İşsizlik sosyal probleme dönüştü

TÜİK tarafından açıklanan işsizlik oranı 2000 yılında yüzde 6 idi. 2009 krizinde yüzde 14'e çıktı. Sonrasında yüzde 12 yüzde 13 arasında değişiyor.
Geçen sene iş aramayan işsiz sayısı, açıklanan işsiz sayısından yüksek oldu. Söz gelimi 2020'nin Kasım ayında açıklanan işsiz sayısı 4 milyon, iş aramayıp çalışmaya hazır olanların sayısı ise 4,8 milyon idi. Fiili işsiz sayısı 8,8 milyon, filli işsizlik oranı da yüzde 21,6 idi.  TÜİK, iş aramayan işsizler diyerek, işsizlik sorununu halının altına süpürdüğünü zannediyordu.
TÜİK ''Hanehalkı İşgücü Araştırması''nda "2021 Ocak ayından itibaren, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile eş zamanlı olarak; Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 19. Çalışma İstatistikçileri Konferansı (ICLS) kararlarına ve ilgili AB tüzüğüne uyum sağlamak amacıyla yeni düzenlemelere" geçtiğini açıkladı. Artık umudu kaybolan iş aramayan işsizleri göremeyeceğiz. Yerine eksik istihdam ve atıl iş gücü oranlarını göreceğiz.
Yeni düzenlemede, 4 hafta içinde aktif bir iş arama kanalı kullanmayanlar işsiz sayılmayacak. Ayrıca işten uzak kalıp, işe dönecek olanlar da istihdam kapsamında değerlendirilecek.
Bu iki standart da Türkiye'de işsizliği gizlemenin bir kılıfıdır. Zira iş gücü kurumları yetersizdir. Çoğu insan eş-dost vasıtasıyla iş arıyor. Ayrıca Covid nedeni ile işten çıkarma yasağı var. 17 Mart'tan itibaren iki ay uzatıldı. Bu işçiler nereye dönecek? Eğer bunları çalıştıran işletmeler devam etseydi, zaten izinli bırakmazdılar. İzinli olanların dönecekleri çoğu işletme iflas noktasında. Çoğu da kepenkleri kapattı. İşçilerin dönecekleri iş kalmadı. Yani şimdiden işsizler. Ama TÜİK bunları işsiz saymıyor.
TÜİK bültende yalnızca takvim etkisinden arındırılmış işsiz sayısını ve oranını açıkladı.
* Ocak ayında mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 12,8 oldu. Ancak arındırılmamış işsizlik oranı ise 13,4 oldu.
* Mevsim etkisinden arındırılmış tarım dışı işsizlik oranı yüzde 12,6, arındırılmamış işsizlik oranı yüzde 15,4 oldu.
* Mevsim etkilerinden arındırılmış genç nüfusta işsizlik oranı da yüzde 24,7 oldu.
* Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik (zaman serilerindeki farkı alınmış) oranı yüzde 19,17,
* İşsiz ve potansiyel iş gücünün bütünleşik oranı yüzde 22,5,
* Atıl iş gücü oranı yüzde 29,1 oldu.
Pandemi sonrası, üç kişiden bir kişi fiilen işsiz olacaktır. Bu kadar yüksek işsizlik sorunu en büyük sosyal problemdir. Siyasi iktidarın bugüne kadar istihdam politikası olmadı. İşsizliğin nedenleri araştırılmadı. Yerine TÜİK, Türkiye şartlarına uymayan standartlar getirerek, işsizliği saklamaya çalışıyor. Demokrasi ve hukukta AB standartlarını rafa kaldırdık. Şimdi bir hesap tekniği ile Avrupalı mı olacağız?
Pandemi sonrası, işçi çıkarma yasağı kalkınca üç kişiden birisi işsizdir.
İşsizlik aynı zamanda sosyal problemdir.
İşsiz kalanlar, özgüvenini kaybeder. Kendilerini toplumdan dışlanmış hisseder ve topluma uyum sağlayamazlar.
İşsiz kalanlar, yoksullaşırlar.
İşsiz kalanlar, topluma ve kurumlara karşı tepkilidir. İşsizlik artar ve uzarsa tehdide dönüşür.
İşsiz kalanlarda aile ilişkileri bozulur. Boşanmalar artar.
İşsiz genç, her türlü ideolojik tuzağa düşmeye zorlanmış olur.
Özetle işsizlik, sosyal huzur ve beka için en büyük tehdittir.
İktidar iş adamlarına ''birer işçi alsanız işsizlik çözülür'' diyecek kadar istihdam gerçeğinden uzaktır. Gerçekte de bugüne kadar iktidarın bir istihdam politikası olmadı.
İktidar; işsizlik verilerini gözden kaçıracak çabayı ve zamanı istihdam politikası için ayırsa topluma daha yararlı olur ve hem de akıllıca iş yapmış olur.

Yazarın Diğer Yazıları