İnternet, açık istihbarat kaynağı olarak kullanılması ve çocuk istismarı gibi birçok sakıncasına rağmen, bütün dünyada fikirlerin özgürce ifade edilebildiği bir serbest kürsü olarak, insanların ses verebildiği dünya kadar büyük bir halk zemini oldu. Her ne kadar, kontrol, istihbarat servisleri ve büyük finans sahiplerinin eline geçmeye başlamışsa da hâlâ bireysel çıkışlarla İnternet üzerinden, gerçekleri, geniş kitlelere ulaştırmak mümkün. 

***

Kapalı rejimlerde, gerçeklerin halka ulaşmasını istemeyen diktatörler, İnternet’e ciddi sınırlamalar getiriyor. Çünkü İnternet, foyalarını meydana çıkarıyor. 
Son olarak çıkarılan “Torba Kanun Tasarısı” na son anda eklenen bir madde ile kullanıcıların hangi adreslere girdiği ve ne kadar kaldığına dair bilgiler artık Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda saklanacak.
Ayrıca TİB Başkanı’na “ulusal güvenlik, kamu düzeninin korunması ve suç işlenmesini önlenmesi” için 4 saat içinde internet sitelerine erişimi engelleme yetkisi verildi! Engelleme kararı 24 saat içinde mahkemeye sunulacak ve hâkim 48 saat içinde kararını açıklayacak.
Bu maddelerin haberleşme özgürlüğünü ve kişisel dokunulmazlığı ihlâl bakımından Anayasa’ya aykırı olduğu kesin. 
Nitekim CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, “Zaten sınırlı olan İnternet özgürlüğü, daha da sınırlı hale getirildi. Bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz” dedi. 
Türmen, “Kamu düzeni ve ulusal güvenlik, ucu açık kavramlar. Yani keyfiliğe tabi olan kavramlar. Bunu istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Çarşı iddianamesinde de bunu gördük. Hükümeti protesto etmek, hükümete darbe yapmakla aynı şey olarak görülüyor. Yani hükümeti protesto etmek için bir tweet atarsanız, bu, hükümete karşı darbe suçu işlemek anlamına gelebilecek. TİB bunu hemen engelleyebilecek. Daha da kötüsü bu tweet, yargılamada aleyhinize delil olarak kullanılabilecek” diye yapılan düzenlemenin nasıl kullanılacağını anlattı. 
Çarşı Grubu’nun “hükümeti yıkmaya teşebbüs” ile suçlanması konusunda Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da “Gezi’de Çarşı Grubu şiddet uygulamadan, demokratik gösteri hakkını kullanmıştır. Darbe teşebbüsü suçlaması, düşünceyi açıklama hakkına darbedir” 
dedi. 

***

Hükümet bir taraftan İnternet Gestaposu kurarken, 
diğer taraftan iktidar mensuplarının konuşmalarını halktan saklayabilmek için kripto üzerine kripto, yani şifreli konuşma programı geliştiriyor. Öyle ki kripto geliştirme alanında Türkiye, neredeyse ABD’yi bile geride bıraktı. 
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Devletin zirvesinin kullandığı kriptolu telefonların dinlenmesinin ardından yeni kriptolu telefonlar hazırlandı. Yazılımı ve donanımı değiştirilen yeni kriptolu telefonlar yılbaşında devletin üst yöneticilerine dağıtılacak” diye bilgi verdi ama sivillere yönelik kriptolu telefon projesinin de devam ettiğini belirterek “İsteyen kriptolu cep telefonu kullanabilecek” müjdesini verdi! 
Milletin bilmem neresine koyanlar yaşadı demek!
Yine iktidarın, Twitter, Facebook gibi İnternet meydanlarında, muhalifler hakkında kara propaganda yapan ve “aktroller” denilen maaşlı ekipleri var. Yani İnternet’in önemini en çok iktidar kavramış durumda! Hitler, Alman toplumunu Gestapo teşkilatı üzerinden denetliyor ve baskı altına alıyordu. AKP iktidarı ise İnternet üzerinden bir Gestapo denetimi kurarak, aynı işi yapıyor. 
Herkes biliyor ki Hitler’i Gestapo bile kurtaramadı! İnternet Gestaposu
AKP’yi kurtarır mı?