İstanbul, tarihi dokusuyla olduğu kadar sokak kedileriyle de dünya çapında bir üne sahip olmasıyla dikkat çekti. Kentin her köşesinde rastlayabileceğiniz bu kediler, yalnızca İstanbulluların değil, aynı zamanda sanatçıların ve turistlerin de ilgisini çekiyor.
Uzmanlar ve sanatçılar, İstanbul’un sokak kedilerinin hem birer şehir sembolü hem de sanat ilhamı olduğunu dile getirdi.
KEDİLERLE ŞEHİR KÜLTÜRÜNÜN BÜTÜNLEŞMESİ
Sosyolog Dr. Gökhan Yılmaz, İstanbul’un sokak kedilerinin şehir kültürüyle derin bir bağı olduğunu vurguladı:
“İstanbul’da kediler, yalnızca sokak hayvanları değil, şehrin bir parçası haline gelmiştir. Osmanlı’dan bu yana kedilere gösterilen merhamet ve ilgi, bu geleneği bugüne taşımıştır."
Tarih boyunca kedilerin, camilerin avlularında ya da tarihi binaların çevresinde huzurlu bir şekilde yaşadığı bilinirken, modern İstanbul’da bu gelenek hâlâ devam ediyor. Kedi sevgisi, şehrin kimliğine kök salmış durumda.
SANATTA VE EDEBİYATTA İSTANBUL KEDİLERİ
İstanbul’un kedileri, yıllar içinde birçok sanatçının eserlerine konu oldu. Ressam ve heykeltıraş Fırat Yıldız, bu fenomeni şöyle açıkladı:
“İstanbul sokak kedileri, bir ressamın paletindeki renkler kadar çeşitlidir. Her birinin ayrı bir karakteri ve hikayesi vardır. Bu, sanatçılar için bitmek bilmeyen bir ilham kaynağıdır.”
Örneğin, dünyaca ünlü "Kedi" belgeseli (2016), İstanbul sokak kedilerinin hayatını ve kentle olan ilişkisini etkileyici bir şekilde gözler önüne serdi. Yönetmen Ceyda Torun’un filmi, uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı ve İstanbul kedilerinin ününü artırdı.
İSTANBUL’UN İKONİK KEDİLERİ
Bazı kediler ise adeta İstanbul’un simgesi haline gelmiş durumda. Sultanahmet Camii çevresinde yaşayan ve turistlerin ilgi odağı olan kediler, sosyal medyada binlerce kez paylaşıldı. Bunların arasında "Gli" adlı kedi, Ayasofya’da yaşadığı yıllar boyunca binlerce turisti selamlayarak bir efsane haline geldi. Gli, 2020’de yaşamını yitirdiğinde dünya çapında birçok gazete ve dergide anıldı.
KEDİLER VE TOPLUMSAL MERHAMET
Veteriner Hekim Dr. Ayşe Gürsoy, İstanbul’daki sokak kedilerinin yaşam kalitesinin, halkın gösterdiği merhamet ve duyarlılık sayesinde oldukça yüksek olduğunu ifade etti:
“İstanbul’da insanlar, kedileri evlerinin önünde besler, onlar için barınaklar yapar. Bu da kedilerin şehre güvenle adapte olmasını sağlar.”
Ayrıca belediyelerin sokak hayvanları için yaptığı çalışmalar, kedilerin sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürmesine katkı sağlıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kedi evleri kurarak ve ücretsiz veterinerlik hizmetleri sunarak bu konuda örnek bir rol üstleniyor.
SANAT VE ŞEHİRDE BİRLEŞEN BİR SİMGE
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Prof. Dr. Melike Arda, İstanbul sokak kedilerinin kentsel estetikteki yerini şu şekilde yorumladı:
“Kediler, sokaklara canlılık ve samimiyet katar. Bu, kentin karmaşasına bir denge getirir. İstanbul’da kedilerin varlığı, şehri diğer metropollerden ayıran eşsiz bir detaydır.”
İstanbul sokak kedileri, yalnızca şehrin birer sakini değil, aynı zamanda kültürel ve sanatsal bir değerdir. Tarihi yapılarla bütünleşen görüntüleri, sanat eserlerine ve edebiyata ilham veren hikayeleri ve İstanbulluların sevgisiyle harmanlanmış yaşamları, kedileri bu kadim kentin vazgeçilmez bir parçası haline getiriyor. İstanbul’da bir kediyi sevdiğinizde, aslında şehrin ruhuna dokunmuş oluyorsunuz.
