İktidar ile Muhalefetin Metin Analizi - Mahmut Esad Kıraç

İktidar ile Muhalefetin Metin Analizi - Mahmut Esad Kıraç
Artık sizden: ‘’İktidarın boyu kısa o sebeple 20.düğmeye erişemez.’’ demenizi bekliyoruz.

İktidarın hiçbir metni sizi fazladan düşündürmüyor. Geleceğe yönelik aklınızda soru işareti bırakmıyor. Metin o kadar net ki… Siz Cumhurbaşkanını dinlediğinizde kim hain kim kahraman, kime oy verirseniz geleceğiniz nasıl olur ya da beka sorununun sebebi kim gibi pek çok soruya çok net cevaplar alıyorsunuz.

Yine baktığımızda, muhalefetten herhangi bir siyasetçi hatalı bir söylemde bulunduğunda onun ayıbını bütün partinin ayıbı haline getirerek yükleniyorlar. İktidar, siyasetini ‘’Düşene bir tekme de ben vururum.’’ üzerine kurguluyor.

Muhtemelen iktidarın metin yazarları ve danışmanları Türk halkını öyle iyi çözmüş ve analiz etmiş ki Cumhurbaşkanının hiçbir ifadesinde boşlukları halka doldurtmuyorlar.

Halkı hain ve kahraman, iyi ve kötü, iç ve dış güçler, dindar ve dinsiz gibi basit argümanlar arasında bırakarak kendilerine çekiyorlar.

Ya muhalefette durum nasıl?

Muhalefet partilerinin metinlerini de dikkatle dinlemenizi öneririm. Muhalefetin metinleri, dinleyiciye entelektüel bir hava veriyor. Sanki oy isteyen bir siyasi parti genel başkanına değil de bilge bir filozofa cümleler kurduruyorlar.

Metinlerde o kadar çok boşluk var ki devamlı halkın tamamlamasını istiyorlar.

Halk tabiriyle konuşarak ‘’Bize oy vermezseniz memleket batacak.’’ demiyorlar da ‘’Bekleyin ve görün.’’ diyorlar. İktidarın yapamadıklarını saymak yerine, ‘’Bugüne kadar ne yaptılar?’’ diye soruyorlar. Metinlerinde hemen hemen bütün soruları halka soruyorlar. Bir tuvalet kâğıdı 200 lira olmuş demek varken ‘’Ey halkım, tuvalet kâğıdı alabiliyor musun?’’ diye soruyorlar. Hayat pahalılığında şikâyet ederken ‘’Et yiyebiliyor musunuz?’’ diyorlar.

Kısacası grup toplantılarında halkı sınavda gibi sorulara boğuyorlar.

Zannediyorlar ki halk, metindeki boşlukları doğru bir şekilde tamamlayıp bu boşluklara kafa yoracak sonra da gidip muhalefete oy verecek.

İktidar partisinden bir kişi hata yaptığında muhalefet, iktidar kadar net bir şekilde de yüklenemiyor. İktidarın ayıplarını maalesef gündemde tutamıyorlar.

Kürsüde ‘’Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir.’’ diye eleştiriyorlar.

Ne kadar da etkileyici ve anlam dolu bir eleştiri değil mi?

Peki, bu cümlelerle taşradan ya da Anadolu köylüsünden oy alabilir misiniz?

Sakın iktidar gibi düşene bir tekme de siz vurmayın fakat gerçek şu ki yerden kalkmasına da müsaade etmeyiniz.

Karşınızdaki adamlar meclis kürsülerinde ellerini göğsüne götürüp ‘’oh’’ çekerek bağırıyor, böyle siyaset yapıyorlar. Kendilerini halkın yorumuna bırakmıyorlar. Çünkü halkın yanlış yorumlayacağının farkındalar. Halk da zaten kendinin yanlış yorumladığının farkında olduğu için sizi seçiyor.

Halkın beyninde zaten binlerce soru ve sorun var. Rica ediyorum bir de siz meclis kürsülerinden halkı sorulara boğmayınız.

Peki, bu söylemlerimden ‘’Siz de kutuplaştırın, hain ilan edin veya suçlayın.’’ anlamları çıkar mı? Eğer art niyetli okuyorsanız kesinlikle çıkar.

Hâlbuki söylemek istediğim yegâne şey şudur: İktidar olmak istiyorsanız kesinlikle net olmalısınız.

Amerikalı bir iş adamının bürosu bir gökdelenin yirminci katındadır. Adam her sabah asansöre girince on beşinci katın düğmesine basar ve yirminci kata merdivenlerden çıkar. Akşamları eve dönerken ise asansörden doğruca zemin kata iner.

Bunun sebebi nedir?

Bu soruyu halka sorarsanız pek çok cevap verirler:

-Sabahları spor yapmaya vakti yoktur o sebeple spor yapar.

-Asansör 15.kata kadar çıkmaktadır.

-15.kattan sonraki tuşlar bozuktur.

-15.kattan itibaren manzarayı izlemeyi sevmektedir.

-15.katta bir arkadaşı vardır ve onu ziyaret edip birer kahve içerler.

Böyle böyle yüzlerce yanıt alabilirsiniz. Hâlbuki cevap basittir: Adamın boyu bir elli beş olduğu için eli ancak on beşinci düğmeye erişebilmektedir.

Eğer meclis kürsülerinden sorular sorar ve cevapları halka bırakırsanız istediğiniz yanıtları almanız uzun sürebilir. Bizim o kadar vaktimiz yok. Zaten yeterince de zaman kaybettik.

Artık sizden: ‘’İktidarın boyu kısa o sebeple 20.düğmeye erişemez.’’ demenizi bekliyoruz.