İmralı’daki satrançta oyuncu kim piyon kim?

Tayyip Erdoğan, Gabon’a giderken, İmralı’da terörist başı Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler için  “Bu, yeni başlamış bir süreç değil. Gelecekte buna benzer farklı gelişmeler olabilir mi? Olabilir. Önünü kapamanın da bir anlamı yok. Oslo olmaz da başka bir yer olur” dedi.
Okurlarımız hatırlayacaktır; BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, 2012’nin Ekim ayında BDP’ye yüklenen ve dokunulmazlıkların kaldırılmasını, idamın geri gelmesini isteyen Tayyip Erdoğan’a cevap verirken “Başbakan’ı artık iyi tanıyoruz. Ne zaman BDP’yi sert ifadelerle eleştirip yüklenirse, o zaman başka kanalların devreye girdiğini biliyoruz. Ben Başbakan’ın bu tavır değişikliği ile İmralı’da görüşmelerin yeniden başladığını tahmin ediyorum” diye konuşunca, genel başkanı Selahattin Demirtaş tarafından azarlanmıştı! Biz de bu durumu  “AKP ile BDP arasında danışıklı dövüş” başlığı altında incelemiştik. Hasip Kaplan’ın bu anlaşmadan haberi yokmuş demek ki..

 

***

 

İkinci tespitim şu: Bülent Arınç, Abdullah Öcalan hakkında  “Öğrenci yurdundayken namaz kılan üç arkadaş. Biri Abdullah Öcalan”  derken, elbette görüşmelerin sürdüğünü biliyordu. Öcalan ile görüşmeleri açıklamadan önce kamuoyunu böylece hazırlamak istiyordu. Biraz daha zorlasa, “evliya” da diyebilirdi!
Bülent Arınç bu sözleri söylediği zaman benim aklıma ilk gelen, Karadeniz’de söylenen, “Çalayiler ama namaz da kılayiler”  sözüydü.  Tabii Arınç’ın söyleminden sonra, bu sözü biraz değiştirmek gerekiyordu: “Asker öldürdiler, polis öldürdiler, öğretmen öldürdiler, bebek öldürdiler ama namaz da kıldiler!”
Tapu Kadastro Meslek Lisesi de ne kadar ilginç bir okulmuş! Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da oradan mezun.. Öcalan’ın namaz kıldığını doğruluyor. Sonra Abdullah Gül ile Exeter Üniversitesi’ne gönderilen ekipte de yer alıyor.. Öcalan ile bir yıl boyunca namaza gittiğini söyleyen Yakup İnce de, “Nur sohbetlerine gelmek istiyordu, götürmediğim için pişmanım”  diyor..

 

***

 

4 Ocak 2013 Cuma akşamı, Ulusal Kanal’da Elif Akçınar’ın “Neler Oluyor” programında, Rauf Tamer’in yazısından  “Apo, yanlış adres mi? Öyleyse... Biri çıkıp söylesin. Ama muhatabımız kim olmalı, onu da söylesin” bölümünü aktardım ve  “Rauf Ağabey’in sorusuna ben cevap veriyorum. Evet görüşmek için Öcalan yanlış adrestir. Asıl muhatap ABD olmalıdır. Terör örgütünü, Türkiye’yi yönlendirmek, oyalamak için kullananlarla görüşmek gerekir” deyiverdim. Tabii bunun için, önce ABD’den bağımsız bir ülke olmak gerekir..
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad da son konuşmasında, teröristlerle muhatap olup olmama konusu ile ilgili şu sözleri söyledi:  “Siyasi diyalog kurmak istedik ama karşımızda bir muhatap bulamadık. Biz kuklalarla (Suriye muhalefeti ile) değil kuklaları oynatanlarla (Batı ile) diyalog kurmak istiyoruz. Batı diyalog kapısını kapattı. Ülkelerini yabancılara satmayanlarla diyaloğu sürdürürüz.. ”
Demek ki akıl için yol birdir..

 

***

 

Tabii, Öcalan ile görüşmek yerine, ABD ile birlikte İran, Suriye ve Barzani ile görüşülmesini tavsiye edenler de var. Herkes biliyor ki Türkiye’nin Kuzey Irak’ta kapsamlı bir operasyon yapmasını engelleyen ABD’dir. Hatta Yaşar Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığı döneminde, 2008’in Şubat ayı sonunda bir kış harekatı yapılmıştı da Amerikan Savunma Bakanı ve eski CIA Başkanı Robert Gates, “Hemen çekilin” deyince, Türk askerine geri dön emri verilmişti. Peki Türkiye neden Amerika’nın her talebini yerine getiriyor? Çünkü Türkiye’nin askeri sistemlerinin yanında artık ekonomisi de tamamen ABD’ye bağımlıdır. Türk halkının oylarıyla seçildiği iddia edilen Tayyip Erdoğan, Türkiye topraklarından  “NATO toprağı” diye söz etmektedir.  “İddia edilen”  diyorum, çünkü seçimlerdeki 6 milyon hayali seçmenin nasıl oy kullandığını hâlâ izah edemediler! Bu sahtekarlıklar, neden örtbas edildi?

 

***

 

William Safire’ın 5 Kasım 2001 tarihinde The New York Times gazetesinde yayınlanan yazısında  “Sovyetlere karşı Çin’i kullandık; Müslümanlara karşı Türkiye’yi kullanalım”  dediğini hatırlayalım. Arap Baharı’nda Türkiye’yi İslam dünyasına karşı A’dan Z’ye kullanmıyorlar mı?
1999 seçimleri öncesinde Abdullah Öcalan’ın yakalanıp teslim edilmesi ve böylece birinci partinin belirlenmesi örneğinde olduğu gibi şimdi de seçim öncesi, “terörün hakkından geldiler”  imajı yaratılmak isteniyor olabilir.. Avrasya, ABD’nin düşünürlerine göre  “Satranç Tahtası” değil miydi? Piyonlarla iş görüyorsanız onları güçlü tutmalısınız.. Zaten kendileri de  “enstrümanlar kullanılır”  diyor.. Aynen öyle..

Yazarın Diğer Yazıları