'Her kesimin sorununu masaya yatırıyoruz'

'Her kesimin sorununu masaya yatırıyoruz'
Adaylık sürecini Yeniçağ'a değerlendiren İYİ Parti Denizli Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ümit Bahtiyar, "Bizim başkanlığımız döneminde, herkesin, kendini yaşadığı kente ait hissetmesi önceliğimizdir" dedi.

Bünyamin ÖZTÜRK / Ankara

İYİ Parti Denizli Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ümit Bahtiyar, Denizli'ye yönelik projelerinin detaylarını ilk kez YENİÇAĞ ile paylaştı. Toplumsal kalkınmayı, üretimi ve geliri arttıracak projelerin öncelikli hedefleri olduğunu aktaran Bahtiyar, "Hazırladığımız projelerde toplumumuzun hemen her kesimini ve sorunlarını masaya yatırıyoruz" dedi.

- İYİ Parti adayısınız ancak güç birliği gereği CHP de sizi desteleyecek. Güç Birliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

“İYİ Parti ve CHP'nin oluşturduğu 'güç birliğini' ve Millet İttifakı'nı değerlendirebilmek için, hepimizin, öncelikle hem birey olarak, hem de toplumsal yaşamın bir ferdi olarak içinde bulunduğumuz toplumsal koşulları değerlendirmesi gerekiyor. Mesela toplum olarak adaleti ya da güveni hissedebiliyor muyuz? Herhangi bir eleştiri geliştirirken kendimizi kısıtlamak zorunda mı kalıyoruz? Yönetimlerle ters düşmeme kaygısını yaşıyor muyuz? Bilirsiniz, siyasetin asli işlevi; toplumu dengeli ve uyumlu şekilde, herkese eşit mesafede durarak, demokrasiyi ve temel insani hakları gözeterek, huzurla, adaletle yönetmesidir. Peki, bugün durum böyle mi? Bunları doğru ve tarafsız şekilde öncelikle kendi içimizde sorgulamamız gerekiyor. Bu sorgulama hem bireysel hem toplumsal yaşamımıza sahip çıkmak adına oldukça önemli. Şimdi ben size sorayım: Bugün Türkiye'mizin içinde bulunduğu durumu siz nasıl tanımlıyorsunuz? Size göre ekonomimiz nasıl? Hem ülke olarak hem birey olarak, hem bir çalışan hem bir işveren olarak toplumsal ve ekonomik anlamda kendinizi rahat ve güvenli hissediyor musunuz? Geleceğe ilişkin planlama ve öngörü gücünüz ne? 'Geleceğe güvenle bakmak' diye bir söylem vardır. Ve bana göre bu söylemden öte bir şeydir. Hissedilmesi gerekir. Bunun hissederek yaşanması gerekir. İnsan olmaktan kaynaklı, insanca yaşamın bir gerekliliğidir. Siz bunu hissediyor musunuz? Bakın tüm bu sorulara verilecek samimi cevaplar, bana göre siyasete alet edilemeyecek ve basit söylemlerle geçiştirilemeyecek kadar önemlidir. Bu konular, hepimizin, hem birey hem toplum olarak, yaşamlarımıza sahip çıkmak adına, elini vicdanına koyarak tarafsızca sorgulaması gereken konulardır. Çünkü geleceğimiz, çocuklarımızın geleceği, toplum hayatımız, huzurumuz, barışımız hepsi bu sorulara bağlıdır ve bu konularda belirleyici olan güç, birey olarak bizleriz, hepimiziz. Birilerinin bizi yönlendirmesine izin vermeden, takım tutar gibi parti tutmadan, mantık sınırlarımız içinde 'ülke olarak ne durumdayız' diye sormamız gerekiyor. Ve cevaplarımız olumsuzsa, hayatın işleyişi içinde her daim kaçınılmaz olan 'değişimin' zamanı gelmiş demektir. Çünkü hayatta rahatsızlık veren her duygu bize 'burada bir sorun var' der ve bir şeyleri değiştirmemiz gerektiğini söyler. Değiştirmemiz gereken kimi zaman içinde bulunduğumuz durumdur, kimi zaman bakış açımızdır, kimi zaman da yargılarımızdır... İşte biz İYİ Parti-CHP güç birliğinin, Millet İttifakı'nın önemini tam bu noktada tanımlıyoruz. Bu birlikteliğe baktığımız zaman katı siyasi ideolojilerden bağımsız, ülkemizin içinde bulunduğu sorunlara gerçek anlamda, kimi zaman özveriyle çözüm üretmek adına oluşturulmuş bir birliktelik görüyoruz. Ben hem Genel Başkanımız Sn. Meral Akşener, hem de CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüm. İki liderimizin de ısrarla üzerinde durduğu konu; gergin bir siyasi anlayıştan uzak durulması ve ülkemizde, sorunlara çözüm üreten bir anlayışla hareket edecek birleştirici gücün önemiydi. İşte güç birliği ve Millet İttifakı bu nedenle bizim için oldukça önemli. Bu güç birliği, kaygıdan uzak, huzurun, güvenin, ekonomik güvencenin, barışın, adaletin, cesaretin yeniden hakim olduğu bir toplum için siyasette birleştirici gücün eksikliğini kapatan bir birliktelik. Ki hemen şunu da belirteyim; Türk milleti olarak bizim böyle bir karakteristiğimiz vardır. Tarihten bugüne, her zaman en çaresiz durumları, ideolojilerimizden, kavgalarımızdan, hırslarımızdan sıyrılarak güç birliğiyle aşmış ve efsaneler yazmış bir milletiz. İşte Millet İttifakı, toplum olarak taşıdığımız karakteristik özelliğin bugün yeniden harekete geçmesidir.”

- Kazanmanız durumunda Denizlililer nasıl bir belediye başkanı görecek?

“Bu benim ilk seçimim değil. Uzun zamandır siyasetin içindeyiz. İlk kez siyasete DP gençlik kollarında başladım. Bir dönem Belediye Başkan Yardımcılığı yaptım. Meclis üyeliği adayı olduk ve seçildim. 2009 seçimlerinde MHP'den Denizli Belediye Başkan Adayı oldum; yüzde 22 oranında oy aldık. 2014 seçimlerinde Pamukkale Belediye Başkan adayıydım. Bu seçimlerde oy oranımızı yüzde 32'ye çıkardık. Yine partimi desteklemek adına milletvekili aday listesine de girdim. Yani siyasetin her kademesinde görev aldık. Dolayısıyla ben Denizlili dostlarımla uzun zamandır birlikteyim ve onlar beni tanıyorlar ben onları tanıyorum. Benim için siyaset her zaman, toplumsal sorunlara çözüm üreten, bize elimizi taşın altına koyma fırsatı sunan bir araçtır. Kazanmak da vardır kaybetmek de... Ama kişisel hırslarınızdan arınarak baktığınız zaman siyasette kaybetmek de bir onurdur aslında. Çünkü zaten topluma bir şeyler anlatmak, onlar için çalışmak amacıyla çıkıyorsunuz yola... Toplumsal sorunlara çözüm bulmak için düşünüyorsunuz, bu toplum için çalışan birileri var inancıyla hareket ediyorsunuz. Dolayısıyla siyaseti bu amaçla yaptığınızda her zaman kazanan siz oluyorsunuz. Çünkü o süre zarfında insanlar için koşturmuş oluyorsunuz. Yani aslında biz yine aynıyız. Belediye başkanlığı görevine geldiğimiz andan itibaren yine aynı anlayışla toplumsal sorunların çözümüne odaklanacağız. Biz her zaman ortak aklın önemini vurgularız. Her seçimde bunu ısrarla söylemişimdir. Çünkü bir kentin, bir ülkenin yönetimi, farklı fikirlerin içinde bulunduğu büyük bir ekip tarafından yönetildiği zaman anlam kazanır. Sadece bir grubun çıkarına yönetim olmaz. Zaten bu yönetim değildir. Bu kimi zaman hak gaspıdır, kimi zaman ötekileştirerek susturmaktır. Ki böyle yönetilen bir kent, bir ülke bize göre her zaman önemli toplumsal çıkmazlara girecektir. İşte bizim ortak akılla, birlikte yönetimden kastımız, bu çarpık yönetim anlayışını bertaraf ederek, asıl amacı toplumsal sorunlara çözüm üretmek olan bir yönetim anlayışıdır. Bizim başkanlığımız döneminde, herkesin, kendini yaşadığı kente ait hissetmesi önceliğimizdir. Kentimizde yaşayan her bireyin; 'Ben bu kentte yaşıyorum, bu başkanı ben, benim sorunlarımı çözsün diye seçtim ya da seçildi, sorunların çözümünde ben de etkinim, birlikte üretiyoruz, birlikte kazanıyoruz. Huzurumuz var, kendimizi güvende hissediyoruz, eleştiriyoruz, hesap soruyoruz...' demesini sağlamak birincil görevimizdir. Üstelik demesi değil hissetmesi de gerekir bunu. Yaşaması gerekir. Ekonomik olarak her açıdan kalkınmış bir kent diyoruz, planlı tarımsal üretimin olduğu bir kent diyoruz ve yerel yönetimler olarak belediyelerin de bu yapıda etkin rol alması gerekiyor. Uygulanan projeler sadece yapmış olmak için yapılmamalı. O projenin etkinlik düzeyi nedir? Vatandaşımızın yaşamında ne kadar kullanılabilir? Fayda-maliyet analizi ne diyor? Bunlar bizim için oldukça önemli. Belediye bütçesi vatandaşın bütçesidir. Harcamaların kontrollü bir şekilde ve şeffaf harcama modeliyle yapılması gerekir. Denizli'miz, merkezi, ilçeleri ve köyleriyle birlikte 7'den 70'e herkesindir ve herkese hizmet etmelidir. Örneğin gençler yaşadıkları kentte kendilerinin rahat yaşamasını sağlamak amacıyla proje üreten bir ekibin olduğunu bilmelidir. Kadınlarımız, yaşlılarımız, işverenlerimiz, çalışanlarımız... Herkes aynı gönül rahatlığını yaşamalıdır. Belediye yönetimleri o toplumda yaşayan bireylerin ihtiyaçlarını düşünerek bu ihtiyaçlara çözüm üretmek için var olan yönetimlerdir.”

EKONOMİYE YÖNELİK PROJELERİMİZ AĞIRLIKTA

- Denizli için projeleriniz nelerdir?

“Aslında birçok projemiz var. Proje ekibimizle birlikte çalışıyoruz. Ve yine az önce ifade ettiğim yönetim anlayışı çerçevesinde proje üretim sürecine, kentimizin yaşamına katkı sağlamak isteyen herkesi dahil ediyoruz. Şimdiden elimizde yüzlerce proje var. Bütün projelerin önce fizibilite çalışmasını yapıyoruz. Projelerin uygulanabilirliği oldukça önemli. Yine bizim için teknoloji oldukça önemli. Bildiğiniz üzere dünya önemli bir değişim sürecinin içinden geçiyor. Bilgi çağını yaşıyoruz ve bilgi çağı, bizi teknoloji çağına, ardından yapay zeka toplumuna getirdi. Artık teknolojiyi görmezden gelmemiz mümkün değil. Dünya yeni bir çağın eşiğindeyken hızla bu sürece uyum sağlamımız gerekiyor. Yapay zekayı üreten, yöneten ve toplumsal alanda kendi üretimini kullanan bir toplum haline gelmemiz şart. Bunun için yerel yönetimlere de önemli görevler düştüğüne inanıyoruz. Teknolojik olarak güçlü altyapıya sahip gençlerimiz, proje ekibimizde proje üretimi konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Ben, kampanya stratejimiz gereği, proje sürecine ilişkin sadece ana başlıklarıyla değerlendirme yapıyorum. Projelerimizin tamamını büyük bir lansmanla vatandaşlarımıza sunacağız. Ama şimdiden şunu söyleyebilirim; toplumumuzun içinde bulunduğu durumdan hareketle ekonomiye yönelik projelerimiz ağırlıkta. Elbette Denizli'mizin kent yaşamına, sosyo-kültürel alana, altyapıya, gençlere, kadınlarımıza yönelik birçok projemiz var. İlçelerimize yönelik önemli projelerimiz var. Hazırladığımız projelerde toplumumuzun hemen her kesimini ve sorunlarını masaya yatırıyoruz. Tüm projelerimizi yakın zamanda açıklayacağız. Ancak proje lansmanımızda toplumsal kalkınmayı, üretimi ve geliri arttıracak projeler öncelikli ve önde olacak.”

BÜYÜK BİR EKİPLE HAREKET EDİYORUZ

- Diğer partilerin seçmenlerinden oy alabilecek misiniz?

“Az önce ülkemizin içinde bulunduğu durumla ilgili soruları kendimize sormamız gerektiğini söylemiştim. Güncel siyasi söylemlerden ve oluşturulmaya çalışılan algılardan uzak şekilde vicdani olarak sorgulamamız gereken gerçekler. Ve ben insanlarla konuştuğumda aslında herkesin bu soruları kendine sorduğunu görüyorum. Türkiye'miz, ülkemiz ne durumda? Ben nasıl bir toplumda yaşıyorum? İnsanlarımız ekonomiyi sorguluyor, adaleti sorguluyor, huzuru sorguluyor, kaygıyı sorguluyor, korkuyu sorguluyor... Ve herkes her şeyi görüyor... Bu gidişattan memnun olmayan öyle büyük bir kitle var ki. Değişim için bekliyorlar. Ve bu kitlenin içinde her partiden insan var. Hepimiz varız. Dolayısıyla ben bu noktada diğer partiler olarak görmüyorum durumu. İçinde bulunduğumuz yaşam koşullarından mutlu olmayan ve geleceğe yönelik kaygıları olan insanların, değişim isteyen insanların birleşme noktası Millet İttifakı... En basitinden kendi ekibimizde görüyoruz bunu. Bugün büyük bir ekiple hareket ediyoruz ve ekip arkadaşlarımız arasında daha önce farklı partilerde çalışmış ya da farklı partiye oy vermiş, bugün gönül birlikteliği yaptığımız arkadaşlarımız var. İşte zaten bu nedenle biz 'güç birliği' diyoruz.”