İktisat politikaları değişmelidir

Yaşamakta olduğumuz istikrar sorunu, sistemin değişmesi ile yaşadığımız geçici bir intibaksızlık sorunu değildir. Hükümetin günübirlik olarak aldığı her önlem, ekonomi için yeni bir maliyet getiriyor. Çünkü iktisat politikaları iki tarafı kesen bıçak gibidir. Ters tarafının daha çok kesmesini önlemek için  iktisat politikaları planlı, koordineli ve belirsizliği önleyecek şekilde olmalıdır. Bu günkü politikalarla ekonomik istikrarın sağlanması mümkün değil. İktisat politikaları yüz seksen derece değişmelidir.

1. İktisadi ve sosyal planlama yapılmalıdır

Planlama, iktisadi gidişata uygun olarak kaynakların objektif kriterlere göre önceden daha verimli yatırımlara tahsis edilmesini sağlar. Belirsizliği ortadan kaldırır ve bu yolla Türkiye'nin en önemli sorunu kırılganlığı azaltır. Bizim için daha önemlisi de, hükümetin sübjektif davranarak yandaş yatırımları desteklemesi ve haksız rekabet yaratması önlenir. Aynı zamanda kamu kaynaklarının da popülizm için harcanmasına sınır getirir.

2. Üretimin ithalata bağımlılığı azaltılmalıdır

Üretimde kullanılan ithal aramalı ve hammadde oranı yüzde 40'a çıkıyor. Kur şoku ve döviz krizleri ithalatı zorlaştırıyor. Üretim aksıyor. Türkiye tahvillerinin uluslar arası piyasalarda iflas risk pirimi (CDS) 500 baz puan dolayında olduğundan, özel sektör ithalat yapmak için ancak yüksek faizle dış borç bulabiliyor. Üretim maliyetleri artıyor. Fiyat istikrarı bozuluyor.

Yapılması gereken; yalnızca üretimde kullanılan ithal aramalı ve hammadde sektörlerinde geçici ithal ikamesi politikası uygulamaktır. Aramalı ve hammadde yatırımları için teşvikler artırılmalıdır.

Devlet geçici olarak üretimde aksamaya neden olan ithal aramalı sektörlerinde piyasaya girmelidir.

3. Dalgalı kur politikası değişmelidir. 

Dalgalı kur politikası ani krizleri önledi. Aslında kriz ekonomide düzeltmedir. Verimli ve etkin olmayan firmalar ifas eder, yeni firmalar piyasaya girer. Mamafih 2001 krizinden sonra Türkiye de bankalar düzene girdi, 2002 yılında yeniden yüksek büyüme yaşadık.

Dalgalı kur ani krizler yaratmaz ve fakat krizi zamana yayar ve maliyeti daha yüksek olur. 2018 kur şoku nedeni enflasyon arttı, işsizlik arttı, hala belimizi doğrultamıyoruz. Bunun için dalgalı kur'un krizi yıllara yayar ve ekonomik ve sosyal  maliyetini artırır.

Aslında aksak rekabet, vadeli döviz işlemlerinin sığlığı ve piyasada spekülasyon nedeni ile dalgalı kur sistemi Türkiye'yi Dünyanın en kırılgan ekonomisi yaptı.  Dolarizasyon arttı.

Dalgalı kur sistemini kaldırmalıyız. Sabit ve dalgalı kur sistemi ortasında, kontrollü kur sistemine gitmeliyiz.

4. Merkez Bankası yasası değişmelidir. 

Merkez Bankası yasası değişmeli ve Bankanın bağımsızlığı teminat altına alınmalıdır. Aynı zamanda Bankanın  TL yanında döviz kurunu da gözetmesi sağlanmalıdır.

5. İstihdam politikası olmalıdır

Sendikaların ideolojik çizgide ve hükümet yanlısı olmalarını önlemek için yasa değişmeli, sendikaları güçlendirilmeli ve tek çatı altında toplanmalıdır.

Sosyal güvenlik yükü kayıt dışılık riskine değmeyecek bir orana düşürülerek kayıt dışı çalışma önlenmelidir.

6. Kamu kaynakları etkin kullanılmalıdır

·   Devlette liyakat ve şeffaflık sağlanarak, Devlet yeniden kurumsal devlet statüsüne sokulmalıdır.

·   Kamu özel işbirliği yasası kaldırılmalıdır.

·   Bütçede yüzde 7 dolayındaki, yatırımların payı artırılmalıdır.

·   Merkez devlet ve yerel yönetimler arasındaki yetki ve sorumluluk yeniden düzenlenmelidir.

·   Dört kamu bankası özelleştirilerek bunların siyasi yemlik olarak kullanılması ve zararlarının halka sosyalize edilmesi önlenmelidir.

 

Yazarın Diğer Yazıları