İç içe geçmiş etnisiteler ayrılabilir mi?!
Ünlü oyuncu İlyas Salman “40 yıl Kürt olarak yaşadım. 40 yıl sonra aslımın Karakeçili Türkmenlerden geldiğini öğrendim.” sözü yine internette dolaşıyor.
Kendisi X (tivit) atmış... “Asla böyle bir beyanım olmadı. Komünist olduğumu söylemekten ne zaman korktum ki Kürt olsam Kürt’üm demekten korkayım...” diyor.
“Komünist” İlyas Salman, Türkiye Komünist Partisi’nden de milletvekili adayı gösterilmişti.
İlyas Salman, “Ben Türkmen kökenli bir Alevî çocuğuyum.” diyor.
Şimşekleri üzerine çekmemek için olacak, “komünist” sıfatıyla etnisiteye de ayrı bir parantez açma ihtiyacı duyuyor:
“Ama bu arada Kürt halkının bazı haklarını savunuyorsam da bu benim insanlık görevim. Dili, kültürü ve tarihi inkâr edilmiş bir halkı savunmak benim o halktan olmamı gerektirmiyor, insan olmam yetiyor.”
Kürt, Türkmen... Hangi milletten, hangi etnisiteden olursan ol. Türkiye’de yaşayan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır ve hâliyle “Türk”tür.
Asıl mesele, emperyalistlerin uşaklarının “Kürk”, “Türk” ayırımıdır. Çok masum bir söz... “Kürt seçmen”... onun karşısında “Türk seçmen”... Böyle kasıtlı adlandırma olabilir mi?
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkes “seçmen”dir, “müntehib”dir. Bunu etnisiteye, milliyete bölerek karşı karşıya getirmek, kasıtlıdır, oyuna gelmektir çok açık söylüyorum emperyalistlerin maşası PKK’ya uşaklıktır!
Yabancı araştırıcılar bunu görüyorlar. İtalyan tarihçi San Martino, şunları yazıyor:
“Türk Anayasası’nın ilk ilkesi, bütün Türklerin milliyetçi olmasıdır. Bu bizim memleketle Türkiye arasındaki eski uyumsuzluğu, karışıklığı ortadan kaldırmıştır. Lloyd George gibi devrimci liberallerin yetindikleri Gladstone’s and Baggage politikasına göre Türkler, kendi vatandaşlarına her zaman eziyet ve haksızlık ederlerdi. Artık eziyet ve haksızlık yoktur. Herhangi bir vatandaş ister Hristiyan ister Müslüman ister Rum ister Ermeni olsun milliyetçi olmakla Türk olur.” (Prof. Dr. Baran Dural, Pratikten Teoriye Milliyetçi Hareket, 2011, s. 10).
Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, Mustafa Kemal’in: “Türklerin tarihinin kökleri artık; Osmanlılardan sonra Anadolu Selçuklularına, Büyük Selçuklu Devleti’ne ve ondan sonra da Orta Asya’ya kadar uzanır.” dediğini belirtir.
Orhan Türkdoğan, M. Kemal Atatürk’ün şu sözlerini Afet İnan’dan nakleder:
“Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. Bugünkü Türk milleti siyasi ve içtimai camiası içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve millettaşlarımız vardır. Fakat mazinin istibdat devirleri mahsulü olan bu yanlış tevsimler (adlandırmalar) birkaç düşman aleti, mürteci, beyinsizden mada hiçbir millet ferdi üzerinde teellümden (elem) başka bir tesir hasıl etmemiştir. Çünkü bu millet efradı da umum Türk camiası gibi aynı müşterek maziye, tarihe, ahlaka, hukuka sahip bulunmaktadır.” (Afet İnan, Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk’ün El Yazıları, Ankara 1969, s. 351’den nakleden: Orhan Türkdoğan, Kemalist Sistem: Kültürel Boyutları, 1999, s. 95)
Mustafa Kemal aynı kültür dairesindeki toplulukları Türk ve Türkiye’nin kurucu unsurları saymıştır. İtalyan tarihçinin değerlendirmesi, Mustafa Kemal’in hem milliyetçiliğe devletin varlığı açısından verdiği önemi, hem de Türk milliyetçiliğini diğer milliyetçi görüş ve akımlardan ayıran temel bir özelliği aksettirmektedir.
Anadolu’ya göçen Türklerin, Doğu Anadolu’da kaynaştıkları tek etnik grup Kürtlerdir. Öyle bir kaynaşma ki, zamanla hangi grubun Türk, hangi grubun Kürt olduğu anlaşılamamıştır. Bu yüzden Kürtler-Türkler ayrımı mümkün olmamıştır.
Çok önemli bir kitabı tekrar hatırlatacağım.
Tarihçi ve Osmanlı arşivi uzmanı Cevdet Türkay, sabırla, on binlerce belgeyi inceleyerek son derece önemli tespitlerde bulunmuştur:
“Büyük Türk soyu, ilk ve eski ana yurdu olan Orta Asya yaylalarından Batı’ya doğru göç etmiş, birçok bölümlere ayrılmış, aynı anlama gelen boylar, oymaklar, aşiretler ve cemaatler meydana getirmiştir. Bunlar o kadar çoktur ki, daha önce belirttiğimiz gibi, toplam olarak sayısı binleri aşmış (7230) bulunmaktadır. (...) Sonuç olarak bütün bu toplulukların Türk asıllı olduklarını kabul etmek doğru olur. Öte yandan; Kürd, Kürdi, Kürdiler, Kürtler nam-ı diğer Murtana, Kürd Mahmudlu, Kürdikanlı, Kürd Mehmedli, Kürd Mihmatlı gibi çeşitli adlar altında belge ve defterlerde oymak, aşiret ve cemaatların bağlı olduğu topluluklar için Türkmen Ekradı, Konar-Göçer Türkmanı, Türkman taifesi denilmektedir. (...) Adları Kürd, Kürdler, Karacakürt, Kürmanç olan oymak, aşiret ve cemaatler bile Türkmen’dir. Yani Oğuz Türklerindendir. Acı olan, bunların bir kısmının benliklerini, daha doğrusu Türklüklerini unutarak veya unutturularak, kendilerini Türk’ten ayrı bir soy imiş gibi göstermeleridir.” (Cevdet Türkay, (Başbakanlık Arşivi Belgelerine Göre Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak Aşiret ve Cemaatler, 1979, s. 15-18)
***
Etnisiteyi kendisine kalkan yapmak isteyen PKK’nın ardındaki güçleri görün asıl maksadı anlayın, derim.
‘Türk Karikatüründe Yahudiler’
Suriye PKK’sı çıtayı yükseltti
Trump’ın aptalca teklifleri
Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışılırken... Halk hangi kimliğe itibar gösterir?
CHP ve Türkiye’nin partisi olmak
‘Mazlum Abdi’ İmralı bilgisini kimden aldı?
‘Meseleler Defteri’
Yahudiler Filistin’de kalabilir mi?
Trump ne kadar ince düşünüyor!
İntikamın böylesi!









