İşsizlik var, para yok...

Ekonomi iyi gitmiyor. İstihdam daha da kötü. Her zaman önem verdiğim TÜRK-İŞ araştırmalarının yeni sonuçları da alarm niteliğinde. Asgari ücretin 2 bin 20 lira olduğu ülkede açlık sınırı 2 bin 29 lira. Hele dört kişilik aile iseniz, ayda toplam 6 bin 609 lira geliriniz varsa, yoksulsunuz.

İşsizlik, yani istihdam en büyük sorun. Bu da geride kalan icraatın yarattığı büyük problem. Atıl, ölü yatırımlarla bugünlere gelineceği hesaplanmadı. "Yap-sat" yerine "al-sat"ı uygulayan anlayışın getirdiği durum bu.

İktidar gerçek çözüm yerine, palyatif politikalar peşinde. Rifat Hisarcıklıoğlu'nu sıkıştırarak, "her kuruluş en az 1-2 kişi alsın" baskısı yaparak bir şeyleri çözeceğini zannediyor. Daha önce de bu uygulanmış ama gelinen nokta meydanda. Belli süreyle "vergi ve SSK primi devletten" de çare değil.

Tehlikenin büyüğü

Bu yıl ve gelecek sene ödenecek dış borç toplamı 300 milyar dolar. Bunlar devlet garantili olanlar. Özel sektörün durumu daha vahim. Borçları ödemek için mutlaka yeni borç bulmak zorundasınız.

Uluslararası piyasanın "yasal tefecileri" fırsat deyip uyguladıkları faiz oranını ikiye katladılar. Gelin de kördüğümü çözün bakalım.

Cumhuriyet'in birikimi fabrikaları sattık. Açık kapanmadı. Arifiye'deki tank-palet fabrikasını dahi Katar'a kiraladık yine sonuç yok...

***

Mutfaktaki yangın

Şimdi de evlerdeki duruma bakalım. Burada sözü Yaşar Usluer'e bırakacağım. yazdıklarının bir bölümünü kısaltmak zorundayım. Her zamanki gibi fazla uzun. Ne kadar budarsam budayayım, kalanlar yeterli:

"Saygıdeğer Burhan abi,

Arz/talep meselesini daha önce yazmıştım. Sebze meyvede aracılar yeni çıkmış değil ki, fiyatları yükseltsinler. Üretim az olunca fiyatlar yükseliyor. Bunu fırsat bilenler de katlıyor. Soğan ve patates Kuzey Irak'a götürülüp ilave tanklarla benzin/mazot getirildiği dönemlerde de fiyatların uçtuğunu hatırlayın. Geçen yıl üretim az olduğu için fiyatlar yükseldi. Soğan depolarını bastılar da ne oldu? Soğan ithal etmeye başladılar. Vatandaşın yetiştirdiği soğanı tarlada bırakacak hâli yok. Tüccara satıyor. Tüccar ne yapacak, hepsini birden pazara süremez ki, depoluyor. Zaman zaman hâllere, zincir marketlere gönderiyor. Üretim azlığı ise meydanda.

Olmadı

Son yağmurlardan dolayı sırf Ege bölgesinde binlerce dönüm ekili alan (arpa, buğday, bakla, pırasa, lahana, ıspanak, brokoli vb.) sular altında kaldı. Üretici bunları toplamak için tarlaya bile giremedi.

Akdeniz bölgesi de böyle. Aşırı yağmurlardan seralar su içerisinde kaldı. Ya da hortumdan dolayı yerle bir oldu. Üretim yetersiz olunca fiyatlar yükseldi. Bunu fırsata çevirenler etiketleri uçurdu. İktidar el atsa da üretim artmadığı sürece fiyatlar düşmez.

Sizin de 'anladığımız kadarıyla birkaç hafta içerisinde İstanbul'da 50 ve Ankara'da 30 tanzim satış mağazası açılacak. Belediyelerin işletmeciliğini yapacağı bu yerlerle sebze ve meyve fiyatlarının aşağı çekileceği sanılıyor. Bana göre ham hayal. Hele İBB'nin topraksız tarım ürünleri satışı komik. Kime yetecek.' dediğiniz gibi... Sadece İstanbul ve Ankara'da tanzimlerin açılması bu illere bile yetmez. Diğer iller ne olacak? Nakliye, depolama, kira, personel ve vergi giderlerini ne zamana kadar belediyeler karşılayabilecek. Bu işler 'ben yaptım oldu' demekle olmuyor maalesef.

Ürün bulamadılar

'İki market zincirini olaya mutlaka dahil etmelisiniz. İyi denetimle, bunları devreye soktuğunuz an kesin çözümü yakalarsınız. Şu andaki uygulama şovdan öteye gitmez' demekle de doğru söylüyorsunuz ama, üretim yeterli değilse, bu marketler ne yapsın. Kaldı ki bu marketlerin şube sayısı toplam 14 bin civarında. Yeterli üretim olsaydı bunlar belediyelere gerek kalmadan sırf sürümden kazanmak için bunu yapardı.

Çözüm

Mekânı Cennet Demirel'in üreticiye sübvanse uyguladığı gibi, devlet üreticiye mutlaka destek vermelidir. Eskiden olduğu gibi, Et Balık Kurumu (EBK), Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) vb. oluşumlar yeniden açılmalı. TARİŞ, Çukobirlik, Trakya Birlik gibi kooperatifler tekrar işlerlik kazanmalı. Üreticiye ürettiğini satın alma garantisi verilmeli. Migros, BİM, A 101 gibi kartel marketlerin hegemonyasını azaltmak için yeniden TANSA veya TANSAŞ açmalarına izin verilmeli. Böylelikle Türkiye yeniden kendi kendine yeten 7 ülkeden biri hâline gelebilir. Soğan/sarmısak, susam, buğday, arpa, mercimek, pamuk/iplik ithalinden kurtuluruz."

...

GÜNÜN SÖZÜ

Hayat, tüm seçimlerimizin toplamıdır. Albert Camus

 

Yazarın Diğer Yazıları