İkame para-Dolarizasyon

Döviz kurları artsa da, düşse de, döviz mevduat hesapları etkilenmiyor. 12 Şubat haftası, toplam mevduatın yüzde 53,4'ü (258,5 milyar doları) yabancı para cinsinden idi. 
Bugünkü iktidarın ektiği bir kötü tohum da, Dolarizasyondur. 2003 yılında döviz mevduat hesapları (DTH), toplam mevduatın yüzde 46'sı tutarında 71,4 milyar dolar idi. Bugün toplam mevduatın yüzde 53,4'ü ve  235,1 milyar dolardır. 
Mevduatın artması elbette ki olumlu bir gelişmedir. Ama sorun TL yerine dövizin tercih edilmesidir.
Genel anlamda dolarizasyon yerleşiklerin yabancı para cinsinden varlık ve yükümlülük tutmalarıdır. Genel anlamda diyorum, zira Euro cinsinden veya bir başka yabancı para cinsinden de varlıklarını değerlendirenler aynı şekilde anılıyor. 
Uluslararası ticarete konu olan, ticari ve turistik amaçlı döviz tutmak, Dolarizasyon değildir.
Dolarizasyon, TL alternatifi olarak kullanılıyor. Tek kelimeyle nedeni TL'ye olan güven sorunudur. 
Türkiye'de TL'ye güven kaybı neden oluştu;
Yüksek enflasyon, elde para tutmanın maliyetini artırdı. Belirsizliği artırdı. Özellikle mevduat faizlerinin eksi olduğu yıllarda, tasarruf sahibinin satın alma gücü düştü. 
Bu tepki Dolarizasyonun boyutu ile de anlaşılıyor. 2005-2013 arasında yüksek faiz-düşük kur (değerli TL) döneminde DTH hesaplarının toplam mevduat içindeki payı yüzde 35 altına düştü. 
DTH hesaplarının toplam mevduat içindeki payını gösteren aşağıdaki grafikte bu durum daha net görünüyor.

Ekonomide kırılganlığın artması ve 2011 yılından sonra eksi reel faiz, TL'ye olan güveni iyice düşürdü. TL mevduat faizleri bazı istisna yıllar dışında sürekli eksi reel getiri sağladı.
Türkiye İstatistik Kurumu, finansal yatırım araçlarının reel getiri oranlarını açıklıyor. Bu verilere göre, 2011 yılında bankaya 100 TL yatıran bir tasarruf sahibinin aldığı nominal faizle birlikte, parasının satın alma gücü 10 yıl içinde erimiş ve 95,46 liraya düşmüş. Bu şartlar altında kim, neden TL mevduata para yatırsın? Eğer nakit tutacaksa dövize gitmekten başka çaresi kalmıyor. Yani  Dolarizasyon kaçınılmaz bir son olmuştur. Zira tasarruf sahibi elde tutma maliyeti daha az olan dövize güvenerek döviz alıyor ve paralarını yüksek enflasyonun negatif etkilerden bu şekilde korumuş oluyor.

Dolarizasyonun tek nedeni enflasyon değildir. Türkiye'de siyasi riskler, ekonomide kırılganlığın artması, başkanlık sistemi ile gelen hukuk ve demokrasi tartışmaları, cari açık ve dış borçlar, faiz kararları da kurlarda artış beklentisi yaratıyor ve dolarizasyonu artıyor.
Merkez Bankası'nın güven kaybetmesi, döviz rezervlerinin erimesi de kur riskini artırdı ve Dolarizasyon yarattı.
Dolarizasyon; para, faiz ve kur politikasının etki alanını düşürüyor. Kur artışına neden oluyor. Ayrıca Senyoraj gelirlerini düşürüyor. Senyoraj geliri, Senyoraj paranın üretim maliyeti ile üzerinde yazılı değer arasındaki farktır.
Dolarizasyonu önlemek, siyasi, ekonomik, hukuk ve demokrasi de istikrar ve güven sağlamakla mümkün olur.

Yazarın Diğer Yazıları