“HÜZÜN GELDİ BAŞKÖŞEYE KURULDU”

1975’de kaybettiğimiz değerli ressam-şair Bedri Rahmi Eyüpoğlu “Hüzün geldi başköşeye oturdu” şiirini yaşadığı hangi büyük acı nedeniyle yazmıştı bilmiyorum ama bu şiir Kartalkaya faciasının ardından toplumun içine düştüğü ruh halini de çarpıcı biçimde anlatıyor:

Türküler bitti

Halaylar durdu

Horonlar durdu

Al damar, mor damar, şah damar sustu

Bahçeler put kesildi birer birer

Meyveler salkım saçak taş.

Bir bulut uçardı

Başıboş bedava

Yandı kül oldu.

Hüzün geldi başköşeye kuruldu

Yoruldu yüreğim yoruldu.

Ağaç büyür arkasında koşamam

Kervan yürür peşi sıra düşemem

Yıldız akar uçsam da yetişemem.

Hüzün geldi başköşeye kuruldu

Yoruldu yüreğim yoruldu.

...

Kartalkaya faciası nedeniyle siyaseti de toplumu da yakından ilgilendiren önemli bir soruna dikkat çekmek istiyorum.

Bizde yangınlar, kazalar, kavgalar aynı anda çok sayıda ölüme ve yaralanmaya neden olursa gündem oluyor, üzerinde tartışılıyor, çözüm arayışlarına girişiliyor. Aksi takdirde dikkate alınmıyor.

Bakın, Türkiye İstatistik Kurumu’nun raporundan aynen aldım:

“2023 yılında ülkemizde meydana gelen trafik kazalarında 6 bin 548 kişi öldü, 350 bin 855 kişi yaralandı. Bir diğer ifadeyle 2023’te günde trafik kazalarında ortalama 18 kişi ölürken 961 kişi de yaralandı.”

Yani Türkiye’de trafik kazalarında her 4 günde bir Kartalkaya faciası kadar hatta ondan da büyük bir facia yaşandığı halde ölümler ve yaralanmalar günlere yayılıp 81 vilayete dağıldığı için sıradan olaylar gibi görülüyor, dikkate alınmıyor.

İş kazalarında da benzer bir tablo var.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporuna göre ülkemizde 2024 yılında iş kazalarında 71’i çocuk bin 897 kişi öldü. Yani günde ortalama 5 işçi çalışırken kaza geçirip yaşamını yitiriyor.

Bu ölümler de tıpkı trafik kazalarında olduğu gibi 365 güne ve 81 vilayete dağıldığı için dikkatlerden kaçıyor, üzerinde yeterince durulmuyor.

Yılda yaklaşık 3 bin kişinin öldüğü intiharlar ve bin 500 kişinin cinayete kurban gitmesi de aynı nedenle siyasi iktidar ve muhalefetin gündemine girmiyor. Toplum da bu olayları neredeyse olağan karşılıyor.

...

Evet, Kartalkaya’daki facia nedeniyle acımız çok büyük.

Bir yandan orada hayatını kaybedenlere üzülüp bir daha benzeri olayların olmaması için neler yapılabileceği üzerinde düşünürken, diğer yandan her yıl binlerce cana mal olan trafik ve iş kazaları ile intiharlar ve cinayetleri de unutmamamız, onları azaltmak için neler yapabileceğimizi ciddi şekilde gündemimize alıp tartışmamız gerekiyor.

Hüznü artık başköşeye oturtmamak dileğiyle.

Yazarın Diğer Yazıları