Bütün dünyada, güçlü gazeteler, kâğıdı tamamen bırakarak İnternet üzerinden yayına devam kararı alıyor ama bağımsız yayıncılık yapan küçük İnternet gazetelerine yenik düşmeye başladılar.

Çok güçlü televizyon kanalları da Youtube kanalları karşısında zayıflıyor. İnsanlar, merak ettiği bilgilere ara-bul yöntemiyle ulaşmaya çalışıyor. Türkiye'de Abdullah Çiftçi, Sabahattin Önkibar gibi Youtube üzerinden konuşmalar yapanlar, tek başlarına gazetelerle, televizyonlarla yarışıyor.

Bütün dünyada, medya, hâkim güçlerin sözcülüğünü yapıyor. İnsanlar gerçek bilgiyi arıyor ve bunu mevcut medyada bulamıyor, güvendiği kişilere yöneliyor. Yeniçağ ise her geçen gün İnternet'te güçleniyor.

***

Dünyada hâkim medyayı en çok eleştiren kişi, ABD başkanı Trump'tır.

Trump, Twitter üzerinden 80 milyon takipçisine her gün ortalama 10-15 mesaj yayınlıyor. Bazı günler 100 mesaj yayınlayabiliyor. "Trump, Twittter'da 80 milyon tiraja sahip" de denilebilir.

Yalnız bugünlerde Trump'ın, Twitter ile başı dertte!

Amerika'nın Sesi ve BBC'ye de konu olan olay şu şekilde gelişti:

"Trump, 26 Mayıs 2020 günü bir mesajla, California eyaletindeki başkanlık seçimlerinde posta yoluyla kullanılacak oyların hileye açık olduğunu, oy sandıklarının çalınacağını ve sahte oy pusulası basılacağını öne sürdü.

Twitter ise dezenformasyonu engellemeye yönelik yeni kuralları çerçevesinde bu mesajın altına 'Bilgiyi doğrula' uyarısı koydu.

Uyarının üzerine tıklayanlar, Trump'ın bu iddiasının asılsız olduğunu belirten medya haberlerine yönlendiriliyor.

Trump, buna da Twitter üzerinden cevap verdi ve 'Beni yalanlamayı,  yalan haberci CNN ve Amazon'un sahibi olduğu Washington Post üzerinden yapıyorlar. Twitter, ifade özgürlüğünü boğuyor ve ben, başkan olarak, buna izin vermeyeceğim' mesajını paylaştı."

Trump, ne yapacak, o belli değil.

***

Rusya, ABD merkezli olarak gelişen ve çok merkezli hale gelen İnternet'ten çıkmaya ve kendi sistemini kullanmaya hazırlanıyor. Rusya, 2019 yılı sonunda, dünyaya kapalı kendi internetinin testlerini başarıyla tamamladığını açıklamıştı. Rusya, test sırasında bir kaç saatliğine de olsa tüm dünya ile olan internet iletişimini kesmişti.

Çin, İran ve Suudi Arabistan ise İnternet iletişimini kısıtlıyor.

Bu arada, sosyal medya kuruluşlarının tamamı, korona virüs olayının perde arkasını sorgulayan bilim adamlarına ait çekimleri yayından kaldırıyor. Yani, sosyal medyada dünya çapında bir sansür var.

***

Türkiye'de ise iktidar, muhalif medyayı yargı silahı ile susturmaya çalışırken, döviz alımında vergiyi yüzde 1 yaptı,  bazı illerde, meralarda hayvan otlatmaktan da vergi almaya başladı: Büyükbaş 10, küçükbaş 2.5 TL.

Gerçi bu, "yeni bir yönetmelik değil" ama fiilen uygulanmıyordu... 

Büyükşehir yapılan illerde, köyler mahalleye çevrilince, su saati taktırmak mecburiyeti de getirildi. Sorun şu ki köylerin çoğunda, su şebekesini, köylüler kendileri kurmuştu!

Dadaloğlu'nun "Ekende yok biçende yok, yiyende ortak Osmanlı" dediği gibi bir durum...

Ege'de zeytin ağaçları imha ediliyor, göz yumuyorlar, Kaz dağlarındaki ormanları mahvettiler, Karadeniz ormanlarında müteahhitler ihale bedeli düşük olduğu için zararı karşılamak amacıyla iki kat kesim yapıyor, fındığı İtalyanlara teslim ettiler, sıra Rize'nin çayını bitirmeye geldi!

Orhan Veli, "Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava; Acı su bedava;" demişti ama şimdi dereleri yok ediyorlar, parklara ve sahillere bile çıkamıyoruz. Üstelik hayvan otlatmak da parayla!

Lübnan'ın yaptığı gibi "Whatsapp vergisi" de isteyebilirler! Belki çimenden sonra, havayı, sayaca bağlamayı da düşünüyorlardır...