Ilımlı İslâm itirafı!

Libya Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdülcelil, “Sağ ya da sol, hiçbir aşırılıktan yana ideolojiyi kabul etmeyeceğiz. Ilımlı İslamın olduğu Müslüman bir halkız, bu yolda kalmaya devam edeceğiz”  diyerek yeni rejimin niteliğini bir Amerikan kavramı ile açıkladı.
Fakat, El Kaide örgütü, 11 Eylül saldırılarının 10. yılında yeni lider Eymen el Zevahiri’nin mesajını içeren yeni bir video kaseti yayımladı.  “Yakın zaferin şafağı”  adlı videoda El Kaide’nin  “Arap Baharı” na verdiği desteği ifade eden El Zevahiri, Mısır, Tunus ve Libya’da liderlerin devrilmesiyle sonuçlanan protesto hareketlerinin, onun gerçek İslam olarak adlandırdığı şeyi tesis edeceğini umduğunu söylüyor..
Ilımlı İslam ama bir terör örgütü destekliyor..
Kaddafi de Libya’daki olayları El Kaide’nin örgütlediğini söylüyordu ama kimse inanmıyordu.
Yine Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Miktat da bize Suriye’deki silahlı saldırıları El Kaide ve Müslüman Kardeşler’in planladığını bildirmişti..

***


Diğer taraftan ABDnin ünlü dış ilişkiler uzmanı K.R.Bolton, Tunus’tan başlayarak Arap âlemine dalga dalga yayılan kalkışmaların tipik Sorosçu ayaklandırmalar olduğunu belirtti.
Bolton,  “Tunus, Mısır ve bölgeye yayılmakta olan ayaklanmaların hepsi de, eski Sovyet bloğu devletleri ve Myanmar ve başka yerlerde kışkırtılmış olan NED/SOROS’un renkli devrimlerinin damgasını taşıyor. Bunların hepsi aynı model ve uzun yılların planlaması, eğitimi ve finansmanı, gülünç bir biçimde ’kendiliğinden’ olarak adlandırılan ayaklanmalara yol açıyor. Birkaç gün önce New York Times, Mısır’daki 6 Nisan Gençlik hareketi ile Miloseviç’i küreselleşmenin ve serbest pazarın çıkarı için devirmede başrolü oynamış olan Sırp gençlik hareketi Optor arasındaki ilişkiyi haber verdi. Şimdi 6 Nisan Libya, İran, Fas ve Cezayir’deki gençliğe hitap etmekte.. İran’daki son çalkalanmalarla birlikte, Tunus, Mısır, Yemen, vb. ülkelerde yaratılmış olan problemlerin esas olarak, Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi ile özellikle yıkılması planlanan devletler piyasasından ikisi olan İran’a, sonra Suriye’ye yönelik tasarlanmış bölgesel bir sürecin bir parçası olduğunu varsayıyorum”  dedi.
Türkiye, işte böyle bir süreci destekliyor.

***


Tayyip Erdoğan da Mısır’da  “Evet, önümüzdeki süreç meşakkatlidir, zordur. Bu süreci tersine çevirmeye çalışan ve çalışacak gizli mihraklar da vardır, olacaktır. Bu gizli mihraklara karşı tedbirli olmalıyız. Ama artık gizli mihrakların gücünü bahane ederek çözümleri ertelemeye son verme zamanı da gelmiştir. Yürekten inanıyorum ki, kardeş Arap halkları asla belirsizliğe fırsat vermeden, kendi iradeleriyle bu süreci başarıyla, hayırla sonuçlandıracaklardır”  diye konuştu.
Nitekim Chatham House’da Türkiye uzmanı olan Fadi Hakura, Ankara’nın Washington’u kendisinden uzaklaştıracak herhangi bir şey yapmayı sürdürmeyeceğini söyledi. Hakura,  “Günün sonunda Türkiye, NATO’nun radar sistemine ev sahipliği yaparak, Esad’ı kınayarak ve kendisini İran’dan uzaklaştırarak bölgedeki önemli politikaları konusunda Washington’un yanında yer aldı”  dedi.

***


Ilımlı İslam nedir peki?
Dinlerarası diyalog projesinde, Ilımlı İslam,  “Hz. Muhammed’siz İslam”  olarak ortaya konuldu. Ilımlı İslamı kabul etmek, dinden çıkmayı kabul etmektir.
Ilımlı İslam projesini, CIA’nın ünlü görevlileri Graham Fuller ve Paul Henze geliştirmiştir. Bu ikili, 1980’li yıllardan itibaren,  “Atatürkçülük ölmüştür. Ulus devletler dönemi bitmiştir. Türkiye, Osmanlı gibi çok kültürlü, çok dinli ve çok ırklı bir yapıyı benimsemelidir. Bunun için en iyi yol Ilımlı İslam’dır. Etnik kimlikler kendilerini ifade edebilmelidir”  demeye başlamıştı. Sonuçta, Ilımlı İslam ve köktenciliği dönüştürme projeleri önce Türkiye’de birbiri ardına uygulandı ve AKP adıyla tek başına iktidar yapıldı.
ABD yönetiminin ideologlarından Dinesh D’Souza, 1995 yılında yazdığı kitabında  “Biz İslam köktenciliğini dönüştürmeliyiz, onları liberalleştirmeliyiz”  demişti. İşte bu program Türkiye’de AKP iktidarını üretti.
Özetle Ilımlı İslam; İslam coğrafyasının ABD boyunduruğuna alınmasının adıdır.

Yazarın Diğer Yazıları