Halk arasında “tavukkarası” ya da “gece körlüğü” olarak bilinen retinitis pigmentosa, genetik bir retina hastalığı olarak görme kaybına yol açan ciddi bir sağlık sorunu.
Retina hücrelerinin zamanla hasar görmesiyle başlayan bu hastalık, önce gece görüşünü etkiliyor, ardından görüş alanını daraltarak renk algısını ve ışığı azaltıyor. Son evrede ise hastalar tamamen görme yetisini kaybedebildi.
Son yıllarda geliştirilen biyonik göz teknolojisi, bu karanlık tabloya umut ışığı oldu.
ABD, Avrupa ve Türkiye’deki bilim insanları, biyonik göz implantlarıyla hastaların yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen çığır açan çalışmalar yürüttü.
BİYONİK GÖZ: TEKNOLOJİ VE BİLİM BULUŞUYOR
Biyonik göz, retina hücreleri hasar görmüş ancak optik sinirleri sağlam olan retinitis pigmentosa hastaları için geliştirilmiş bir tedavi yöntemi. Argus II Retina Protez Sistemi, bu teknolojinin en bilinen örneği.
Sistemin çalışma prensibi, gözlüklere monte edilmiş bir mikro kamera ve göze yerleştirilen bir elektrot implantından oluştu. Kamera, çevreden aldığı görüntüleri elektriksel sinyallere dönüştürüyor ve bu sinyaller retina implantı aracılığıyla beyne iletiliyor. Hastalar, bu sayede siyah-beyaz gölgeler, ışık ve nesnelerin ana hatlarını algılayabildi.
ABD’de Southern California Üniversitesi Doheny Göz Enstitüsü’nden Prof. Dr. Mark Humayun, Argus II’nin geliştirilmesinde öncülük eden isimlerden biri. Humayun, “Biyonik göz, görme kaybı yaşayan hastaların bağımsızlığını artırıyor. Henüz mükemmel bir görüş sağlamasa da, hastaların çevresindeki nesneleri algılaması ve günlük yaşamda daha özgür hareket etmesi mümkün oluyor” dedi.
Avrupa’da ise Almanya merkezli Retina Implant AG tarafından geliştirilen Alpha IMS sistemi, retina altına yerleştirilen 1500 fotodiyotlu bir implantla dikkat çekti. Amerikan Retina Uzmanları Birliği toplantısında sunulan erken sonuçlar, Alpha IMS’nin hastaların ışığı algılama oranını %85’e, nesne hareketlerini fark etme oranını ise %23’e çıkardığını gösterdi.
BİLİMSEL ARAŞTIRMALARDA SON DURUM
Biyonik göz teknolojisi, hala gelişim aşamasında. ABD’de Northwestern Üniversitesi’nden Prof. Dr. Michael C. McAlpine liderliğinde yürütülen bir çalışma, üç boyutlu yazıcılarla biyonik göz prototipleri üretmeyi başardı. Bu yenilik, gelecekte daha uygun maliyetli ve verimli implantların yolunu açabilir.
McAlpine, “Eğimli yüzeylere elektronik cihazlar yerleştirmek, biyonik göz üretiminde devrim oluşturabilir” dedi.
Dr. Lyndon da Cruz, biyonik göz implantlarının hastaların torunlarını hareket ederken görebilecek düzeye geldiğini belirtereki Cruz, “Bu teknoloji, hastaların sosyal hayata katılımını artırıyor ve psikolojik yüklerini hafifletiyor” dedi.
Uzmanlar, biyonik gözün sınırlamalarına da dikkat çekti. Elektrotların retina üzerindeki konumlandırması, ısı üretimi gibi teknik zorluklar ve yüksek maliyet, teknolojinin yaygınlaşmasını engelledi
KÖK HÜCRE VE GEN TERAPİSİYLE KOMBİNASYON
Biyonik gözün yanı sıra, kök hücre ve gen terapisi üzerine yapılan araştırmalar da tavukkarası tedavisinde umut vadetti.
ABD’de Columbia Üniversitesi’nden Dr. Stephen Tsang ise embriyonik kök hücrelerin retinaya transferiyle farelerde görme fonksiyonlarını iyileştirdiğini ortaya koydu.
Gen terapisi alanında ise RPE-65 gen defektine yönelik tedaviler, bazı hastalarda görme fonksiyonlarını artırdı. Ancak bu yöntem, hastalığın diğer genetik tiplerinde etkili değil.
UZMAN GÖRÜŞLERİ: GELECEK NELER GETİRECEK?
Uluslararası uzmanlar, biyonik göz teknolojisinin gelecekte daha yüksek çözünürlüklü görüş sağlayabileceğini öngördü. Harvard Üniversitesi’nden Dr. John Pezaris, “Biyonik göz, koklear implantların işitme engelliler için yaptığını görme engelliler için yapabilir. Ancak bu, daha fazla yatırım ve araştırma gerektiriyor” dedi.
Avustralya’daki Bionic Vision Technologies’ten Dr. Lauren Ayton ise, “Biyonik göz, hastaların yaşam kalitesini artırıyor, ancak tam bir görme restorasyonu için gen terapisi ve kök hücreyle entegre çözümler geliştirilmeli” görüşünü paylaştı.
TAVUKKARASI HASTALARINA ÖNERİLER
Uzmanlar, tavukkarası hastalarının sigarayı bırakması, antioksidan ağırlıklı Akdeniz diyeti uygulaması ve düzenli A vitamini takviyesi alması gerektiğini vurguladı.
Erken teşhisin kritik olduğu bu hastalıkta, aile öyküsü olan bireylerin düzenli göz muayenesi yaptırması önerildi.
Biyonik göz, tavukkarası hastaları için bir umut kaynağı olsa da, teknolojinin yaygınlaşması için maliyetlerin düşmesi ve daha fazla klinik çalışmanın tamamlanması gerekti.
Bilim dünyası, görme kaybına karşı bu dijital devrimi yakından takip etti.