriyor. Açıkça itiraf etmeliyim ki şimdiden özlediğim 90'A. Serkan Korkmaz yönetimindeki bu tartışmada ekip mutlaka aranıyor. Başta Hıncal Uluç olmak üzere Kemal Belgin ve Güven Taner'i aramaktayız. Arada bir ekstra yaparlarsa sevineceklerin başında gelirim.

GÜNÜN SÖZÜ

İnsan beyhude çalışırsa, çabuk yorulur. A. Hamdi Tanpınar