İngiltere'de Brexit krizi

İngiltere'de Brexit krizi
İstifalar ile birlikte İngiltere'de Brexit nedeniyle istifa eden bakan sayısı 18'e yükseldi

İngiltere’de Ekonomi ve Sanayiden Sorumlu Devlet Bakanı Richard Harrington, Orta Doğu’dan Sorumlu Bakan Alistair Burt ve Sağlık Bakanı Steve Brine, Brexit oylamasında hükümete karşı oy vererek istifa etti. Böylece İstifalar ile birlikte İngiltere'de Brexit nedeniyle istifa eden bakan sayısı 18'e yükseldi. Öte yandan İngiliz parlamentosu kabul ettiği teklif sonucunda parlemonto gündemini belirleme yetkisini hükümetten bir günlüğüne aldı.

İngiltere'de, milletvekillerinin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma (Brexit) sürecinin kontrolünü ele almalarını öngören önerge Parlamento'da 302'ye karşı 329 oyla kabul edildi. Muhafazakar Parti'nin milletvekillerinden Oliver Letwin’in verdiği önergenin kabulü ile hükümetin Brexit konusunda Parlamento'da aldığı yenilgilere bir yenisi eklenmiş oldu.

Hükümetin karşı çıktığı önergenin 27 oy farkla kabulü sonrası, İngiltere Parlamentosu'nda Çarşamba günü çeşitli oylamalar yapılacak. Bu oylamalarda milletvekillerine ne tip bir Brexit'ten yana oldukları sorulacak.

İşçi Partisi'nin Brexit sözcüsü Sir Keir Starmer, hükümetin aldığı bu yenilgiyi "utanç verici" olarak niteledi. Starmer, "Parlamento karşı koydu; şimdi bundan sonra ne olacağına karar verme şansına sahip" dedi.

İngiltere Başbakanı Theresa May, Pazartesi günü Avam Kamarası'nda yaptığı konuşmada, bu süreçle ilgili "şüpheleri olduğunu" söylemişti. May, Parlamento'daki oylamalardan çıkan sonuca göre hareket etme taahhüdünde bulunmamıştı.

3 BAKAN İSTİFA ETTİ

Parlamento'daki oylamada hükümetin üç üyesi daha istifa etti.

İktidardaki Muhafazakar Parti'nin, istifa eden hükümet üyeleri Richard Harrington, Alistair Burt ve Steve Brine dahil 30 milletvekili, hükümetin aksi yöndeki çağrısına karşın önergeye destek verdi.

Önergenin kabulü sonrası Parlamento'da oylanacak muhtemel seçenekler arasında "daha yumuşak bir Brexit" ve ülkede ikinci Brexit referandumu yapılması da olacak.

MAY: "DİĞER SEÇENEKLER FARKLI BİR BREXİT YADA İKİNCİ REFERANDUM

May, mevcut koşullarda Avrupa Birliği (AB) ile vardığı Brexit anlaşmasının Parlamento'da üçüncü kez oylanması ve bu kez onaylanması için yeterli destek olmadığını söylemişti. Parlamento'nun Brexit sürecinde kontrolü ele almasını da doğru bulmadığını da vurgulamıştı.

Parlamento'nun anlaşma olmadan AB'den ayrılmaya karşı çıktığını hatırlatan May, "Diğer seçenekler, farklı bir Brexit için çaba harcamak ya da ikinci referandum" demişti.

İngiltere Başbakanı, Parlamento'nun anlaşmaya destek vermemesi ve AB'den anlaşma olmadan ayrılmanın ihtimalinin devre dışı bırakılamaması halinde, Brexit'in daha uzun süre ertelenmesi seçeneğinin de masada olduğunu söyledi.

Parlamento'nun daha önce AB'den anlaşma olmadan ayrılmaya karşı çıktığını ve muhtemelen bu hafta da çıkacağını vurgulayan May, diğer alternatiflerin, farklı bir Brexit için çaba harcamak ya da ülkede ikinci Brexit referandumu yapılması olduğunu belirtti.

May bununla birlikte mevcut koşullarda AB'den anlaşma olmadan ayrılacaklarının da altını çizdi.

Corbyn: Parlamento'nun kontrolü ele almasının vakti geldi

Ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin lideri Jeremy Corbyn ise hükümetin Brexit sürecine yaklaşımının "ulusal bir utanç kaynağı" olduğunu söyledi.

Jeremy Corbyn, hükümetin Brexit sürecinde kontrolü ele elmasının vaktinin geldiğini belirtti.

Corbyn, İşçi Partisi'nin, İngiltere'nin anlaşma olmadan AB'den ayrılmasını veya AB'den iktidardaki Muhafazakar Parti'nin istediği şekilde ayrılmasını önlemek için yeni bir Brexit referandumu yapılmasını destekleyeceğini söyledi.

AB geçen hafta İngiltere'nin Brexit'in 29 Mart'tan daha ileri bir tarihe ertelenmesi talebine şartlı onay vermişti.

Mevcut koşullarda İngiltere AB'den, Brexit anlaşmasının bu hafta İngiltere Parlamentosu'ndan geçmesi halinde 22 Mayıs'ta ayrılacak.

Anlaşmanın İngiltere Parlamentosu'ndan geçmemesi halinde ise yine mevcut koşullarda İngiltere'nin Brexit konusunda son karar tarihi 12 Nisan olacak.

İngiltere'nin AB'den daha uzun bir erteleme talep etmesi halinde ise birlik üyesi 27 ülkenin de buna onay vermesi ve İngiltere'nin Mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılması gerekiyor.

İngiltere Parlamentosu Brexit anlaşmasını Ocak ayında 230, bu ay da 149 oy farkla reddetmişti.

"EN ÖNEMLİ ANLAŞMAZLIK NOKTASI"

Brexit anlaşmasının İngiltere Parlamentosu'ndan geçmemesinin en önemli nedeni, muhalefetin yanı sıra May'in azınlık hükümetine dışardan destek veren Kuzey İrlanda'nın muhafazakar Demokatik Birlik Partisi'nin (DUP) ve İngiltere'de iktidardaki Muhazafakâr Parti'den çok sayıda milletvekilinin, anlaşmada "backstop" olarak tarif edilen düzenlemeye şiddetle karşı çıkmaları.

"Backstop" esasında bir acil durum mekanizması. Brexit sonrası AB ile İngiltere arasındaki serbest ticaret anlaşması müzakereleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Birleşik Krallık'ın parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasında fiziki sınır olmamasının garanti altına alınmasını amaçlıyor.

Ancak İngiltere ile AB arasında varılan anlaşma, taraflardan herhangi birinin bu sürece tek taraflı olarak son verememesini öngörüyor. İngiltere'de anlaşmaya karşı çıkanlar da bunun, Birleşik Krallık'ın tamamında gümrüklerin kontrol edilememesi anlamına geleceğini vurguluyor.

En büyük korku, Kuzey İrlanda Cumhuriyeti'nin fiili olarak İrlanda Cumhuriyeti'nin parçası haline gelmesi ve Kuzey İrlanda gibi 2016'daki referandumda Brexit'e karşı çıkan İskoçya'da 2014'ten sonra yeniden bir bağımsızlık referandumu yapılması. Yani, Birleşik Krallık'ın parçalanması.

İrlanda adasındaki çatışmalara son veren 1998 tarihli Hayırlı Cuma Anlaşması, İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda'nın ortak bir ekonomik pazarda yer almasını; sınırın iki tarafında serbest yaşamı, dolaşımı ve çalışmayı sağlamıştı. Zira Birleşik Krallık ve İrlanda Cumhuriyeti AB üyesiydi. Ancak Brexit ile beraber bu durum noktalanacağından; hem İngiltere hükümetini hem AB'yi hem İrlanda Cumhuriyeti'ni hem de Kuzey İrlanda'daki tüm tarafları tatmin edecek bir formülün bulunması gerekiyor.