İnce: "15.30'da yapacağın mitingi kalabalık toplanmayınca 18.00'e aldın"

İnce: "15.30'da yapacağın mitingi kalabalık toplanmayınca 18.00'e aldın"
Diyarbakır'da miting düzenleyen CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Erdoğan'a yüklendi. İnce, "15.30'da yapacağın mitinge kalabalık toplanmayınca 18.00'e aldın" dedi.

Muharrem İnce, Cumhurbaşkanlığı seçimi çalışmaları kapsamında Diyarbakır'da konuştu. 

Seçim çalışmalarına devam eden İnce'nin Diyarbakır mitinginde yaptığı konuşmanın satır başları şöyle:

-Merhaba Diyarbakır… Cahit Sıtkı Tarancı’nın hemşehrileri,  Ziya Gökalp’in torunları, Ahmet Arif’in kardeşleri… Ne diyordu Cahit Sıtkı Tarancı; ‘Memleket isterim… Gök mavi, dal yeşil, toprak sarı olsun… Olursa bir şikayet ölümden olsun… Kardeş kavgası son bulsun’ diyordu Cahit Sıtkı…

-Ne diyordu Ahmet Arif; ‘Haberin var mı taş duvar… Demir kapı kör pencere, yastığım ranzam zincirim… Uğruna ölümlere gidip geldiğim zulamdaki mahsun resim haberin var mı… Görüşmecim yeşil soğan göndermiş… Karanfil kokuyor cigaram… Dağlarına bahar gelmiş memleketimin’ diyordu…

-İşte ben 15 yaşında Yalova’da liseye giderken… Diyarbakırlı Ahmet Arif’in ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’ şiir kitabını o yaşımda ezberlemiştim. Yani 15 yaşında ezberlediğim şiiri, bir Diyarbakırlı'nın yazdığı şiiri 40 yıl sonra, Diyarbakırlılara cumhurbaşkanı adayı olarak okudum. (‘İnce başkan’ sloganları)

-Ben bugün buraya sizi kandırmaya, sizi aldatmaya ya da baldıran şerbeti içmeye gelmedim. Ben bugün buraya ramazan şerbeti, meyan şerbeti içmeye geldim. Türkiye’nin çok ciddi sorunları var. Cari açık 55 milyar dolar, mutfaktaki enflasyon yüzde 30, 250 milyar dolarlık ithalat var, gençlerin yüzde 20’si işsiz ve Türkiye kuşatılmış durumda. Şu anda Türkiye’yi yönetenler Türkiye’yi Ankara’dan yönetmiyor; Brüksel’den, Washington’dan yönetiyor.

-Sevgili Diyarbakırlılar bakınız… Bir problemimiz var. Başından beri öneriyorum. 3B… Bir, barışacağız… Hemen barışacağız ama hemen… İki, ekonomik olarak büyüyeceğiz…  Yani üretim ekonomisine geçeceğiz. Fabrikalar açacağız. Kıraathanelerde bedava kekle zaman dolmaz. Çay beleş, gündüz kekle geçiştirdin; akşam evine gittin, yemek ne olacak? 

-Tarıma dayalı sanayiyi geliştireceğiz. Meraları atıl olmaktan kurtaracağız. 

-Sesi yükseltebilirseniz yükseltin. Çok kalabalık burası, sonunu göremiyorum.

-Sanayimizin yüzde 25’i atıl. Onu işlevsel hale getireceğiz, refahımız artacak, zenginleşeceğiz. Büyüyeceğiz. 

"CUMHURBAŞKANI OLDUĞUM GÜN ALTI OKU ÇIKARDIM"

-Bu kardeşiniz ilkeli bir siyasetçidir. Zaman zaman kendi partisiyle de ters düşmüştür. 4 Mayıs’ta cumhurbaşkanı adayı oldum, altı oku çıkardım. Artık, sadece CHP’lilerin değil 81 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Ve altı oku takmadım, artık bayrak taktım. Sonra, Sayın Akşener’e gittim, kutladım, başarılar diledim. Sayın Karamollaoğlu’na gittim,  kutladım, başarılar diledim. Demirtaş’a gittim, başarılar diledim. Sayın Erdoğan’a gittim başarılar diledim.

"İZİN ALACAK HALİM YOK"

-Erdoğan, bu videoyu alıp Demirtaş bölümünü kesmiş. Sürekli yuhalarsanız ben derdimi anlatamam, televizyonu izleyenler beni yuhalıyorsunuz sanır. Olay şu, ben dört adayın da selamı var diyorum. Erdoğan sadece Demirtaş kısmını alıyor, bak bak Demirtaş'a da gitmiş diyor. Saklı gizlim yok, Erdoğan'dan izin alacak halim de yok. 

"DOKUNULMAZLIĞA BUGÜN DE OLSA HAYIR DERİM"

-Dokunulmazlık konusu geldi gündeme. Benim mensubu bulunduğum partinin yönetimi dedi ki, biz kaldırılmasına evet diyeceğiz. Ben dedim ki, yanlış yapıyorsunuz. Televizyonlara çıktım, ben parti yönetiminin tavrını doğru bulmuyorum, 'hayır' oyu vereceğim dedim. Bugün olsa yine aynısını yaparım. Siyaseti ilkeli yapacağız, kimseye yaranmak gibi bir derdim yok. 

"TÜRKLERİN KAYGILARINI GİDECEĞİZ, KÜRTLERİ DE ONORE EDECEĞİZ"

-Kürtler onore edilmek istiyor, Türklerin de kaygıları var. Türklerin kaygılarını gidereceğiz, Kürtleri de onore edeceğiz. Yalan yok, gizli kapaklı görüşme yok. Çözüm yeri TBMM.

-Cumhurbaşkanı olduğumda TRT'nin kanallarından birini bu işe ayıracağım. Zaten bir işe yaradığı yok, bari bir işe yarar. Tartışacak insanlar, ne istiyor. Dil meselesini tartışacaklar. İçinizde muhafazakar var, esnaf var, solcu var; anlaştığınız bir yer dil meselesi, kendi aranızda anlaşamadığınız yerler de var. Anlaştığınız yerlere beni de yazın, anlaşamadıklarınızı da çözeceğiz. Ben oy değil, sorunu çözmek istiyorum. 

-Erdoğan oy istiyor, onun derdi oy; benim derdim çözüm, barış, uzlaşma, huzur. Dil konusunu nasıl çözeceğiz. Dil ve din... Muhazakarlar din kültürü ve ahlak bilgisi yetmez, ben daha fazlasını istiyorum diyor. Hay hay muhafazakar kardeşim, seçmeli olarak kaç saat istiyorsan görüşeceğiz. Bir diğeri de diyor ki, siz bana hakaret ediyorsunuz, ben zorunlu olanı da almak istemiyorum. Hay hay, sen de alma. 40 senedir tartışıyor Türkiye, çözümü bu. İsteyene istediği kadar seçmeli din dersi, istemeyene yok. 

İlgili Haberler