İslâm TV kanalı, bunları yapabilir mi?

Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed ve Pakistan Başbakanı İmran Han, New York'ta üçlü bir toplantı yaptı ve "İslâmofobiye karşı İngilizce dilinde bir televizyon kanalı" kurmayı kararlaştırdı.

Konuyla ilgili açıklamayı İmran Han yaptı ve "üç ülke olarak ortaklaşa, İslâmofobi'nin ortaya çıkardığı zorluklarla mücadele etmek ve yüce dinimiz İslâm hakkında yanlış bilinenleri düzeltmek için İngilizce dilinde bir kanal kurma kararı aldık." dedi.

Erdoğan, hazırlık çalışmaları için talimatı verdi ve İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, "İslâmofobiye karşı güçlü bir medya merkezi kuracağız. İslâmabad'da üç ülkeden uzmanların katılımıyla teknik düzeyde bir çalışma toplantısı gerçekleştiriliyor. Girişim aynı zamanda İslâmofobi ile ilgili bir izleme merkezi olarak konumlanacak. Kanalın merkezinin İstanbul olmasını yüksek bir ihtimal olarak görüyoruz. TRT'nin birikiminden de yararlanılacak" dedi. Altun, şu bilgiyi de verdi:

"Öncelikle burada temel problemin Müslümanların kendilerini yanlış tanıtmalarından değil, ırkçıların İslâmiyeti kendi sanal gerçeklikleriyle inşa etmeye çalışmalarından kaynakladığını tespit etmemiz gerekiyor. Söz konusu girişimde yayınlar bu temel bakış açısı üzerine oluşturulacak."

***

Batı dünyasında "İslâmofobi" denilen girişimler veya eylemler, başta ABD ve İngiltere olmak üzere, birçok devletin istihbarat servisleri tarafından plânlanıyor. İslâm peygamberine hakaret içeren yayınların, medyadaki birkaç fanatiğin eseri olmadığı bellidir.

Bu durumda, siz düşmanla aynı silâhı kullanmak zorundasınız. Medya da bu silâhlardan biridir ama asıl projeler, İslâm içi eğitim ve "istihbarata karşı koyma" çerçevesinde geliştirilmelidir.

Yapılması gereken ilk iş, bir taraftan İslâm dünyasında yobazlıkla mücadele ederken diğer taraftan, İhvanı Müslimin'i İngiltere'nin; Hamas'ı İsrail'in; El Kaide, El Nusra, IŞİD veya FETÖ'yü ABD'nin "marka"lara dönüştürmesi ve İslâm ile terörü ve insanlık dışı davranışları özdeşleştiren operasyonlar yapmasını dünya kamuoyuna ifşa etmektir. 

***

Bir defa Türkiye'yi yöneten siyasi irade, FETÖ sayesinde iktidar olmuş, 17-25 Aralık'a kadar bu örgütle işbirliği yapmıştır, İktidar, İhvanı Müslimin örgütüyle halen işbirliği içindedir, Hamas'ı desteklemektedir, İdlib'e yerleştirdiği Mehmetçikleri, sivilleri korumak adına teröristlere kalkan yapmıştır!

İran, bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürse de İslâm dünyasının çoğunluğundan farklı bir anlayışı temsil ettiği için etkili olamaz. Suudi Arabistan zaten Vehhabiliğin merkezidir ve terör ihraç etmektedir. Pakistan, Afganistan'a ABD müdahalesinden önce de sonra da aşırı akımların merkezi olmuştur. Malezya'da ise Batı güdümlü bir "İslâmi" örgütlenme söz konusudur.

İslâm dünyasında demokrasi yoktur! Özgürlüğün olmadığı yerde hukuk da yoktur, adalet de yoktur, bilimsel gelişmeler de sınırlı kalmaya mahkûmdur!

***

İslâm televizyon kanalı, Türkiye'de Kur'an kurslarında veya tarikat evlerinde, yurtlarında çocuklara tecavüz edilmesinin önüne geçebilecek midir?

İslâm televizyon kanalı, hutbede "kadınlar şeytandır" denilmesini, İslâm adına kadının aşağılanmasını önleyebilecek midir?

İslâm televizyon kanalı, "Hz. Süleyman cep telefonu kullanıyordu" diyen bir kişinin üniversitede görev yapmasına ne diyecektir?

İslâm televizyon kanalı, kendi memleketini Darülharp olarak ilan edenlerin, her türlü hırsızlığı, yolsuzluğu kendileri için hak görmesini, "yolsuzluk hırsızlık değildir" gibi fetvalarla hükmetmesini hoş görecek midir?

İslâm televizyon kanalı, siyasi liderlerin, "Allah'ın bütün vasıflarını üstünde toplayan kişi" olarak gösterilmesine bir tavır koyacak mıdır?

İslâm televizyon kanalı, Batılı istihbarat servislerinin, insan eti yiyen canavarlar yetiştirerek, bunları İslâm adına kullanmasını durdurabilecek midir?

İslâm televizyon kanalı, İslâm dünyasına demokrasiyi, hukuk devleti anlayışını yerleştirebilecek midir?

 

Yazarın Diğer Yazıları