İsraf yapma!

Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir haber, hem ümitlendirdi hem gururlandırdı. Sonunda gıdaların raf ve saklama ömrünü uzatan özel bir ürün geliştirilmiş, hem de Türk bilim insanları tarafından.

Sabancı Üniversitesi'ne bağlı Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi'nden Hayriye Ünal ve ekip arkadaşları tarafından geliştirilen nano kil tüp içeren ambalaj filmi, çürüme ve bakteri oluşumuna engel olup, besinlerin daha iyi korunmasını sağlıyor. Eski filmlerle karşılaştırmak için çilek, domates, muz ve tavuk üzerinden deney yapılmış ve yeni filmin içindeki ürünlerin, eski filme göre daha iyi korunduğu gözlenmiş.

Umutlandırıcı bir buluş, çünkü gidişat kötü!

Yılda yaklaşık 10 milyon insanın açlık ve yetersiz beslenme yüzünden öldüğü tahmin edilmekle birlikte, toplamda yaklaşık 1 milyar insan açlık çekiyor. Ancak bu acı gerçeğe rağmen vurdumduymaz bir şekilde yapılan israf söz konusu.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü(FAO)'nün açıkladığı verilere göre; her yıl 1.3 milyar ton gıda çöpe gidiyor. Bunun parasal değeri 800 milyar dolar olup, rapora göre bu miktarla aslında 1.8 milyar insan doyurulabilir!

Gıda israfında başı Asya ülkeleri çekiyor. FAO raporuna göre, Asya'da yılda kişi başı 100 kilogram sebze çöpe gidiyor. Kuzey Amerika ve Latin Amerika'da et israfı; Asya, Avrupa ve yine Latin Amerika'da meyve israfı daha fazla görülüyor.

FAO'nun verilerine göre, çöpe giden miktar, dünya çapında üretilen gıdaların üçte birini oluşturuyor.

"Gelişmekte olan ülkelerde" özellikle meyve ve sebzelerde hasattan sonra depolama ve ulaşımdaki yetersizlikler nedeniyle kayıplar yaşanırken, "gelişmiş ülkelerde" israfın nedeni biraz farklı.

Merkezi Washington'da bulunan Worldwatch Enstitüsü'nün araştırmalarına göre, "gelişmiş ülkelerde" ziyan olan gıdaların yüzde 40'ı, aslında tüketilebilir. Ancak bu ürünler, son kullanma tarihi geçtiği, süpermarketlerin depolarında yer olmadığı veya sadece görsel nedenlerden ötürü heba ediliyor. Bu yüzden eğri havuç, oval olmayan patates, yamuk elma her ne kadar tüketilebilir olsa da, göze hitap etmediği için çöpe gidiyor ve yılda yaklaşık 220 milyon ton yenebilir ürün ziyan oluyor.

Yalnızca "buzdolabı ve dondurucularda iyi korunamayıp bozulan gıdaların" oluşturduğu atığın yıllık mali değeri, 2010'da açıklanan son verilere göre, 161 milyar dolar. Türkiye'nin geçtiğimiz yıl toplam ihracatının 142 milyar dolar olduğunu düşünürsek, rakamın büyüklüğü daha iyi anlaşılabilir sanırım.

Peki, Türkiye'de durum ne?

Türkiye'de de gıda israfının mali değeri: 62 milyar dolar...

Türkiye'de açlık sınırında yaşayan yüzbinlerce kişiye rağmen, Türkiye Fırıncılar Federasyonu'nun belirttiğine göre, Türkiye'de günlük üretilen ekmeğin yaklaşık 6 milyonu israf ediliyor.

Ülkelerin bu israfların önüne geçmek için, kendi yapıları içinde çözüm aramaları gerekmekte. Buna, Fransa'daki yasak iyi bir örnek. Yılda 22 milyon ton gıdanın çöpe atıldığı Fransa'da, bu israfın önüne geçmek için, gıda maddelerinin çöpe atılması yasaklanmış. Son kullanma tarihi geçen gıda ürünlerinin hibe edilmesi ya da yeniden değerlendirilmesi gerekiyor.

Besin savurganlığının önüne geçerek, dünyadaki açlık sorunu büyük ölçüde durdurulabilir. Bu da ancak kamuoyunun bilinçlenmesi ile gerçekleşebilir. FAO bu amaçla, 9-16 Ekim tarihlerini "Dünya Gıda Günü, Beslenme ve Besin Savurganlığını Önleme Haftası" olarak kabul etmiştir. Bu hafta boyunca, kamuoyu gıda israfının neden olduğu sorunlar ve alınabilecek önlemler konusunda bilinçlendirilmekte.

İsrafı engellemek amacıyla verilen mücadelede bize düşen, besin savurganlığını önlemek için özen göstererek elimizden gelen bazı eylemleri yerine getirmektir. Bunun için size naçizane birkaç tavsiyem var: Mesela, alışverişlerinizde liste yapın ve listenize bağlı kalın. İhtiyacınız kadar alın. Artan ürünleri atmayıp doğru değerlendirin. Fazla miktarda artan gıdaları, ihtiyacı olan kişilere ulaştırın. Gıda ürünlerini doğru şekilde muhafaza edin. Küçük porsiyonlarla servis yapın, tabağınızda yiyecek arttırmayın. Restoranda yemek yediyseniz, tabağınızda kalan yemeği paket yaptırıp eve götürün…

Bu basit birkaç tavsiye, emin olun etkili sonuçlar almamızı sağlayacak. Hani o meşhur "bizim için küçük, insanlık için büyük adım" var ya, onu da atmış oluruz böylelikle…

Yazarın Diğer Yazıları