İnce, ihraç yolunu açtı

Muharrem İnce anlaşılan parti kuracak. CHP yönetimine yüklenmesi bunu gösteriyor.

CHP'nin iktidar olamayacağını söylemek başlı başına disipline sevk ettirir.

CHP yönetimi ne yapacak?

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı seçilen Aylin Nazlıaka, daha önce pek de önemli olmayan bir hareketinden dolayı partiden ihraç edilmiş, bir süre arafta kaldıktan sonra yakın zamanda partiye tekrar alınmıştı.

Muharrem İnce'nin ağır tenkidi, görünen o ki, kendisini, ihraç talebiyle disiplin kuruluna götürecektir. "İhraç" edilmek için mi, parti yönetimine ağır yüklendi? Muhtemelen."Genel Merkez'in gerçeklerin söylenmesine, parti için tartışmaya tahammülü yok. diyerek, "ihraç"ı lehine çevirmek isteyecektir.

Bir parti, üyeleri arasında ayırıma gidemez. Giderse ciddiyetini kaybeder. M. İnce için parti disiplini neyi gerektiriyorsa onun uygulanacağını düşünüyorum.

M. İnce'yi baştan sona dinledim. Bir kasaba politikacısı görüntüsü verdi. "Halkın seviyesi budur, İnsanları basit cümlelerle tavlarım." mı diye düşündü?

CHP'nin ağır isimleri onu ziyaret etmiş, tecrübelerine dayanarak "Sakın partiden ayrılma." telkininde bulunmuştu.  O ise, büyüklerini dinlemedi ve kendince "Bin Günde Memleket Hareketi"ni başlattı. İsim bile ödünç. Daha önce "Memleket Masası"ndan bahsedilmişti.

M. İnce, M. Kemal'in Millî Mücadele için İstanbul'dan Anadolu'ya geçişini örnek gösteriyor. Hiçbir alakası yok. İlgisiz bir benzetme. Üstelik onun argümanlarıyla M. Kemal'in argümanları örtüşmez.

M. İnce, parti yönetimini bu kadar tenkit ettikten sonra Millet İttifakı içinde kendisini göstermekle, cumhurbaşkanlığına adayım demek istemiş olabilir. Bu saatten sonra geçmiş ola. Tren kaçtı.

"Ben CHP'den fazla oy aldım." diyor. Mantığa uygun değil bu sözleri. Cumhurbaşkanlığı seçimindeki adaylığıyla kıyaslamaması lâzım. R. T. Erdoğan karşısında mecburen destek verilmiştir. Bunu düşünmeden nasıl kıyasa gidiyor?

Muharrem İnce, Saray'la arasında bir bağ kurulmaması için, öncelikle muhalefetin, bütün tenkidî sözlerini kullanarak iktidarın üzerine gitti.

Bir laf etti ki, çok yerinde. İktidarı kastederek "Dinle vicdan arasındaki bağ koparılmıştır." dedi.

İktidarı bu kadar tenkit ettiği hâlde, "Tek Adam" sistemi için neden bir şey söylemedi? Sanırım kendisini yalanlamamak için. Daha önce, "Erdoğan bu sistemin yetkilerini kullanıyor, ben niye kullanmayayım." demişti.

M. İnce'nin "etnisite" takıntısı var. Türkiye'de insanlarımızı kategorize ediyor. "Kürt seçmen" ayırımına gitti. Ülkenin aslî insanını farklılaştırıyor. Mahallî seçimleri kastederek, belli başlı illerimizi saydı, araya bir de Bozüyük ilçesini sıkıştırdı, "Bize belediye başkanlıklarını Kürt vatandaşlarımız kazandırdı. HDP kazandırdı. Kürtleri yok sayamazsınız." dedi. Çok tehlikeli bir mecraya girdi. Alanını daralttı.

Muharrem İnce Bey! Madem HDP'ye bu kadar ünsiyetiniz var, HDP'ye geçin, sizin gibi bir ismi muhakkak genel başkan yaparlar. Bir gazeteci olarak, bir yazar olarak bütün desteğimi vereceğim. Ve hatta, kitabınızı yazacağım. Aynı kadrodan üç parti genel başkanının kitabını yazdım. (M. Kemal Atatürk'le ilgili farklı bir çalışmam var, sonra açıklayacağım. Dolayısıyla dört.) Sizin de kitabınızı yazmak boynumun borcu!

Ekranda yorumları da dinledim. Konuşmasını beğenen çıkmadı. Kimse şans vermedi.

Geçmiş ola.

Yazarın Diğer Yazıları