Her şey bitti de sıra Lozan'a mı geldi?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi programında, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki konumunu "Mavi Vatan" çerçevesinde anlatırken, Yunanistan ile ilişkiler konusunda "Konferans önerisi var, havada kalmaması lazım. Yani aslında Türkiye'de elini uzatmıştır bu inşallah karşılık bulur. (…) Evet geçmişte işte günümüz dünyasında devam eden savaşlarla birlikte çok net olmayan birtakım anlaşmalar belki bugünkü tartışmaların temelini oluşturdu, Lozan bunlardan birisi olmakla birlikte... Ama neredeyse artık yüz yıl geçiyor bunlar oturulup, konuşulup müzakere edilebilir diye düşünüyorum. Bu önümüzdeki yıl bu işte ilk aylarından başlayarak inşallah bu teklifimize olumlu yanıt verirler ve tekrar diyaloglar başlar diye düşünüyorum." diye konuştu.

***

Yunanistan'ın Kathimerini gazetesi, "Türkiye Lozan Antlaşması'nın değiştirilmesini istiyor" başlıklı haberinde  Fatih Dönmez'in, "Neredeyse artık yüz yıl geçiyor. Bunlar oturulup, konuşulup müzakere edilebilir diye düşünüyorum" cümlesini öne çıkardı. Yunan televizyonlarında da Lozan ile ilgili haberler yapıldı ve Yeni Demokrasi Partisi milletvekili Prof. Angelos Syrigos'un, "Türkiye Lozan Antlaşması'ndan yakasını sıyırmak istiyor. Lozan 97 yıl önce imzalandı, bugün konuşulacak bir nokta yok" sözlerine yer verildi.

Milliyet gazetesi, bu haberi, "Yunan televizyonunda kepazelik" diye verdi! "Kepazelik" bunun neresinde pek anlaşılmıyor ama haber bir şekilde kamuoyuna duyurulmuş oluyor!

***

Fatih Dönmez, tek başına "Lozan müzakere edilebilir" diyebilecek bir yetkiye sahip değil... Bu görüşün arkasında bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan var.

Erdoğan'ın, bu konudaki tutumunu, Kadir Mısıroğlu'nun "Lozan Zafer mi Hezimet mi?" adlı kitabının etkisi altında belirlediği biliniyor. Nitekim 29 Eylül 2016 tarihinde muhtarlara hitap ederken, "Tarihte bize ne yaptılar. 1920'de bize Sevr'i gösterdiler, 1923'te Lozan'a bizi razı ettiler. Birileri de Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı. Her şey ortada... İşte şu an Ege'yi görüyorsunuz değil mi? Bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan'da verdik. Zafer bu mu? O masaya oturanlar, o anlaşmanın hakkını vermediler. Veremedikleri için şimdi onun sıkıntısını biz yaşıyoruz." demişti.

Adaların Lozan'da değil, ondan önce Uşi anlaşması ile verildiği biliniyor. Yine 2004'te itibaren, yani Erdoğan döneminde İzmir ve Aydın'ın ilçesi durumundaki 18 Türk adası, Yunanistan tarafından işgal edilmiş durumdadır. Bu adalar da Lozan'da mı verildi?

***

Erdoğan ara ara "Lozan güncellenebilir" görüşünü dile getiriyor…

Bir yurt dışı geziden dönerken "Lozan'da güncellenmesini istediğiniz hususlar ibadet özgürlüğü gibi konulardan mı ibaret? Yoksa başka konular da var mı?" sorusuna "Lozan, Türkiye-Yunanistan arasındaki bir anlaşma değil. Lozan, muhtelif boyutları olan devasa bir anlaşma. Gerek görülmesi halinde güncellenebilir. Devam etmesi gerekiyorsa tabii ki devam eder. Ama taraflar belirli noktaları güncelleme ihtiyacı hissederlerse, bunu pekâlâ yapabilir." diye cevap verdi...

***

Erdoğan'ın dediği gibi Lozan, Türkiye ile Yunanistan arasında bir antlaşma değil! Bu bakımdan, Türkiye'nin sınırlarını çizen bir anlaşmanın güncellenmesini istemek o sınırların tartışmaya açılmasını da beraberinde getirir! 

Oysa Türkiye şu anda Doğu Akdeniz'de "Mavi Vatan"ı korumak için başlattığı hamleleri bile sürdüremiyor.

Oruç Reis araştırma gemisi, Antalya körfezine hapsedilmiş durumda… Yunanistan bundan çok memnun olduğunu açıkladı.

Her şey bitti de sıra Lozan'a mı geldi?

Türkiye'nin, bütün sınırlarının uluslararası arenada tartışmaya açılmasına ihtiyacı mı var?

 

Yazarın Diğer Yazıları