Vahdettin hain mi değil mi? Atatürk ve Kuvayi Milliyeciler için idam fermanı çıkarmıştı. İngilizlere İstanbul'un anahtarını vermişti

Vahdettin hain mi değil mi? Atatürk ve Kuvayi Milliyeciler için idam fermanı çıkarmıştı. İngilizlere İstanbul'un anahtarını vermişti
Sultan Vahdettin’in Atatürk liderliğindeki Milli Mücadele'ye karşı düşmanca tavır almasına rağmen bazı çevreler hain olmadığı yönünde görüşler ortaya koyuyor. Son günlerde yeniden alevlenen konu hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

DERLEYEN / ERDEM AVŞAR

İngiltere, Kurtuluş Savaşı ile Osmanlı Hanedanı’nın ve Vahdettin’in kaçışında baş aktörlerden biriydi. O yüzden İngiliz belgelerinde yazılanlar çok önemli.

Şunu söyleyerek başlayalım. II. Abdülhamit’ten sonra tüm şehzadelere yönelik bir siyaset yasağı var. Bir bakıma şehzadeler apolitik yetiştiriliyor. Vahdettin de böyle. Çengelköy’de yaşıyor, besteler yapıyor, İslam hukuku üzerine kafa yoruyordu. Dünya nereye gidiyor, Avrupa nereye koşuyor, Osmanlı’nın geleceği ne olacak gibi sorular Vahdettin’in gündeminde büyük yer kaplamıyordu.

Milli Mücadele hareketinin başarısızlığa uğraması için her türlü çabayı gösteren, Kuvay-ı Milliye''ye karşı Kuvayı İnzabiteyeyi kuran, İngiliz Muhipleri Derneği''ne üye olduğu bilinen ve Türk Ordusu''nun kesin zaferi sonrası İngiliz gemisi ile ihanet ettiği vatanı terk eden  Vahdettin’in İngiliz yetkililerine yazdığı kimi mektuplarda Atatürk için küfre varacak kadar sözleri var.

Vahdettin Atatürk’e bir bakıma düşman. Çünkü onu tahtından indirdi, saltanatına son verdi. Zaten Atatürk de Nutuk’ta Vahdettin için, ’sefil, aciz, anlayıştan yoksun, yaratık’ gibi kelimeleri kullanmış.

Vahdettin son nefesini verene kadar tahtından vazgeçmiyor. Bir gün şartların olgunlaşacağını ve saltanatının başına geçeçiğini umut ediyor. 1923 yılında Hicaz’da Mekke Beyanname’sini açıklıyor. Orada diyor ki: “Akıllı ve münevver kimseler fiilen, irsen ve istihkâken hilafet ve saltanat makamında bulunan (ki bu dünyadaki en büyük ve en ehemmiyetli makamdır) bir sultanın vatana hıyanet etme emel ve hırsına kapılmasını nasıl izah edebilirler? Bu makamın ve özellikle hilafetin şeref ve haysiyetini muhafaza etmek için tahtımı muvakkaten (geçici olarak) terk ettim, refah ve rahatımı bir kenara attım.”

Vahdettin’in Osmanlı’ya ve halkına nasıl ihanet ettiği birçok belgede, belgelere dayalı olarak yazılan kitaplarda açıkça yer alıyor. 

Vahdettin’in, Milli Mücadele başarısız olsun diye Anadolu’da çıkardığı iç isyanlar tarihin kanlı sayfalarını dolduruyor. 

Atatürk hem işgalcilerle savaşmış hem de işbirlikçi Vahdettin’in çıkardığı isyanları bastırmakla uğraşmıştır. 

İktidar ve destekçilerinin yalanlarına göre Vahdettin, vatanı kurtarsın diye Mustafa Kemal’i Anadolu’ya göndermişti. Mustafa Kemal’in örgütlenme çalışmalarını duyup onu görevden alan, tüm yetkilerini kaldıran ve bir süre sonra hakkında ölüm fermanını imzalayan da aynı Vahdettin’di!

VAHDETTİN''İN İNGİLİZLERLE GİZLİ ANTLAŞMASI. (12 EYLÜL 1919)

Türkiye İngiliz Mandasına Girecek.
İstanbul Saltanat ve Hilafet Merkezi Olacak.
Türkiye Bağımsız Kürdistan Kurulacak.

Görseller Atilla Oral''ın "Sömürge Valisi''nin Himayesinde Vahdettin''in ihanetleri ve İşgal İstanbul''u Charles Harington" kitabından alınmıştır. 

Antlaşmanın ortaya çıkmasıyla birlikte Atatürk, Ali Fuat Paşa''ya şu telgrafı çekiyor:

Damat Ferit ile İngiliz temsilcileri arasında 12 Eylül 1919’da imzalandığı ve Vahdettin tarafından onaylandığı ileri sürülen bir gizli antlaşma, Fransızlarca ele geçirilip yayınlanmıştır.

Yabancı basında epeyce yankı yapan gizli antlaşma 22 Ocak 1920 günü The New York Gerald Tribune adlı Amerikan gazetesinde yayınlanmıştır. Fransa Mebusan Meclisi’nin Dışişleri Komisyonu sözcüsü Franklin Bouillon, bu belgeyi kendisinin ele geçirdiğini ancak bir Amerikan gazetesinde yayımlanmasının daha etkili olacağını düşündüğünden onu bu gazeteye verdiğini ifade etmiştir.

Mustafa Kemal, Ali Fuat Paşa''ya telgrafı çekerek onu söz konusu gizli anlaşma hakkında bilgilendirmiştir. Paşa, antlaşmanın bu kez de İstanbul''da ele geçirildiğini ve teyit için aslının arandığını vurgulamıştır. Telgraf metni günümüz Türkçesine çevrilmiş haliyle şöyledir:

20. Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa’ya Sivas 13/12/1919 Padişahın onayı ve İngiliz temsilcileriyle eski sadrazam Damat Ferid Paşa arasında kararlaştırılıp imza olunan 12/9/1919 tarihli gizli anlaşma sureti bu kere İstanbul’a ele geçirilmiştir.

Teyit ve gerçekliği için aslının ele geçirilmesine çalışılmaktadır. Adı geçen anlaşma aşağıda olduğu gibi yedi maddeyi içermektedir.

Madde 1: INGİLİZ HÜKÜMETİ KENDİ MANDASI ALTINDA TURKİYE''NİN BÜTÜNLÜĞÜNÜ VE BAĞIMSIZLIĞINI ÜSTLENİR.

Madde 2: İSTANBUL SALTANAT VE HİLAFET MERKEZİ OLACAK, BOĞAZLAR İNGİLTERE’NİN GÖZETİM VE KONTROLÜNE TABİ OLACAK.

Madde 3: TÜRKİYE BAĞIMSIZ KURDİSTAN KURULMASINA MUHALEFET ETMEYECEKTİR.

Madde 4: BUNLARA KARŞILIK TÜRKİYE İNGİLTERE’NİN SURİYE VE EL CEZİRE HÂKİMİYETİNİ SAĞLAYACAK VE HİLAFETE AİT MANEVİ KUDRET VE YETKİNİN İNGİLTERE’NİN LEHİNDE GEREK SURİYE BÖLGESİNDE VE GEREKSE MÜSLÜMANLARIN YAŞADIĞI DİĞER YERLERDE EGEMEN KILINMASINI ÜSTLENİR.

Madde 5: MİLLİ AKIMLARIN ÖNÜNE GEÇEBİLMEK İÇİN TÜRKİYE’DE YENİDEN KURULACAK OLAN MEŞRUTİ YÖNETİME KARŞI MEYDANA GELECEK OLUMSUZLUKLARI ETKİSİZ HALE GETİRMEK İÇİN İNGİLTERE HÜKÜMETİ BİR ZABITA KUVVETİ TAHSİS EDECEKTİR.

Madde 6:TÜRKİYE, MISIR VE KIBRIS ÜZERİNDEKİ BÜTÜN HAKLARINDAN VAZGEÇECEK, ÖZEL VE RESMİ NİTELİĞİ OLAN İNGİLTERE HÜKÜMETİ KONFERANSTA TÜRK TEMSİLCİLERİNİN BU YÖNDEKİ İSTEKLERİNİ KABUL EDECEKTİR.

Madde 7: BARIŞ ŞARTLARININ TEKRARINDAN SONRA PADİŞAH, DÖRDÜNCÜ MADDEDEKİ HUSUSLARI KONUŞMAK İÇİN İNGİLTERE HÜKÜMETİ’YLE AYRICA BİR SÖZLEŞME İMZALAYACAKTIR. BU SÖZLEŞMENİN İÇERİĞİ GİZLİ TUTULACAKTIR.

İşbu sözleşme İstanbul’da iki nüsha olarak düzenlenip imzalayanlarca kabul edilmiştir.

KUVA-Yİ İNZİBATİYYE ORDUSUNU KURDURDU

Kuva-yi İnzibatiyye, Kurtuluş Savaşı''nda Padişah Vahdettin ve İstanbul Hükûmeti''nin Kuvâ-yi Milliye''ye karşı kurduğu askeri bir örgüt. Birleşik Krallık, Damat Ferit hükümetine 7 Nisan 1920 tarihinde Hilafet Ordusu''nun kurulması için izin verdi. 18 Nisan tarihinde kuruldu.

Kuva-yi İnzibatiyye, Kuvâ-yi Milliye''ye yönelik ilk harekâtını Ahmet Anzavur komutasında Adapazarı''nda düzenledi. 10 Mayıs 1920''de kenti işgal eden Anzavur kuvvetleri iki gün sonra da Kandıra''ya girdi. Amaç Geyve Boğazı''nı aşarak Eskişehir yolunu açmaktı.

Kuva-yi İnzibatiyye, Kuva-yi Milliye ordusuna karşı gelemeyerek ağır yenilgilere maruz kaldı. Bunun sonucunda da Kuva-yi Milliye ordusu tarafından bastırıldı.

PADİŞAHIN HABERİ YOK

Ayrıntılar bu sayfaya sığmaz. Mustafa Kemal’e verilen geniş yetkiden padişahın haberi bile yoktu. Tarihi yalanlarına uydurmak isteyenler Mustafa Kemal’in geniş yetkilerini öne sürüp “Vahdettin, Mustafa Kemal orduları toparlasın diye bu yetkileri verdi” iddiasında bulunuyorlar. Oysa Mustafa Kemal, Genelkurmay 2. Başkanı Diyarbakırlı Kâzım Paşa ile yetkilerini genişletmek için ilmek ilmek çalışmıştır. Bardakçı’nın gösterdiği yetki kararnamesinin altında mührü olan Harbiye Bakanı Şakir Paşa’dır. 

Şakir Paşa geniş yetkileri görünce imzalamak istememiş ancak Kâzım Paşa’nın ifadesi ile “vicdani bir seziş ile” mührü Kâzım Paşa’ya vererek hem onaylamış hem de bir ölçüde olası “sorumluluktan” kurtulmak istemişti. Mührü alan Kâzım Paşa geniş yetkilere onayı basmıştı. 

Kâzım Paşa ile Mustafa Kemal’in Osmanlı saldırı altındayken cephelerde başlayan yakın ilişkisi geniş yetkilerin planlanması sırasında perçinlenecek, Milli Mücadele yılları ve sonrasında da devam edecekti...

İŞTE VAHDETTİN''İN İNGİLİZLERE SIĞINMA MEKTUBU

Vahdettin, İngiliz General Harrington''a mektup gönderip, hayatının tehlikede olduğunu söyleyerek, yardım istedi. İşte o mektup:

"Tahtını ve tacını istemeyerek bırakmak zorunda kalan Vahdettin, 16 Kasım 1922''de İstanbul İşgal Orduları Komutanı General Harrington''a, "İstanbul''da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere devletine sığınır ve bir an önce başka bir yere götürülmemi talep ederim efendim."

İŞTE O MEKTUBUN İNGİLİZCESİ VE TÜRKÇESİ




 

İlgili Haberler