İşsiz kalmak

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) eylül ayında 15-24 yaş grubunda genç işsizlik oranının bir yıl önceye göre yüzde 20'den yüzde 21,6'ya çıktığını bildirdi.

Bu geneldeki yüzde 11,4'lük işsizlik oranının neredeyse bir katı.

Genç işsizlik kadınlarda daha yüksek: Yüzde 27,2. Tarım dışı kadın işsizliği ise yüzde 33,6.

Bu rakam eylül ayına ait. Ekim, kasım ve aralık ayını daha ilerleyen aylarda göreceğiz.

Bu işsizlik rakamlarının önümüzdeki aylarda daha da zirve yapacağını söyleyebiliriz.

Neden mi?

Çünkü sanayi üretimi düşüyor.

İmalat endeksi düşüyor.

Bunun anlamı şu: Üretmeyen Türkiye hızla işsiz kalıyor.

Türkiye'nin zaten en büyük sorunu üretmemesi.

Tam bu rakamlar geldiği gün ilginç bir rakam daha açıklandı.

Tarım ürünlerinde ciddi bir düşüş var.

En basiti mercimek üretimi yüzde 22 oranında büyük bir düşüş göstermiş.

Bir dönem bütün dünyaya ihraç edilen kırmızı biberi bile artık ithal etmeye başladık.

Herhangi bir markete gidin ve kaç tane yerli ürün bulacaksınız?

Soframızdaki etten tutun da tuza kadar ve en sonra bibere kadar ithal.

Her şeyi ithal ediyoruz.

Yani üretmiyoruz.

Yolu İstanbul'da Levent'e düşenler görüyor.

Yan yana 3 alışveriş merkezi. Üçünün de önünde uzun kuyruklar. Otoparkında yer bulabilmek için yerin 7 kat altına iniyorsunuz.

Bu AVM'ler Türkiye'nin en büyük sanayicilerine ait. Onlar bile AKP'nin üretme tüket politikasına ayak uydurmuşlar.

Fabrika yerine AVM yapmışlar.

Kazanmışlar mı?

Evet! Tüm rantçılar gibi onlar da kazanmış.

Bundan sonra kazanabilirler mi?

Artık hiç sanmıyorum.

Türkiye artık öylesine derin bir krize girdi ki, kimine göre L şeklindeki bu krizin bitiş noktasını söylemek imkânsız.

Kurtuluş için seçim sonrası IMF gelecek diyorlar.

Çünkü ortada bir enkaz var ve bu enkazı birilerinin kaldırması gerekiyor.

AKP, IMF konusunu konuşmak bile istemiyor ama alanında kendilerini ispat etmiş tüm ekonomistler IMF olmadan bu çukurdan çıkamayacağımızı söylüyorlar.

Yani bir nevi kaçınılmaz son.

IMF gelince ne olacak?

Yazının başındaki o işsizlik rakamları var ya, işte onlar iyi günlerimiz olacak. 10 yıllık saltanatın da sonu olmuş olacak.

AVM'ler, lüks sitedeki daireler, maalesef karnımızı doyurmayacak.

Bir yıl önce de kriz vardı ama sokaktaki vatandaş bunu hissetmiyordu. Bugün hissediyor. Seçim sonrası emin olun ki, iliklerine kadar hissedecek.

Çünkü şu an kesin sayısı bilinmeyen binlerce konkordatolar iflasa dönüşecek.

İflaslarla birlikte büyük bir işsizlik fırtınası gelecek.

İşte o zaman kendimizle hesaplaşacağız.

Biz bu hatayı nasıl işledik diye.

Mantıklı düşünenler için henüz geç değil. Halen harcamalarınızı zorunluların dışında sıfırlayabilir ve büyük fırtınaya kendinizi hazırlayabilirsiniz.

Bunun için cebinizdeki 20 liraya bile ihtiyacınız var.

 

Yazarın Diğer Yazıları