'Hukuk'un sefaleti

Türkiye'de, hukuk eğitiminde tam bir sefalet hüküm sürüyor. İlâhiyat eğitimi ise zenginlik içinde yüzüyor.

Bu sözler Prof. Dr. Kemal Gözler'in. Yeni referandumdan sonra kurulan yeni nizama "Elveda kuvvetler ayrılığı elveda anayasa!" diyen öğretim üyesi. Delilleri güçlü olduğu ve kimse itiraz edemediği için Hoca'nın üzerine de gidemiyorlar.

Hukuk ve ilahiyat fakültelerini bir arada ele aldığı ve kıyasladığı makalesinin ikincisini yayınladı. Birincisinde; hukuk fakültelerinin neden gelişemediğinin üzerinde duruyor.

Zaten kuvvetler ayrılığına, anayasaya veda edildikten sonra hukukun esamisi okunmaz.

Kurulalı 10-15 yıl olmasına rağmen pek çok hukuk fakültesinde öğretim üyesi sayısı 10-15'i geçmiyor. Yeni kurulan hukuk fakültelerinde "prof." unvanlı öğretim üyesi iki.

Daha vahimine işaret ediyor Prof. Dr. Kemal Gözler... Türkiye'de hukuk fakültelerinde bazı dersleri hukuk fakültesi mezunu olmayan öğretim üyeleri veriyormuş. Sedat Albayrak'ın tivitini veriyor önce:

"[Türkiye]'deki bütün hukuk fakültelerinde sayısız ilâhiyatçı var, bunların envanteri çıkarılabilir, artısı sadece hukukta değil sosyal bilimlerin bütün bölümlerinde o temel bilimde yetişenler yerine istihdam edilmek konusunda 'avantajlı'lar, mesela bunun tam tersini görmek mümkün değil./İlahiyat mezunu ya da daha öze inersek İHL'li olmak yeni sistemin zorunlu bir ayrıcalığıdır, buradan yetişmek mecburi bir joker halidir, alınan formasyonun sınırlı muktesabatı ve sosyal bilim içerik zayıflığına rağmen İsviçre çakısı gibi her alanda yer bulabilirler pek tabi olarak."

Hukuk fakültelerinin ne hâllere düşürüldüğünü öz anlatan bir tivit.

73 faal hukuk fakültelerinden 1'i özelde, 19'u devlette olmak üzere 20 fakültenin dekanı hukukçu değil. 4'ü ilahiyatçı. Kimyacı, veteriner bile var.

Prof. Dr. Gözler: "20'sinin dekanının hukukçu olmaması, ihmal edilebilecek istisnaî bir olgu olarak görülemez. Toplamın yüzde 27,4'ünü teşkil eden olgu istisnaî bir olgu değildir. Ortada ciddi bir sorun vardır." diyor.

Devlete ait 46, özele ait 36 hukuk fakültesi bulunurken, devlete ait 92, özele ait 6 ilahiyat fakültesi bulunuyor.

Türkiye'de 2009 yılı itibarıyla 22 devlet hukuk fakültesi varken, 24 ilâhiyat fakültesi vardı.

2010-2019 yılları arasında 24 yeni devlet hukuk fakültesi açılırken, aynı dönemde 68 yeni devlet ilâhiyat fakültesi açılmış.

Prof. Dr. Gözler: "Bu normal bir şey değildir. Bunun normal bir şey olduğunu iddia eden var ise, bize, hukuk fakültesinden daha çok ilâhiyat fakültesinin bulunduğu ülkeleri göstermeye davet ediyorum. Arap ülkeleri dahil, hukuk fakültesinden çok ilâhiyat fakültesinin olduğu bir ülkenin olduğunu sanmıyorum." diyor ve şu hükme varıyor:

"Sadece dokuz yılda, fakülte sayısında, öğrenci sayısında ve öğretim elemanı sayısında üç-dört kat artış olması bir rastlantı olamaz. Bu plânlanmış, istenmiş bir artıştır. Bu artışın esas itibarıyla 2010'dan sonra gerçekleştiğinin altını çizmek gerekir./2010 yılı Türkiye'de sadece demokrasinin, hukukun, insan haklarının çöküşünün başladığı yıl değil, aynı zamanda akademinin yıkılışının başladığı yıldır da./(…) 2010 yılı, Türk tarihinde, 1839, 1856, 1878, 1908, 1923, 1960, 1980 gibi bir 'kritik tarih (critical date)'tir."

Bindik bir alâmete!...

 

Yazarın Diğer Yazıları