İstanbul'da AKP zaman kazanmaya mı çalışıyor ?

Bu aralar sıkça söylenen Hint atasözünü hatırlatmak istiyorum: "Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesin altına pisletmiştir."

31 Mart'ta yapılan seçim sonuçları ile ilgili süreç halen tamamlanmamış ve görünen o ki 12-13 Nisan tarihlerine kadar da tamamlanmayacak gözüküyor.

Anadolu Ajansı'nın (AA) veri girişini saatlerce durdurarak başlayan kaos sürüyor.

Toplum gergin.

Halk, iktidarın, bir an önce hayat pahalılığına çözüm olacak ekonomik müdahaleler bekliyor. Toplumda, AKP'ye yönelik tepki de bu yüzden diğer seçimlerde görülmemiş şekilde artıyor.

İktidar, il-ilçe seçim kurulları ve YSK'ya sürekli farklı bahanelerle başvurarak AA'nın başlattığı bilinmezliği destekleyen adımlar atıyor.

İşte tam bu süreçten sonra...

Cumhuriyet gazetesi yazarı değerli dostum Barış Terkoğlu'nun yazısında belirttiği kaos ekibi "Pelikancılar" devreye girdi.

Sosyal medya hesaplarından CHP'nin kendi sandık sorumlularını bilgilendirmek amacı ile kurduğu ara yüz sistemindeki bilgileri "şaibe" varmış gibi servis etmeye başladı. Bu çürütülünce bu sefer yalan haberler devreye girdi.

"YSK tüm oyları sayma kararı aldı", "Sandık başkanları gözaltına alındı", "İl Seçim kurulu başkanın kocası FETÖ'den sorgulandı" gibi yalan ve tek amacı kaos yaratmak olan safsatalar ile sosyal medyayı ve AKP tabanını kışkırtmaya çalıştılar.

Sonrasında aynı ekip cep telefonlarına, kişilerin sosyal medya hesaplarına "bir tanıdığım gönderdi", "eniştem duymuş", "tuvalette konuşurken duydum" gibi safsata akla gerçeğe uygun olmayan algı operasyonu malzemelerini servis etti.

Bu ekip, seçim akşamı İstanbul'da yaşanan mağlubiyetin sorumluları olarak da isim isim AKP üyesi ve taraftarları tarafından yazıldı.

Ben ayrıntısına girmeyeceğim.

31 Mart gecesinden bu yana İstanbul'da birçok noktada seçim kurullarında sandık ve oy nöbetindeydim. Sayılan sayılmayan oyları rakamları kamuoyundan önce bizler tanık oluyoruz.

Sadece şunu söyleyebilirim. Yasa dışı müdahaleler olmadığı sürece Binali Yıldırım'ın, Ekrem İmamoğlu'yla aradaki farkı kapatması mümkün gözükmüyor.

Bunu sadece biz mi görüyoruz hayır tabii ki...

AKP yetkililerinin tamamı da bu verileri görüyor ve biliyor.

O zaman karşımıza şu soru çıkıyor.

AKP sonucun değişmeyeceğini bildiği halde neden geçersiz oyların sayılması için ısrar ediyor?

Cevap olarak da aklıma gelen tek şey süre kazanmak... Neden böyle diyorum; İmamoğlu açıklamasında, aldığı bir duyumdan bahsetmişti. İBB içerisinde bir temizlik söz konusu demişti.

Kaynaklarımı aradım ve sordum.

Bu iddia belediyede görevli bir dostum tarafından da onaylandı. Hatta bu konu hakkında biraz daha bilgi vereyim.

İBB Başkan danışmanı olan bir ismin bilgisayarına format atılmasını istediği bilgisine ulaştım. Müdür, müdür yardımcısı konumundaki kişilerin odasında kağıt imha ettiklerine dair iddialar kulislerde konuşuluyor.

AKP'nin sonucu değiştirmeyeceğini bile bile itiraz etme nedeni bu çalışmalara zaman kazandırmak mı bilmiyorum. Ancak başka bir durum daha söz konusu...

O da İBB'nin 2019 bütçesi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 2019 yılı bütçesi, 23 milyar 800 milyon liradır. Belediyeye bağlı İETT ve İSKİ gibi kuruluşlar ile birlikte toplam bütçesi 34 milyar 801 milyon lira.

Bütçe bu kadar sanmayın! İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait 28 iştirak var. Toplam ciroları da 24 milyar lira.

Yani İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin toplam hükmettiği para 82 milyar lirayı buluyor.

Peki, 2019 yılı içerisinde bu paralar hangi yatırımlara harcanacak?

...

Acaba arkada alelacele pastadan pay kapma telaşı mı var?

Yazarın Diğer Yazıları