Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK
Dr. Fatma ÇELİK

İktidarın yeni sözü olmadığı için...

Dezenformasyonla mücadeleden bahsedildiğinde ilgili yasaya karşı çıkarken amacımız yanlış bilginin yayılmasını desteklemek değildi elbet. Ancak bu yasanın muhalefetin aleyhine kullanılacağını ve iktidarın bazı bilgileri bu yolla saklayacağını öngörüyorduk. Zaten her şey beklediğimiz gibi ilerliyor; hatta dezenformasyon, iktidar lehine bir araç olarak kullanılıyor.

2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP mitinginde açıkça gösterilen videonun hiç bir yaptırıma tabi tutulmaması ve sonrasında düzeltmenin sessizce yapılması, çok şey anlatıyordu.

Aynı yaklaşım, İBB’ye karşı yapılan operasyonlarda da görüldü.

Lüks araba videosu ve dezenformasyonu giderme

Ekrem İmamoğlu’nun “garajda sakladığı lüks otomobil koleksiyonu”nun haberi, tüm yandaş medyada boy boy gösterildi; fakat otomobiller, İmamoğlu’na ait değildi.

Para sayma, kamera kapatma ve lüks araba videolarının yayınlanmasının ardından yaratılan algı, İBB operasyonlarını haklı çıkarmak içindi.

Ancak videoların gerçeği yansıtmadığına, araçların İmamoğlu’na ait olmadığına dair açıklamalar, iktidara yakın medya organlarınca görmezden gelindi.

Dezenformasyonla Mücadele Kurumu da bu dezenformasyonla mücadele etmedi.

Dolayısıyla, şu an Türkiye’de siyasette neyin dezenformasyon olduğu hususunda bile seçicilik var. İktidarın işine yarayan bilgi gerçek olsun yalan olsun “iyi”, iktidarı başarısız gösteren bilgi gerçek de olsa “kötü”.

Mevcut siyasi durumda ise, İmamoğlu ve çevresini yalnızlaştıracak her türlü bilgi “iyi” hatta “en iyi”.

Ancak bu kadar gerçek dışılık, artık iktidarın kendisine de zarar veriyor.

Siyasette yalan

İktidar bir süredir inisiyatifi kaybetti. Halkın derinden hissettiği onlarca olumsuzluğun üzerine söyleyecek yeni bir sözü de yok. İnandırabileceği yeni propagandası, finansmanını sağlayabileceği yeni bir projesi de yok. Heveslendiği büyük projeleri dahi fiili imkansızlıklar yüzünden rafta bekletmek zorunda.

Bu da onu, inisiyatifi alan muhalefeti karalamaya itiyor. Kendi yükselemediği için, muhalafeti aşağı çekmeye çabalıyor.

Ancak iktidarın bu hali bana Arendt’in “Siyasette Yalan” kitabındaki şu ifadeleri hatırlatıyor:

Gizliliğin ve kandırmanın her zaman önemli bir rol oynadığı siyaset alanında kendini-kandırma en önemli tehlikedir; çünkü kendini-kandıran kandırıcı, sadece onu izleyenlerle değil, gerçek dünyayla da tüm irtibatını kaybeder, fakat gerçek dünya nihayetinde onu yakalayacaktır, zira zihnen ondan kaçınsa da bedenen kaçınamaz.” (Hannah Arendt, Siyasette Yalan, Çeviri: İmge Oranlı-Berfu Şeker, Sel Yayıncılık, İstanbul, 2016, s.49)

Yazarın Diğer Yazıları