İklim değişikliğinde mali destek problemi

Sarıyer sahiline vuran ölü yunusu gördüğünüzde sizin de içiniz acımadı mı? Gelecekten endişe edip istemsiz bir telaşa kapılmadınız mı? Evet, biliyorum ülke olarak gündemimiz çok yoğun. Evet, insanlık olarak pek çok problemle boğuşuyoruz. Ama salt şahsımızla veya ırkımızla ilgili olanlar değil, bu dünya üzerinde değişen her şey "bizim", "hepimizin" problemi.

Bu tarz problemlere sadece bizim ülkede değil, dünyanın dört bir yanında çok sık rastlanır oldu. Geçtiğimiz haftalarda Endonezya'da bir balina karaya vurmuş, içinden pet şişeden terliğe kadar yaklaşık 6 kilo çeşitli çöp çıkmıştı.

Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (WWF) 1970'lerden bu yana hava ve deniz kirliliği, küresel ısınma, plansız avlanma gibi nedenlerden dolayı Dünya'daki doğal yaşam nüfusunun yüzde 60 oranında azaldığını açıkladı. Bu, doğadaki sorunun bir belirtisi. Temeli insana dayanan bu sorunun diğer bir belirtisi ise, iklim değişikliği.

Polonya'daki müzakereler

Polonya'da iki haftayı aşkın sürmekte olan iklim müzakereleri nihayet sona erdi. Netice, Paris Anlaşması'nın kurallar kitabının çıkması ve tarafların bunu kabulü oldu. Uzun süren bu müzakereler pek çok tartışmaya sahne olmakla birlikte, sivil toplum örgütleri sonuçtan çok da hoşnut değil. Haksız da sayılmazlar.

Müzakerelerden beklentilerden biri, yani kurallar kitabının çıkması gerçekleşti. Ancak diğer büyük beklenti, Paris Anlaşması kapsamında belirlenen sera gazı azaltımı hedefleri konusunda ise, net tavır koyan ülke yok denecek kadar azdı. Bu hususta net yanıtlar veren Ukrayna, Şili, Norveç gibi ülkeleri alkışlamak lazım... Diğer ülkeler ise, net yanıt vermek için 2020 yılını işaret ettiler.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, müzakerelere de yansıyan, bu husustaki en sıkıntılı problem mali konularla ilgili. Anlaşma kapsamında, 2020'den itibaren gelişmiş ülkelerin her yıl, az gelişmiş ülkelere dağıtmak üzere Yeşil İklim Fonu'na 100 milyar dolar ayırması gerekiyor. İklim değişikliğinin beklenen seviyeye çekilebilmesi için bu şart. Ancak şu ana kadar ülkelerin bu konudaki taahhütleri, 10 milyar doları geçmiyor.

Türkiye, Paris Anlaşması'na taraf olmayan 13 ülkeden biri. Önümüzdeki yıl, Şili'de gerçekleştirilecek görüşmelere gözlemci olarak katılmak için, Meclis'ten taraf olma kararı çıkması bekleniyor.

Türkiye şimdilik bu hususta, az gelişmiş ülke olarak talepkâr pozisyonda, Yeşil İklim Fonu'ndan yararlanmak istiyor. Türkiye'nin toplantının uzamasına yol açan ancak yine de kabul edilmeyen bu talebi ile ilgili sorun, BM İklim Değişikliği Çerçeve Anlaşması'nın Ek-1 listesinde yer alması. Söz konusu liste, genel olarak gelişmiş ülkelerin yer aldığı bir liste. Bu listede yer aldığı için, Türkiye hem fondan yararlanamıyor hem de daha iyi koşullu kredilerden faydalanamıyor. Türkiye, adaptasyon fonlarıyla birlikte ve hatta daha çok, iyi şartlardaki kredilere ulaşabilmek için bu listeden çıkmak istiyor. 26. Taraflar Toplantısını Antalya'da yapma hususunda da gönüllü. Bakalım, önümüzdeki yıl yapılacak toplantıda Türkiye'nin talepleri kabul görecek mi?

***

Günün sözü:

"Bizler, hem gezegene zarar verdiğini fark eden ilk nesiliz hem de bu zararı durdurabilecek olan son nesiliz. Doğal yaşam nüfusunun bu denli hızlı bir şekilde azalması, gezegenimizin öldüğünün bir işareti." Tanya Steele (Doğal Yaşamı Koruma Vakfı Başkanı)

Yazarın Diğer Yazıları