İhanete karşı etkin pişmanlık ve gaflet

Dünyada, Türkiye kadar düşmanlarla ve tehditlerle çevrilmiş ve içinde de bunlara alet olan, gafil ve hainlerle dolu, başka bir ülke var mı?
Bu şartları yaşamayan yabancılar, sorunlarımız ve özellikle Güneydoğu sorunu hususunda, rahatça ahkâm kesiyor, tavsiyelerde bulunuyorlar. Kimileri iyi  niyetli, çoğu art niyetli, peşin hükümlü ve maksatlı!

Diplomasi-demokrasi

Bunlar son zamanlarda Türkıye’de, teröre karşı milli galeyanın, PKK’ya destek veren yabancı devletlere karşı da arttığını gördüler ve nihayet -o da sözde- PKK terörünü kabul ettiler, ama gene de “bu sorun silahla çözülmez “demokrasi ve diplomasi” ile çözülmeli diyorlar. Yani, Barzani ve Talabani PKK’yı tecrit ve yok etmeye -tabii,bazı ödünler mukabilinde- ikna edilecekler... Ve ” demokratik çözüm “ için, DTP kullanılacak ve böylelikle PKK’nın “vekillerinin” hakaretlerine TBMM’de davam etmelerine olanak verilecek!... Eşkıya ile silahları ” karşılıklı “ bırakmak için ” mütareke “ müzakeresi yapılacak... ” Diplomasi “, netice itibarıyla bir ” pazarlık “ olduğuna göre DTP’lilerın şart koştukları eyalet sistemi de pazarlık konusu olacak ve de APO’yu da kapsayan bir genel af yasası çıkarılacak. APO da, yeni müzakerelerde muhatabımız olacak! 

Örtüşen senaryolar

Bu senaryo T.C. Başbakanının yeni açılımı, ” anana dön “ yasası önerisiyle örtüşüyor. AB ve ABD’nin dayatmalarıyla, Yeni TCK’ya dağdakileri, sözde pişmanlıkla indirmek maddesi konmuştu. Fiyasko oldu. Sorunu çözmek bir yana, dağlardan inen mahdut sayıda PKK’lılara eylemlerinin, terörü kentlerde devam ettirmek imkanını verdi. PKK’ya katılımı engelleyemediği gibi, dağ kadrosunu da çözmedi.
Başbakanın bu maddeyi ” etkilendirmek “ tasavvuru bölücülere T.C.’nin gevşemekte olduğu umudunu vermekten başka acaba ne fayda sağlar?.
Önceki yazımda belirttiğim gibi Başbakan eğer bu sorunun tarihi ve güncel boyutlarını bilmiyorsa böyle bir yeni yasadan hayırlı netice beklemesi gariptir. O zaman da, yabancılarla aynı çözümleri önermesi, akla başka şeyler getiriyor ve daha ziyade, AKP’nin Güneydoğu oylarını arttırmak amaçlı olduğu ve de Kürt asıllı danışmanlarının tavsiyeleriyle hareket etmekte olduğu izlenimini veriyor. Ben TSK’nın, bu gaflete ortak olmayacağından eminim. Nitekim önceki gün Genelkurnay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve İkinci Başkan Ergin Saygun, açıklamalarıyla, mevcut gerçekler karşısında bu tasarının, baştan batıl olduğunu ifade ettiler.
Düşünün; eğer TSK ve Komutanlar AB’nin dediği gibi etkin olmasalardı - etkisiz bırakılsalardı- AKP, oy çoğunluyla, neticede sade bölücülere yarayacak  onlara daha da küstahlık verecek bu tasarıyı Meclis’ten geçirebilecekti!

Doğru bir analiz

Ankara’yı ve olayları, en iyi gören ve yazan Fikret Bila’nın bu konudakı analizi şöyle:
“ Türk Silahlı Kuvvetleri, helikopterlerle bu hükmü anımsatan bildiriler atıyor. Bu bildirilerin ulaşacağı PKK mensuplarının, etkin pişmanlıktan yararlanmak üzere teslim olmalarını sağlamaya çalışıyor... TSK, bu hükmü etkili kılmak için bildiri atarak çağrısını sürekli yineliyor.
Ama bütün bu çabaların Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ’un belirttiği gibi örgüte katılımı engelleyemediği de biliniyor... Ceza verilmemesi, ceza indirimi gibi özendirici düzenlemelerle, PKK gibi bir örgütün dağdan inmesi veya çözülmesi kolay değil... Her şeyden önce PKK’nın örgüt yapısının, dağdaki mensubuna karar verme özgürlüğü tanımadığını unutmamak gerekir. Teslim olmak isteyenlerin veya bir yolunu bularak kaçanların örgüt tarafından  “hain” ilan edildiği ve öldürülmek dahil çok ağır yaptırımlara maruz kaldığı da gerçek.
İkincisi, örgütün üst düzey liderlerinin bu tür çağrı veya özendirmelerle teslim olacaklarını beklemek de gerçekçi değil.
Velhasıl Sayın Başbakanın “yeni açılımı”  eğer “bile bile lades” değilse, muhakkak  “abesle iştigal”, en kötüsü düşmana umut vermek!

Yazarın Diğer Yazıları