İntihar Dükkanı: Mizahın Karanlık Hali

İntihar Dükkanı: Mizahın Karanlık Hali

Ölmek mi daha kolay yaşamak mı? “Yaşamak, ölümden daha cesurca olabilir mi?” İntihar Dükkanı – Jean Teulé

“İntihar etmeye karar verdiyseniz, doğru yerdesiniz.”

Bu cümleyle açılıyor Jean Teulé’nin kara mizah şaheseri İntihar Dükkanı. Ve bu cümle, kitabın tonunu tek başına öyle güzel özetliyor ki… Okurken bir yandan içim ürperdi, bir yandan istemsizce gülümsedim. Çünkü burada ölümden değil, yaşamın absürtlüğünden bahsediliyor aslında.⠀

Hikâye, nesillerdir intihara yardımcı ürünler satan Tuvache ailesinin etrafında şekilleniyor. Aile üyeleri, umutsuzluğu adeta bir yaşam biçimine dönüştürmüş: Anne Lucrèce, babaanne Madeleine, kasvetin kraliçesi gibi. Baba Mishima (evet, ismini intihar etmiş Japon yazar Yukio Mishima’dan alıyor) ise ölüm temasını tamamen ticarileştirmiş; envanterinde kendini asma iplerinden zehirli şekerlemelere kadar her şey var. Ailede her şey düzenli, her şey rutin. Ta ki küçük oğulları Alan doğana kadar.

intihar-dukkani.jpg

Alan bu dünyaya adeta yanlışlıkla düşmüş gibi: Hep gülüyor, her şeye umutla yaklaşıyor, ölümü değil hayatı yüceltiyor. Tuvache ailesi için bu bir felaket! Alan’ın varlığı, dükkânın işleyişini, hatta ailenin temel değerlerini yerle bir etmeye başlıyor. Bu tersine dönüş öyle zekice yazılmış ki, karanlığın ortasında sızan o minik ışık bile seni şaşırtıyor.

“Eğer her şey anlamsızsa, o zaman mutluluk da bir seçenek değil mi?

Alan’ın bu sözleri, kitabın özünü neredeyse tek başına taşıyor.

Jean Teulé’nin kalemi sade ama vurucu. Kullanılan ironi öylesine yerinde ki, bazen gözlerinin dolduğu bir sahneden birkaç satır sonra kahkaha atabiliyorsun. Tıpkı hayat gibi; trajediyle komedi arasındaki o ince çizgide gezdiriyor seni.

Kitap sadece bir kara mizah örneği değil; aynı zamanda bir sistem eleştirisi. Umutsuzluğun bile pazarlanabildiği, bireyin tamamen yalnızlaştığı, duyarsızlaştığı bir toplum eleştirisi. Tuvache ailesi, modern dünyanın bir metaforu gibi: Yüzeyde “başarılı” ama içeride tamamen çürümüş.

sena-ozkan.jpg

Romanın finali ise bence kitabın en büyük sürprizi. Göz kırpmadan okuduğum, kapattıktan sonra uzun süre düşündüğüm, ne hissedeceğime tam olarak karar veremediğim nadir kitaplardan biri oldu.

Okuyacaklara küçük bir uyarı: Bu kitap alıştığınız türden bir “karanlık” değil. Hafif gibi görünen bu kara mizahın altında çok derin ve rahatsız edici sorular yatıyor. Ama eğer bir kitap sizi sarsarak güldürsün, karanlığa tebessümle bakmanızı sağlasın istiyorsanız, İntihar Dükkanı tam da o kitap.