İmamoğlu kazandı, Yıldırım kaybetti

Dün akşam iki saat canlı yayında İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğünde Millet İttifakının CHP'li adayı Ekrem İmamoğlu ile Cumhur ittifakının AKP'li adayı Binali Yıldırım soruları yanıtladılar.

Ekrem İmamoğlu kazandı, Yıldırım kaybetti.

Yeniçağ'ın baskıya hazırladığı an yetiştirdiğim kısa özettir. Detayları yarın yazacağım.

BAHÇELİ MİTİLİ ATTI, FİTİLİ ATEŞLEDİ…

AKP'ye mitil atan MHP'nin genel başkanı Devlet Bahçeli İstanbul'a mitili attı bazı fitilleri de ateşledi

Bahçeli diyor ki;

"Muhtarlıklarımız varsa demokrasimiz diridir. Muhtar demek mahallesinin hadimi demektir. Muhtar demek mahalledeki devlet, mahalledeki dirayet, mahallindeki cesaret demektir."

Bahçeli bilmemektedir ki muhtarlar AKP iktidarı döneminde tamamen pasif hale getirildi.

Ne nüfus kâğıdı sureti ne de ikametgâh ilmühaberi verebiliyorlar. Vatandaşla tek bağları kaldı, o da PTT'nin "tebligat" temsilciliğidir.

Beni arayan ve mesajlar gönderen çok sayıdaki muhtar Bahçeli'yi eleştirdi şu sözlerle eleştirdi:

"Dertlerimizi bir gün dahi dinlemeyen Devlet Bey şimdi Binali Yıldırım için oy isterken mi bizleri hatırladı? Sarayın muhtarlarına bir de Bahçeli'nin muhtarları eklendi. Muhtarlar hiçbir siyasi partinin temsilcisi değildir, olamaz. İstanbul'a mitil atıp muhtarları siyasete alet ekmek de saraya davet etmek de muhtarlar ile vatandaş arasına bomba koyup fitilini ateşlemektir…"

KOPYACI BAHÇELİ

Bahçeli muhtarlara diyor ki; "ABD Türkiye'nin sinir uçlarıyla oynamaktadır. Bu meşum ve melun mektuba verilecek en kalıcı ve kararlı cevap, buruşturup iadeli taahhütle gerisin geriye göndermektir."

Demek ki Bahçeli açık seçik görüldü ki köşe yazımdan kopya çekmiş.

Demek ki Bahçeli başlıklı yazımı da şu satırlarımı da çok dikkatle okumuş.

Demek ki Bahçeli mesajımı almış, hak vermiş.

Yazımın o satırlarını anımsatayım:

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına alır almaz neden iade etmediniz?

Alçak, küstah ve hain Amerikalıların neden suratlarına çarpmadınız?"

İstanbul'a mitili atan kopyacı Bahçeli, Erdoğan Hükümetine de eleştiri fitilini ateşledi.

Erdoğan'ı, Cumhurbaşkanlığı Hükümeti'nin ve bakanlarını "mektubu neden iadeli taahhütlü gerisin geriye iade etmediniz?" diyerek en ağır şekilde eleştirdi.

Bahçeli, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden hazımsızlık duyanların komploları Türk milletinde makes bulmayacaktır" diyor…

Peki, Sayın Devlet Bey, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

Sen şunları nasıl hazmediyorsun:

- ABD mektubunun iade edilmemesini,

- Binali Yıldırım'ın, "Kürdistan" sözünü,

- Binali Yıldırım'ın, PE KA KA yerine terör örgütü ve yandaşlarının "PE KE KE" hitabını…

Ben Amerikalıların alçak, küstah mektubunu iade etmeyen Cumhurbaşkanlığı Hükümeti'ni eleştiriyorum, kopya çekerek sen de eleştiriyorsun.

Hatta sen bir adım daha atıp Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şu çağrıyı yapıyorsun:

"Türkiye NATO üyeliği başta olmak üzere, tek taraflı işleyen uluslararası nitelikli tüm bağ ve bağlantıları derhal sorgulamalı, bağımlılık ve tutsaklık yaratan bütün oluşumlarla diyaloğunu kesmelidir."

Bu çağrı Erdoğan Hükümeti'ne atılan NATO bombasının fitilini ateşlemektir.

Bahçeli, İstanbul'a mitili attı ya yine 31 Mart öncesine döndü. Erdoğan ile birlikte millet ittifakına attıkları PKK ve FETÖ ile ilişkilendirme iftirasının fitilini de tekrar ateşledi.

Bahçeli, "CHP ve yanında hizalanan, HDP'sinden İP'ine, PKK'sından FETÖ'süne kadar kim varsa…" diyor.

Ey Bahçeli, o İP, İYİ Parti'dir, senin Recep Tayyip Erdoğan'a miting kürsünden "al da Öcalan'ı as" diye attığın, idam ilmiği olan İP değildir.

Ne PKK ne de FETÖ asla Millet İttifakının yanında da yakınında da yoktur, iftiranın fitilidir.

Mitil demişken kamuoyunda yaygın olan tanımlamayı da hatırlatayım sizlere değerli okurlarım:

Halk kültüründe Mitil atmak;

- Boğaz tokluğuna, ağa adına çalışmak; ağaya kul köle ve maraba olmak anlamında kullanılır...

- Mitili ancak, ağanın izniyle atabilirsiniz. Ağa sizi istemezse, mitili toplayıp gidersiniz.

- Ağaya sadakatiniz ne olursa olsun, hiç fark etmez...

- Çünkü adınız ve vasfınız: Kapının kuludur...

- Ağanın düşmanı düşmanınızdır: Saldırırsınız...

-Çünkü; Ağa ne derse odur...

Neyse ağa kim, maraba kim siz düşünün.

Türk Dil Kurumu'na göre, "Mitil atmak" deyimi, "bir yere yapışıp kalmak, kurulmak, kalkmamak" demektir.

Tam da AKP - MHP ittifakına uygundur…

 

Yazarın Diğer Yazıları