İsrail-Filistin: Yıkım ve ölüm

İsrail''e gittiğimde Netanyahu başbakandı. Yıllar oldu. Yine başbakan! Arafat sağ idi. O sıralar kendisini Ramallah''ta tehlikede gördüğü için çoklukla Gazze''de faaliyet gösteriyordu.
Türkiye''de başbakan ise Necmettin Erbakan''dı. (Neden Erbakan''ı hatırlattığıma geleceğim.)
Arafat ile Netanyahu''nun Gazze''ye giriş kapısı olan 10 km. berideki Erez''de buluşacakları haberi yayılmıştı.
Biz de Gazze''ye geçelim, dedik. Bir yerden bir yere geçişin bile hikâyesi var. Ayrıntıyla girmeyeceğim.
Hamas yeni yeni ortaya çıkıyor. Kim yetkilidir, nasıl görüşürüz, bilmiyoruz. Açıkçası Hamas''ın önemini de kavramış değiliz. Onun için ısrarcı da olmuyoruz.
Gazze Üniversitesi''nde bir öğrenci başkanıyla konuşmuştum. Hamas sempatizanıydı. Yüzde 70 oyla Öğrenci Birliği Başkanı seçilmişti. Bu öğrencinin adı Sami Ebu Zuhrî idi ve ileride çok ünlenecekti. Hamas''ın şu andaki sözcüsü Zuhrî''den bahsediyorum.
Filistin davasına kendilerini adayanlara Necmettin Erbakan umut olmuştu. Türk siyasetçiler içinde en iyi bildikleri ve takip ettikleri Necmettin Erbakan''dı. Hususiyetle İslâmcı kesim çok umutluydu.
Biz Tünel hâdiselerinden sonra İsrail-Filistin''e gitmiştik.
İsrail, Ağlama Duvarı''nın uzantısını ortaya çıkarmak için tüneli açınca büyük olaylar çıkıyor ve Çoğu Filistinli 86 kişi hayatını yitiriyor. Tünel, hâlâ büyük sancı. Çünkü Mescid-i Aksa''nın altına doğru uzanıyor. Geçen gün bahsettim, Filistinlilerin kulağı bu tünelde. Seslerin geldiği söyleniyor. Belli ki, Mescid-i Aksa''nın altı oyuluyor.
Gazze''de Hamas''tan görüşecek kimseyi bulamayınca, İslâmî Kurtuluş Partisi''yle görüşebileceğimizi söylediler. Partinin başkanı İsmail Ebu Şahî hapiste olduğu için, "nâibu''r-reis" Dr. Ahmed Bahar''ın kapısını çaldık. Evinde kabul etti. O da birkaç defa tutuklanmış.
Dr. Ahmed Bahar sözünün girişinde, o sıra başbakan olan Erbakan''ı işaret ederek: "Türklerin beş asır boyunca İslâmın bayraktarlığını yaptıklarını ve bu topraklarda barışı tesis ettiklerini belirtmek isterim. Türkiye''nin İslâm ile yeniden barışmasına sevindim." demişti.
Dediğim gibi, Netanyahu İsrail Başbakanı. Dr. Ahmed Bahar''ın şu sözleri bugün de geçerli:
"İsrail ile Netanyahu''nun başkanlığı altında görüşmek siyasî intihardır. İsrail tarafı Tünel''i bir daha açmayacaklarını açıklamalıdır. Aksi takdirde İsrail ile görüşmenin hiçbir anlamı yoktur. Bunun için Türkiye devreye girmelidir. Çünkü yakınımızda bulunan ve doğu ile batı arasında köprü vazifesi gören Türkiye''nin garantörlüğüne ihtiyacımız var. Türkiye hem İsrail''i köşeye sıkıştırabilir, hem de Arap dünyasının Filistin için dünya kamuoyunda yarattığı olumsuz havayı tersine döndürebilir. Türkiye çok büyük ve güçlü bir ülke. Burada adaletin tesis edilmesi için bize yardım etmelidir. El-Mescidü''l-Aksâ bizim kutsal mabedimizdir. Doğu Kudüs''te İsrail''in ne işi var?"
Prof. Dr. Ahmed Bahar''ın adı sonra çok duyulacaktı. 2012''de bir televizyon kanalında konuşmasında öyle bir beddua ediyor ki; "Allah, Yahudileri, Amerikalıları ve onların destekçilerini bir tane bile bırakmadan helâk etsin!" demişti.
Şimdi Erbakan''ın talebesi R. T. Erdoğan Filistin davasının bayraktarlığını yapıyor. Arafat sağ olsaydı, ancak bu kadar kendisini ortaya koyabilirdi! (Reis Bey''in orantısız çabasının ileride kime nasıl dönüşü olacağını göreceğiz! Bize mi, Filistin''e mi?! Bu sözümü unutmayın.)
Ortadoğu''da hiçbir şey değişmiyor. Var olan sadece yıkım ve ölüm.

Yazarın Diğer Yazıları