İstanbul'da bir yerden bir yere gitmek kolay mı!..

İstanbul'a ekim ayı hızlı giriş yaptı. Mevsim değişikliği hava her eve nezle, grip, bronşit rahatsızlığını getiriyor desek yeridir. Bu hafta kiminle konuşsam; hastayım, üşütmüşüm ateşim var cümlelerini duyuyorum. Bir anda yağmur, fırtına, sel... Bir bakmışsınız yarım saat sonra yine güneş yüzünü gösteriyor ve anlık bunaltıcı sıcaklar geri gelmiş... Az önce yağan yağmur, soğuk hava şaka mıydı?, dercesine günün koşturmacasına yine devam...

Havalar dengesiz olunca gündüz bunaltıcı gecede serin, acı soğuk hissediyoruz.. Üşüyoruz..

Dünyanın her renginin buluştuğu büyülendiğimiz İstanbul'da yaşamak hem çok güzel, keyifli, hem de bir o kadar stresli, yorucu ve aynı zamanda da keyifsiz olabiliyor..

* * *

İstanbul'da nüfus artışı ve göç olduğu sürece trafik çilesi bitmez.. Gerçi İstanbul metropol şehir olunca her an her şey olabiliyor.. Acil bir işiniz varsa bir yere yetişmek zorunluluğunuzda çok iyi plan ve program yapmalısınız... Gün içinde saat 16:00'dan sonraya takılıp kaldıysanız okul ve sonra iş çıkışına denk gelecekseniz demektir. 

Hele bir de trafik mücadelesinde aracınızla yoldaysanız en az bir saatlik mesafeyi 3 saatte gidecek duruma hazır olmalısınız.  

Yurt dışına uçakla yakın Avrupa ülkelerine varış, Türkiye geneli ise bütün şehirlere varmak demek...

Taksici beyle konuşuyorum:

 

-Geçen senelerde hanımla şehir dışında oturan kızın yanına taşınalım torunu da çok görürüz dedik.. Onu da başaramadık.. Havası suyu, trafiği, gürültüsü, kavgası, denizi içimize işlemiş sahiplenmişiz buraları kopamıyoruz.. İstanbul başka  işte.. Meslekler arasında da en zor işlerden bizimki... Sabır işi. Parası olan da olmayan da yolcumuz olabiliyor.. Her renkten meslek grubuyla muhatap olmak zorundayız. Güvenliğimiz Allah'a emanet çıkıyoruz yola her ne kadar ekiple iletişim halinde olsak da olacağı varsa oluyor işte. Mecburuz ekmek teknesini beklemeye.. Emekli maaşı yetmiyor.

Gideceğim yere risk almak istemiyorum. Merkezde inip metrobüse doğru yöneliyorum..

Toplu taşıma araçları en kolayı BeylikdüzüSöğütlüçeşme arası yaklaşık 42 kilometre ortalama 155 dakika. Hiç gerek yok özel araca diyenlerdenseniz metrobüs duraklarında sıranızı bekleyerek 5. ya da 9. seferde boş yer bulabilirseniz Millî Piyango kazanmış gibi sevinen yüzleri okuyabilirsiniz.

Kimsenin birbirine çarpmadan itiş kakış olmadan yolculuk yapma şansını yakaladıysanız da değmeyin keyfinize.. Bu da bir şans unutmayınız. Her zaman denk gelmez trafiğe takılmadan gideceğiniz durağa kadar tadını çıkarın.

Duraktayım...

Ben cesaret edemedim.

Epeyce süre geçti. Biraz bekleyeyim vaktim var diyorum kendime..

Kalabalık azalır diye düşünürken tam tersini görüyorum. Tam pes ediyorken turnikeden geri döneceğim. Baktım metrobüse boş gibi duruyor.. Şükür adım atacağım yer var. İdare edebilirim dedim. Kapı kapanınca pişman oldum.. Hem hareket edilemiyor hem de olacağı vardır  ya bana denk geldi. Sarımsak tarlasına düşmüş yolculardan birinin nefesi buram buram yüzüme çarpıyor, dayanamadım. İnmek istesem inmek için ayrı bir mücadele vermek gerekiyor..

Diyeceksiniz ki; o zaman niye bindiniz ya da sarımsaksever yolcuyu niye uyarmadınız?.. Toplu taşıtlar bizler için... Kullanma hakkım, benim kişisel tercihim ...

 Kalbim uyarmaktan yana olsa da, iyi niyetle düşünerek; ya sağlık açısından kendisine iyi geldiğini düşündüğü için abartarak yemiştir bu kadar sarımsağı, ya da farkında değildir. Aman rencide olmasın. Zaten zor duruyorum. Konuşturmayayım. Ya anlayışlı biri değilse, konuşma dili yoksa, her şeyi düşünüyor insan.. Zaten son zamanlarda konuşmayan, şiddete yönelme çoğunlukta...

Zaten şiddet toplumu olmuş hallerimizle ilgili haberleri yazılı ve görsel basında görüyoruz.  Çok şükür bir sonraki durakta indim. Soğan, sarımsak yemeğe karşı değilim. Çok da faydalı. Şifalıdır. Ancak  toplumsal yaşam alanlarımızda temizliğimize ve bu tür gıdaları yememeye özen göstermeli daha dikkat etmek zorunda değil miyiz?..

Gelelim kalabalığa..

Yetkililere sesleniyorum...

Okullar açıldı, öğrenciler, işçiler, memurlar günün yorgunluğu ile trafik stresi yaşamamak için metrobüse koşuyor..

Eee tabii izdihamdan rahat yolculuk yapabilmeleri zor gözükse de...

Yok mu?.. Daha fazla ek seferler? Yazıktır.. Günahtır...

 Güvenlik kontrolü turnikeler dışında metrobüslerdeki araçların kapısında da olsa doluncaya kadar beklese... Tek tek içeriye alsa vs...

Çünkü, yolcu biran önce bu aracı da kaçırmayayım telaşıyla kapılara koşuyor... Evine gidip yorgunluktan ayaklarını uzatmak, dinlenmek, istirahat etmek istiyor... Çünkü ertesi gün zorlu maraton yine kendisini bekleyecek...

Herkes evine rahat rahat, yer kapmaca stresi yaşamadan birbirlerini ezmeden, saygısızlık yapmadan huzur içinde dönsünler.

Sağlıklı güzel haberler almanız dileğiyle

Mutlu pazarlar.

Yazarın Diğer Yazıları