IMF'den Türkiye'ye kötü haber büyüme tahminini 3,3'ten 2,7'ye çekti

IMF'den Türkiye'ye kötü haber büyüme tahminini 3,3'ten 2,7'ye çekti
IMF, Küresel Ekonomik Görünüm raporunu yayımladı. Raporda savaşın özellikle gelişmekte olan ülkeleri etkileyeceği belirtildi. Kuruluş, 2022 yılı için Türkiye’nin büyüme tahminini 3,3’ten 2,7’ye, dünyanın ise 4,4’ten 3,6’ya çekti.

Dünya Bankası’nın ardından IMF de Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle oluşan şokun dünyada görünümü bozduğunu açıkladı. IMF, Küresel Görünüm Raporu yayımladı. Savaşla ortaya çıkan, gıda, enerji ve tedarik şokunun özellikle gelişmekte olan ekonomileri olumsuz etkileyeceği belirtilen raporda, dünya ekonomisinin büyümesinin yavaşlayacağı ve bunun da bütün ülkeleri etkileyeceği vurgulandı.

Dünya Gazetesi’nden Mehmet Kaya’nın haberine göre Türkiye’nin 2022 büyümesi yıl başındaki güncellemeden 0,6 puan aşağı çekilerek 2,7’ye olarak tahmin edildi. 2023 büyümesi 3.0 olarak öngörüldü. Dünya’nın ise 2022 ve 2023’te 3,6 oranında büyüyeceği tahminine raporda yer verildi. Yıl başında dünya için 2022 büyümesi 4,4, 2023 büyümesi 3,8 olarak tahmin edilmişti.

“Savaşın ekonomik etkileri, bir depremin merkez üssünden çevreye yayılan sismik dalgalar gibi, emtia piyasaları, ticaret ve finansal bağlantılar yoluyla her yere yayılıyor” denilen raporda, bir bölgede çıkan arz şokunun diğer ülkeleri de etkilediği belirtilerek bunun fiyat yükselişlerine yol açtığı, zamanla hafiflemekle birlikte 2023 sonuna kadar enflasyon baskısının süreceği kaydedildi. Raporda gelişmekte olan ülkeler için finansal güçlüklerin sürdüğü de vurgulandı.

SALGIN GIDA ERİŞİMİNDE SORUN YARATTI

Raporda, Rusya ve Ukrayna’nın, petrol, gaz, metal, buğday ve mısır tedarikçisi olduğu hatırlatıldı. Bu ürünlerde yaşanan arz düşüşünün fiyatları sert şekilde artırdığına işaret edilerek, Avrupa, Kafkaslar ve Orta Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ve Sahra altı Afrika’nın bu fiyat artışından en fazla etkilenen bölgeler olduğu; gıda ve yakıt fiyatlarındaki artışların Amerika ve Asya bölgelerinin de dahil olacağı şekilde düşük gelirli haneleri zorlayacağı vurgulandı. Raporda, “Savaş, pandemi boyunca küresel ekonomiyi etkileyen ve enerji, tarım sektörlerindeki arz azalmasından daha fazla sektörde erişim sorunu çıkaran bir dizi arz şokuna katkıda bulunuyor” denildi.

SAVAŞ ETKİSİ

Küresel tedarik zinciri nedeniyle bir ülkedeki üretim azalışının başka ülkeleri etkileyerek hızla yayılma gösterebileceği belirtilen raporda, Rusya ve Ukrayna’nın özel nitelikli sanayi girdileri ürettiği, bunların tedarik sorununun Avrupa’daki otomobil üreticilerini zorlayacağı, Doğu Avrupa ve Orta Asya''daki bazı ülkelerin Rusya ile doğrudan ticareti ve Rusya’da yaşayan vatandaşlarının gönderdiği havalelere bağımlılığı nedeniyle kayıplara uğrayacağı anlatıldı.

ENFLASYON BAŞLI BAŞINA SORUN

Enflasyonun savaştan önce yükselmeye başladığı, gelişmiş ülkeler ile bazı gelişmekte olan ülke merkez bankalarının baskı altında parasal sıkılaştırmaya gittikleri, enerji, metal ve gıda fiyatları kanalından savaşın ilave bir baskı oluşturacağı vurgulanan raporda, “Üretimin daha yüksek fiyatlara tepki vermesi ve yeni kapasitenin faaliyete geçmesiyle darboğazın hafiflemesi beklense de bazı ürünlerde arz kıtlığının 2023''e kadar sürmesi bekleniyor. Sonuçta, hem gelişmiş, hem de yükselen ekonomilerdeki enflasyonun önceki yıllara kıyasla çok daha uzun süre yüksek kalması bekleniyor” denildi.

ZOR KARARLAR

IMF, küresel görünümü etkileyen temel sorunları raporunda, yükselen faizler ve kamu borçluluğunun etkileri olarak sıralarken, orta vadede savaşın küresel ekonomilerde hasar bırakarak yavaşlayacağını vurguladı.

Savaşın ülkeleri ekonomi politikalarında zor bir ödünleşmeyle karşı karşıya bıraktığı belirtilen raporda, bu ödünleşmenin, enflasyonla mücadele, salgından çıkış sürecini koruma, hayat pahalılığıyla mücadele, finansal tamponlar oluşturma öncelikleri arasında gerçekleşeceği belirtildi.

Raporda, enflasyonun merkez bankalarının kontrolü dışındaki küresel emtia artışlarıyla bağına işaret ederek, mali yönetimin dikkatle bu fiyatların iç piyasaya yansımasını kontrol etmesi, merkez bankalarının parasal duruşlarını net şekilde açıklaması ve veriye bağlı değiştirmesi tavsiye edildi.

Yükselen faizlerin dengelenmesi bölümünde, halen geniş bir yelpazede faizlerin negatif olduğu hatırlatılarak, merkez bankalarının açık bir iletişimle reel faizleri nötr hale getirme politikası izlemesi, ekonomi yönetimlerinin de yapısal politikalara ağırlık vermesi ve yatırım artışı sağlamasını önerdi.

IMF, senaryolarda ise; kötü senaryoda emtia fiyat, ilave küresel enflasyon, ilave daha sıkı küresel mali koşullar altında küresel reel büyümenin -1 ile -2 arasında gerçekleşeceği, 2024’te yatay duruma geçerek, 2027’ye kadar toparlanmanın süreceği varsayıldı.

İlgili Haberler