IMF ile Türkiye arasındaki ilişkiler yeni bir döneme gidiyor. Yaklaşık 40 yıldır Türkiye'de fiyat istikrarı amaçlı stand by anlaşmaları yapan IMF, bundan vazgeçiyor.
IMF ile Türkiye arasında martta tamamlanacak olan stand-by, uluslararası piyasalardaki dalgalanma nedeniyle yeni bir platformda sürdürülecek.
IMF bu kez, Türkiye ekonomisinde istikrarın sağlanması için yürüttüğü "faiz dışı fazla" göstergesine dayalı program yerine, uluslararası piyasalardaki dalgalanmaya karşı dış borçların ödenmesinin garanti edileceği "döviz rezervine dayalı" program geliştiriyor.
Buna göre, Türkiye belli bir döviz rezervini garanti edecek. 6 ayda bir performanslar rezerv üzerinden incelenecek. IMF uluslararası piyasalara Türkiye için hem güvence verecek hem de uluslararası bir krize karşı, rezervdeki olası bir düşüşün bir kısmını telafi etme garantisi sağlayacak.
Faiz dışı fazla ikinci planda
IMF bu program karşılığında Türkiye'ye herhangi bir kredi kullandırmayacak. Sadece, rezervlerde piyasalarda tehdit olarak algılanabilecek bir azalma olması halinde IMF, azalan rezervlere karşın alacaklılara garanti vermiş olacak.
Böylece, 1958'den bu yana süren IMF-Türkiye ilişkileri "döviz çıpası" ile devam edecek. Geçmişte devalüasyona bağlı mali ve para istikrar programları öneren IMF, 2001 krizinden sonra yüzde 6.5 oranındaki "bütçedeki faiz dışı fazla oranı" kavramını en önemli performans kriteri olarak öngörmüştü.
55 milyar dolar borç
Edinilen bilgiye göre Türkiye'nin tutacağı rezerv, bankacılık sisteminin dış borçlarının ödenmesi konusunda uluslararası piyasalara garanti olarak sunulacak. Yetkililer, uluslararası piyasalarda özellikle 2008 için riskli bir bekleyiş olduğunu, bu nedenle IMF'nin de artık olası bir kriz durumunda uluslararası bankaların alacaklarının garanti edilmesi için formüller geliştirdiğini vurguladılar.
Türkiye'de bankalar ve özel sektörün uzun vadeli olarak adlandırılan doğrudan kredi kullanımları karşılığında yaklaşık 55 milyar dolarlık bir borç büyüklüğünün bulunduğunu belirten yetkililer, bu borcun 32 milyar dolarlık bölümünün 2008'de ödenmesi gerekeceğini bildirdiler. Türk bankacılık sektörü ve özel firmaların gelecek yıl 32 milyar dolarlık borcu çevirmek için, uluslararası piyasalardan yeniden borçlanmaları gerekeceğini belirten yetkililer şu bilgileri verdiler:
"IMF 2008'de oluşabilecek bir dünya piyasaları krizinde bu borçların çevrilemezse özel sektör ve bankaların döviz sıkıntısı çekmeden borçlarını ödemelerini garanti altına almak istiyor.
Borçlar ödense bile yeni borç alınamazsa yatırım ve bankacılık kesiminde kredi sorunu olacak. Şimdiden uluslararası piyasalarda bütün aktörler kredileri durdurmuş ve 2008 için endişeli bir bekleyiş var."
Rezerv pazarlığı sürüyor, yeni bütçe çıpayı bekliyor
Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'in ABD'de IMF yetkilileriyle garanti edilecek rezerv miktarı ve IMF'nin güvence olarak depoda tutacağı rezerv desteği miktarı için görüşmeler yaptığı öğrenildi. Ekonomi yönetimi Şimşek'in ABD'deki görüşmeleri çerçevesinde, yeni anlaşmanın teknik detaylarını 19- 20 Ekim'de Washigton'da toplanacak IMF-Dünya Bankası Zirvesi'ne yetiştirecek. Anlaşma bu zirvede sonuca bağlanacak.
Ekonomi yönetimi ayrıca, 2008 Bütçe Taslağı hazırlıklarını da sürdürüyor. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Şimşek'in ABD'den dönmesinden sonra Yüksek Planlama Kurulu'nda son şeklini alacak bütçe rakamları ve 2008 ekonomik hedefleri mevcut stand-by anlaşması çerçevesinde ekim başında IMF'ye gönderilecek.
Ancak 2008 ekonomik büyüklükleri içinde, özellikle Merkez Bankası bilonçosuna ilişkin hedefler yeni "rezerv anlaşması" çerçevesinde belirlenecek. Yetkililer, kur rejimi, bütçe dengeleri ve istikrar önlemlerinin de içinde olacağı bu programda çıpanın "rezerv" olacağını söylediler.