Hükümet yasama organı haline getirilmiş durumda

Hükümet yasama organı haline getirilmiş durumda
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, kanun hükmünde kararnamelerin çıkmasında Anayasa Mahkemesi'nin büyük yanlışı olduğunu söyledi. Türk, "Hükümet yasama organı haline getirilmiş durumda" dedi.

Fatih Erboz / Yeniçağ

Anayasa Mahkemesi'nin daha önce bir kararı olduğunu, 1991, 2003 yılında verilmiş kararların yerleşik içtihat haline geldiğini ve doğru olduğunu belirten Türk, şunları söyledi:

"Kanun hükmünde kararnamelerin OHAL'in gerektirdiği konularda çıkması gerek. OHAL kararnamelerinde anayasa mahkemesine gidilemez. Daha önce anayasa mahkemesi gerçekten OHAL konularında çıkan kanun hükmünde kararnameler için bunu kabul etmişti. Anayasa'nın 148. Maddesinde 'OHAL ve savaş hallerinde kanun hükmünde kararnamelere de şekil ve esas aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesi'nde dava açılamaz' hükmü var. Anayasa Mahkemesi buna dayanarak, 'Ben inceleyemem' dedi. 28 tane kanun hükmünde kararname çıkarıldı 15 Temmuz 2016 tarihinden bu yana. TBMM'nin yasama fonksiyonu hükümet tarafından gasp edildi, bakanlar kurulu yasama organı haline gelmiş durumda ki bu Anayasa'ya aykırı. OHAL'in gerektirdiği konuların dışına çıkarak. Yani OHAL tedbirleri ile ilgili değil. Temel kanunlarda değişiklik var OHAL'den sonra da yürürlükte kalacak. Anayasa'ya aykırı bir hukuk sisteminin Anayasa'dan kaynaklanmayan, Anayasa temeli olmayan bir hukuk sisteminin uygulamaya konduğunu görüyoruz."

Anayasa'nın yüksek mahkeme olarak Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay'ı öngördüğünü, 16 Nisan'da kabul edilen anayasa değişikliği ile bunlardan 2'sinin kaldırıldığını belirterek, devletin temellerini sarsacak düzenlemelerin gündeme gelmemesi gerektiğini söyledi. Yargıtay ve Danıştay'ın çok başarılı ve bağımsız olarak verdikleri isabetli kararlar ile tarihe geçtiğini ifade eden Türk, şöyle devam etti:

"Geri kalan mahkemelerin bir araya toplanması anlamsızdır. Bunu yapsanız dahi mahkemenin için de daireler olacaktır ayrı ayrı. Anayasa Mahkemesi süper temyiz mahkemesi durumuna gelecek. Yargıtay'ın, Danıştay'ın bağımsız kalması gerekir. Bunu tek bir mahkeme haline getirdiğiniz, cumhurbaşkanına bağlı hale getirdiğiniz zaman geride bağımsız yargı, hukuk güvencesi kalmaz, adaletin temeli ortadan kalkar, adalet devletin temelidir, dolayısıyla devletin temelleri sarsılmış olur. Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinin 12'sini cumhurbaşkanı seçiyor. HSK, cumhurbaşkanının isteği doğrultusunda seçilecek. HSK bütün yargının özlük işlerini düzenleyen, atamaları düzenleyen kurum. Dolayısıyla o yönden de yargıyı kontrol altında tutabilecek. Hakimlerin mesleğe kabulünde, yükselmesinde, yer değiştirmesinde cumhurbaşkanı etkili olacak. Yargı da cumhurbaşkanının kontrolü altına girecek. Yasama organı da cumhurbaşkanının kontrolüne geçecek. Bütün bunlar tek kişiye bağlanacak. Yasama organı cumhurbaşkanı kararnamesiyle büyük ölçüde yasama yetkisi cumhurbaşkanına geçiyor. Yürütme onun elinde. Bakanlar Kurulu diye ayrı bir yürütme organı kalkamayacak. Cumhurbaşkanının her istediği yasa olabilecek böyle bir düzene geçiyoruz."

İlgili Haberler