Her yokuşun bir inişi vardır

Dünya virüsü yenecektir. Ancak kriz sonrası herkesin merak ettiği iki soru var; Birisi ekonomide hızlı canlanma olur mu? İkincisi kriz otokrasiyi tırmandıracak mı?

Kriz öncesi zaten Dünya da küreselleşmenin pili bitmeye başlamıştı. Yapısal dengeler bozulmuştu. Konjonktür iniş yönünde idi.

Konjonktür ekonominin içinde bulunduğu son durumu, sonucu ifade eder. Konjonktürel dalgalanma ise  ekonomide büyüme ve daralma dönemlerinin dönüşümlü olarak yaşanmasını ifade eder.

Dünyada ve ülkelerde uygulanan iktisat politikalarının bir zaman sonra dinamizmi bitiyor. Siyasi iktidarlar popülizme sapıyor. Spekülatörler piyasa düzenini  bozuyor. Sektörel dengeler bozuluyor. İniş başlıyor.

İkinci Dünya Savaşı sonrası Keynesgil genişletici politikalar ile dünya ekonomisi bir genişleme yaşadı. Sonrasında 1970 petrol krizi ile daralmaya başladı. Küreselleşme süreci başladı. Bu süreçte Dünya ticaret hacmi hızlı yükseldi ve ortalama büyüme oranları arttı. 2018 ve sonrasında ortalama büyüme oranları ve global ticaret hacmi düşmeye başladı. Eksi olmadı. Ancak araya kriz girmeseydi, eksi olacaktı. Yani daralma başlayacaktı. Virüs dip yaptırdı.

Virüs iniş dönemini hızlandırdı. Çıkış ta hızlı olacaktır. Zira, üretici ve tüketici az zamanda hem gelir  hem de servet kaybetti. Bu kaybın telafisi için iktisadi ajanlar, üretici tüketici daha fazla gayret gösterecektir.

Dipten daha hızlı bir çıkış olacaktır

Otokrasi konusunda ise kafa karışıklığı var. Korkulan sağlık konusunda devlet kişileri digital kayıt altında  tutarsa, kişi bilgileri otokrasi için kullanabilir. Bu bakış açısı yanlıştır, çünkü devletle siyasi iktidarı aynı organizasyon olarak görüyor. Normal olarak demokrasilerde devletin herkes hakkında bilgi sahibi olması iyidir. Zira bu bilgi kamu hizmetlerinin nasıl dağılacağı hakkında yol gösterir. Önemli olan devletin kurumsallaşmış olmasıdır.

Söz gelimi ABD'de eğer kurumsal devlet yapısı olmasaydı, Trump'ı engellemek imkanı olmazdı. Bağımsız mahkemeler, bağımsız yargıçlar, parlamento ve bizzat devlette yasalarla oluşmuş bürokrasi, Pantegon, her yanlışında Trump'ı engelliyor.

Halkın laiklik ve  demokrasi bilinci zayıf olan gelişmekte olan ülkelerde diktatör eğilimli siyasiler her zaman devleti zayıflatıp ele geçirmek ve kendi güçlerini uygulamaya koymak istemişlerdir. Türkiye, FETÖ terörünün devleti nerdeyse tamamen ele geçirmiş olmasının temelinde aynı anlayış vardır.

Güçlü devlet halkını iyi tanırsa, sağlık açısından da daha hızlı önlem alır. Bunun için önce halkın kendi organizasyonu olan devlet yönetimini siyasilere geçici olarak verdiğinin bilincinde olması gerekir. Halk devleti değil de diktatörü baba olarak görürse, kötü niyetli her fani diktatör olmak ister. 

Kriz sonrasında insanlar daha hızlı ve daha etkili, sağlık ve kamu hizmetleri isteyecektir. Bu hizmetlerinde ancak kurumsal devletler tarafından daha etkili olarak yapılabileceği anlaşıldı.

Çin farklı örnektir. Ancak Çin'de başlangıçta tek parti olan Çin komünist partisi yanlışlar yaptı. Bu yanlışları telafi etmek içinde halkı çok sıktı.

Kriz  nedeni ile Dünya kamuoyu, kamu hizmetlerinin ne kadar önemli olduğunu anladı. Bu nedenle kriz sonrası popülizme taviz vermez. Demokrasi öne çıkar. Despot rejimler değişir.

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları