İşte Türkiye’deki ilk karantina merkezi: Korkarsınız!

İşte Türkiye’deki ilk karantina merkezi: Korkarsınız!
Türkiye’de korona virüs salgını sonrası karantina şartlarının nasıl olması gerektiği tartışma konusu olmaya devam ederken Osmanlı döneminde Tuzla’da kurulan ilk karantina merkezi yeniden gündem oldu.

Korona virüs salgını sonrası Türkiye’de karantina şartları tartışma konusu olmaya devam ederken, Osmanlı döneminde salgın hastalıklarla nasıl mücadele edildiği yeniden gündem oldu. Osmanlı’daki ilk karantina merkezleri İstanbul’un Tuzla ve İzmir’in Urla ilçelerinde yapılmıştı.

Osmanlı döneminde "Tahaffuzhane" adı verilen karantina merkezlerinin en bilinenlerinden Tuzla Tahaffuzhanesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Denizcilik Fakültesinin de içinde yer aldığı Tuzla liman bölgesinde bulunuyor.

20200324-2-41521944-53344639-web.jpg

İTÜ'den yapılan açıklamaya göre, yeni koronavirüs salgını karantina uygulamalarını gündeme taşırken, dünyanın çeşitli dönemlerinde yapılan karantina uygulamalarının Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk dönemlerinde bilinen ilk örnekleri Tuzla ve Urla'da yer alıyor.

20200324-2-41521944-53344640-web.jpg

İTÜ Denizcilik Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Sinan Çakır, 19. yüzyılda bütün dünyayı etkileyen kolera, veba, tifo, tifüs, çiçek, sarıhumma, lekeli humma gibi salgın hastalıkların yayılmasını önlemek için Osmanlı döneminde Tuzla'da ve İzmir Urla'da karantina işlevi görecek iki tahaffuzhane (karantina merkezi) kurulduğunu aktardı.

20200324-2-41521944-53344642-web.jpg

Tuzla Tahaffuzhanesi'nin, 1892'de tamamlanarak hizmete girdiğini kaydeden Çakır, şu bilgileri verdi:

"Tuzla Tahaffuzhanesi Yunanistan'dan ve Bulgaristan'dan göç eden vatandaşlarımızın ilk ayak bastığı yer olmuş. Lozan mübadillerinin değişim kararı neticesinde gelen vatandaşlarımızın sağlık sorunları burada çözülmüş ve sağlıklı olanlar buradan Anadolu'ya yerleştirilmiş."

Çakır, Denizcilik Fakültesinin bulunduğu Tuzla liman bölgesinin, 1890'dan 1935'e kadar tahaffuzhane olarak hizmet verdiğine değinirken, o dönemde en korkulan salgınlara yol açan veba ve kolera gibi hastalıkları taşıdığından şüphelenilen gemilerin yolcu ve mürettebatlarının, karaya ayak basmadan önce tahaffuzhanelerde muayene edildiğini ve dönemin uygulaması gereği topluca ilaçlandığını anlattı.

20200324-2-41521944-53344644-web.jpg

Salgın hastalık belirtisi gösteren, karayoluyla veya deniz yoluyla gelen insanların önce tahaffuzhaneye getirilerek doktor kontrolünde, kıyafetleri de dahil olmak üzere dezenfekte edildiğini belirten Dr. Çakır, şöyle devam etti:

"Sadece hastalık belirtisi göstermeyenlerin İstanbul'a giriş yapmasına izin veriliyordu. Eğer hastalık belirtisi söz konusu ise 14 gün karantina süresi sonunda, hastalığın görülmemesi ya da geçmesi durumunda tekrar İstanbul'a giriş yapmalarına izin veriliyordu. Bu bölge o dönem, hastane gibi işlev gören merkezlerden biri olarak tarihe geçiyor."

20200324-2-41521944-53344649-web.jpg