Herkes futbol o, güreş yazdı

Ata sporumuz güreşle az çok alakadar olup da Ali Gümüş ismini duymayan hemen yok gibidir. Uzun yıllar aynı gazetede görev yaptığımız Ali Gümüş, güreş yazarlığı konusunda da spor tarihimizde yerini almış saygın bir isimdir. Merhumu hatırlamama TRT Spor'da yayınlanan Orhan Ayhan'la programı vesile oldu. Vefatının 5. yıldönümünde Ali Gümüş'ün unutulmamış olması büyük bir vefa örneğiydi. Ali Gümüş'ün hatıralarla anıldığı programın konukları da çok dikkat çekiciydi. En başta, Sultan Abdülaziz'in baş pehlivana Kavasoğlu Koca İbrahim'in torunu Ayhan Sezer, yanında yağlı güreşin efsane isimlerinden Karamürselli Ahmet Taşçı, Av. Levent Erdoğan... Her biri Ali Gümüş'le ilgili birbirinden değerli hatıralarını paylaştı. Hele torun Ayhan Sezer'in anlattıkları çok dikkat çekiciydi. Büyük dede Kavasoğlu Koca İbrahim Osmanlı'ya pek çok yeniliği getirmiş, güreşe olan tutkunluğuyla bilinen, kendisi de iyi bir güreşçi olan Sultan Abdülaziz'in korumalığını da yapmıştı. Kavasoğlu Koca İbrahim Avrupa'ya açılan ilk Osmanlı pehlivanı olma özelliğine de sahiptir.

Bir anı da benden

Programda Ali Gümüş anılırken o anda onunla bir hatıram aklıma geliverdi. Bu anının kahramanlarından biri de son zamanlarda adı polemiklerin baş konusu olan milli güreşçi Hamza Yerlikaya'ydı.

Birgün Tercüman Gazetesi'nin bahçesine Ali Gümüş, Serçe marka bir otomobille girdi. İçinden bana sesleniyordu:

"Ayeri, Ayeri!.. Hamza'yla güreşir misin?"

Baktığımda, yanında Hamza Yerlikaya'nın olduğunu gördüm. Kim ne derse desin, Ali Gümüş'ün sorusunun ardından Hamza'nın davranışı ve verdiği cevap beni mest etmişti.

"Haşa" dedikten sonra otomobilden fırlayıp geldi elimi öptü.

Hamza için bugün söylenenlere fena bozuluyorum. Diploması varmış, yokmuş umurumda değil. Kaldı ki 2 yıllık bir yüksek okul diplomasına sahip olduğunu da biliyorum.

Ulusoy'un talishizliği

TRT Spor'da daha kimlerden söz edilmedi ki?.. Kavasoğlu Koca İbrahim'den Murat Sertoğlu'na kadar güreşe emek verenler yadedildi. Demirel, Ecevit, Özal gibi devlet büyükleri de bunlar arasındaydı. Çoğu rahmetli kişilerdi. Konuşulan kişilerden tek hayatta olan Yılmaz Ulusoy'du. 1985 yılında kurulan Güreş Federasyonu'nda Süleyman Demirel tarafından As Başkan olarak görevlendirilmişti. Program çekimi sırasında yurtdışında bulunduğundan onun anılarını kendi ağzından dinleyemesek de ata sporuna yaptığı katkılar unutulmadı. Görevde bulunduğu yıllarda her tarafa yetişen birinin böylesi bir programda yer almaması gerçekten kendisi adına büyük talihsizlikti.

Düşüncem o ki, ölümsüz programlar genelde futbol dışındaki spor dallarından çıkıyor. Tarihe geçenler de genelde Ali Gümüş'ün anıldığı bu program gibi ata sporumuzdan oluyor.

Tek yüzakı

İyi ki futbol dışı böyle programlar nadiren de olsa var. Yoksa bütün gün Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'a mikrofonu bağlı tutacaklar. Hele Fenerbahçe'deki sıkıntı sona ermezse yandık. Başkan Koç'a da cezayı kestiler ya, işin tadı iyice kaçtı.

Bu arada "tek yüzakı" olarak görülen FİFA Kokartlı hakemimiz Cüneyt Çakır, İspanya'nın Barcelona ile İtalya'nın Napoli takımları arasında seyircisiz oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi son 16 turu rövanş maçını yönetti. Paraları cebine koydu... Ona bu maçı kim ayarladı? Sizce, Türk siyasetinde tüm ayarları yaptığı söylenen Devlet Bahçeli futbola da el atmış olabilir mi? MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin böyle bir yetkinğili varsa ve bunu emeklilerden yana kullanırsa büyük sevap kazanıp dua alacağına eminim. Düşünün 30 yıllık emekli bir memur ancak pazarcılık yaparak geçiniyor. Nerede birine mikrofon uzatılsa "geçinemiyoruz" diye hüngür hüngür ağlıyor.

Babamın vasiyeti

Emekli dertli... "Ayda toplam 166 liralık zamla gelin de koca seneyi geçirin" diyenler sıra sıra. Benim yakınmam ise emekli maaşımdan her hafta sayısal lotoya ayırdığım 44 liralık bütçeyi iptal etmiş olmam. Şike sayısallarına para yatırmaya son verdim Hiç olmazsa ayda toplam 176 liram cebimde kalıyor. Bu durum, benim babamın vasiyetini yerine getirmemi de ortadan kaldırdı. Rahmetli babam ölürken bile sonu 28 ve 58 olan piyango bileti almamı vasiyet etmişti. Ama artık onun bu vasiyetini tutmam mümkün değil.

Günün Sözü

Ne verildiği değil, nasıl verildiği önemlidir. P. Corneille

Yazarın Diğer Yazıları