İhtilalci komutanı hizaya getiren çılgın başyazar!



Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu 1940’dan 1960 yılı dönemi boyunca günlük gazete sahip ve başyazarları arasında nevi şahsına münhasır değişik bir tip olarak tanınırdı. Bab-ı Ali’deki lakabı da “Deli Nizam” olan Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu, doğrudan şaşmadığı ve karşısında kim olursa olsun yüzüne söylemekten çekinmediği için sevilir ama, çok kez de iş şirazeden çıkar, kavgaya kadar giderdi. Dürüstlükten hiç sapmaz, haksızlığa karşı çıkar, karşısında kim olursa olsun bu prensibinden asla taviz vermezdi. Her zaman takdir gören bu kişisel özelliklerini yansıtan olaylardan birine de bizzat gözlerimle şahit oldum.
27 Mayıs darbesi sonrasında Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile Başbakan Adnan Menderes ve dönemin İktidar mensuplarının yargılanması Yassıada’da yapılacaktı. Duruşmaların yapılmasından bir gün önce, basın mensuplarını Dolmabahçe rıhtımından Yassıada’ya götürecek Fenerbahçe Vapuru’nda bir prova yapıldı.


Metin Toker beni tanımazdan geldi
Daha önce bizlere verilen resimli kimlikle vapura ayak bastığımızda, her tarafımız arandı. Kesinlikle fotoğraf makinesinin yasak olduğu söylenip tırnak çakıları bile alıkonuldu. Kimliğinde, Yassıada’da tutuklu bulunanların soyadını taşıyan varsa onlar da vapura alınmadı. Bize verilen yazılı talimatta, yanımızdakilerle veya vapura girdiğimizden itibaren selamlaşma ve konuşma yasağı olduğu belirtiliyordu. Oturduğum koltuğun yanında Metin Toker vardı... Bize verilen yazılı talimat dolayısıyla mı, yoksa başka bir sebepten mi bana tebessüm bile etmedi. Halbuki Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi eniştem Mekki Sait Esen’in yardımcısı olduğu dönemde çok yakın samimiyetimiz vardı. Sanırım o sırada eniştem Yassıada’da tutuklu Demokrat Parti milletvekillerinden biri olduğu için Metin Toker, geçmişteki samimiyetimize rağmen o ihtilal ortamında bana yabancı gibi durmayı tercih etti.

Darbeci binbaşıdan gazetecilere talimat
İhtilalin tüm kudretiyle ülkeye hakim olduğu o devirde İstanbul Komutanı olarak tanınan Milli Birlik Komitesi üyesi Kurmay Binbaşı Orhan Erkanlı, vapurda beklemekte olan bizlerin meraklı bakışları altında geldi. Vapurda hazırlanmış kürsüye çıktı... Basın mensuplarına Ne “hoş geldiniz” dedi, ne de kimseye selam verdi... Despot bir tavır içinde konuşmaya başladı:
“Sözlerim emirdir... Herkes itaat edecek... Soru sorulmayacak... Hiç kimse itirazda bulunmayacak ve konuşma yasaktır.... Sigara içmek, ayağa kalkmak yasaktır... Adaya birer kolla girmenin dışında çıkılmayacak... Duruşma sırasında da bunların hepsi uygulanacak... Aksi takdirde hareket eden, motorla geri gönderilecek...”

Ve Deli Nizam’dan tarihi protesto
İhtilalci komutan Erkanlı sözünü  bitirmişti ki, arka sıradan gök gürültüsü benzeri bir ses duyuldu:
“Vapur kaptanı! Hemen dur!.”
Hepimiz yasağı falan unutup arkamıza baktığımızda, gürleyen sesin Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’ndan geldiğini gördük.
Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu, ayağa kalkmış elini kolunu sallayarak itiraz edip isyanını şöyle haykırıyordu:
“Biz, temerküz kampında mıyız!.
Kaptan!.. Durdur şu gemiyi ve derhal geri dön!..
Vapurdakilerin hepsi gazeteci olarak görev yapmak için buraya geldi. Ben bu şartlarda bir yere gitmem... Geri dön hemen!..”
Nizamettin Nazif’in bu kararlı tutumuna ön tarafta oturan Murat Sertoğlu’ndan da destek geldi:
“Deli Nizam (Nizamettin Nazif) haklı, ben de onun gibi düşünüyor ve sözlerini tasdik ediyorum!..”
Bu beklemediği çıkış karşısında; biraz önce emirler yağdıran, yasaklar sıralayan  Milli Birlik Komitesi Üyesi Kurmay Binbaşı Orhan Erkanlı’nın cakası bitti, süngüsü düştü... Denizin dalgasının bitmesi gibi, koltuğuna sindi, tebessüm ederek:
“Sayın Nizamettin Nazif beyefendi, lütfen sakin olun. Bu söylediklerim, disipline halel gelmesin diye bir hatırlatma idi. Provasını yapmak icabı böyle konuştum. Sizin millet ve memleket için ne büyük fedakârlık gösterdiğinizin bilincindeyim.” dedi.
Ve sözle yapılan emir ile yasaklar Nizamettin Nazif’in gerçek bir gazeteciye yakışan cesur çıkışı ile daha yürürlüğe konmaya fırsat verilmeden ortadan kalkmıştı.


Basın mensuplarını Yassıada’ya götürecek Fenerbahçe Vapuru’na Dolmabahçe rıhtımından bindik. Vapura ayak bastığımızda, her tarafımız didik didik arandı.

Yazarın Diğer Yazıları