İstifa AKP'ye, yön yeni partiye

Türk siyasetinde bir ilk yaşandı ve AKP'de genel başkanlık ve başbakanlık yapan ve ihraç işlemi başlatılan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu çok önemli açıklamalar yaparak istifa etti.

Hacı Bayram'daki konferansını izledikten sonra, Davutoğlu yeni parti kuracak diye medyada ilk kez yazdım ki bir günde YENİÇAĞ web sayfasında  215 bin kez okundu.

Davutoğlu ve arkadaşları yeni parti için ilk adımı AKP'den istifa ederek attılar.

Dün saat 11.25'de konuşmasına çok gergin ve heyecanlı başlayan Ahmet Davutoğlu 15 dakika AKP'yi konu aldı ve 3 yıl boyunca yaptığı yazılı ve sözlü uyarıların dikkate alınmadığını vurguladı.

AKP'liler genel başkanlıklarını ve başbakanlıklarını yapan Davutoğlu ve arkadaşlarına "defolun" demişler ve ihraç talebi ile disipline vermişlerdi.

Hatırlayacaksınız, Davutoğlu ve arkadaşlarına, savunmanızı AKP'ye değil millete verin demiştim.

Tam da öyle oldu.

AKP'yi eleştirdikten sonra Davutoğlu istifalarını şöyle açıkladı:

"AK Parti'nin vefakar tabanını, ülkenin her yanında omuz omuza iki seçim mücadelesi verdiği ve demokrasi tarihimizin en yüksek oyu ile birlikte büyük bir onur yaşadığı kendi genel başkanının ihraç edildiğini görme üzüntüsünden kurtarmak için yıllarca alın terimizi ve fikir emeğimizi verdiğimiz partimizden istifa ediyoruz"

Dikkatle izlediğimde fark ettim ki Davutoğlu "istifa ediyoruz" derken çok fazla duygulandı. Neredeyse gözyaşlarını akacaktı.

Davutoğlu, "Yeni bir siyasi hareketi inşa etmek bizim için tarihi bir sorumluluktur. Bu çerçevede hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun bu ülke için sorumluluk hisseden herkesi birlikte çalışmaya davet ediyoruz" diye yeni parti kuracaklarını da ilan etti.

Bu davetteki, "hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun" cümlesi bugüne kadar Davutoğlu'na yöneltilen, "İslami tabana dayalı parti kuracak" söylentilerine de yanıt oldu.

Davutoğlu AKP'de yaşadığı hayal kırıklığını ve üzüntüsünü şu sözlerle ortaya koydu:

"Geçmişte ilim adamı, başdanışman, bakan, genel başkan ve başbakan olarak, huzurunuza çıktık. Başarısı için emeğimizi ve bütün varlığımızı ortaya koyduğumuz partimizden ihraç talebi ile huzurunuza geleceğimizi tahayyül bile edemezdik. Ancak bunu yaşamak da kaderde varmış"

Davutoğlu ile birlikte AKP Genel Başkan eski Yardımcıları Ayhan Sefer Üstün ve Selçuk Özdağ, Abdullah Başçı ile AKP İstanbul eski İl Başkanı Selim Temurci AKP'den istifa ettiklerini açıkladı.

Davutoğlu basın açıklaması sonrası gazetecilerden soru almadı.

Değerli okurlarım,

Davutoğlu'nun şu sözleri AKP'deki metal yorgunluğunun ve parçalanmaya başladığının en önemli vurgusu oldu:

"İhraç edilmek istenen şahıslar değil, AK Parti'yi özgün bir siyasi yapı kılan değerler ve yıllarca o değerler için ter döken kitlelerin ortak vicdanıdır.

Bugün bu ihraçlarla parti içi eleştirilerden kurtulacağını zannedenler, aslında bu ortak vicdandan kopuşun derin sancılarını zamanla daha yakından ve daha derinden hissedeceklerdir.

AK Parti bizleri ihraç etme sürecini başlatarak, aslında, kuruluş ilkelerini, kuruluş gerekçesini, dayandığı siyasi-toplumsal merkezi tasfiye etmiştir.

Mevcut AK Parti yönetimi, aldığı kararla, 18 yıl önce kurulan AK Parti'yi tasfiye etmiştir."

Erdoğan'ın saray yaşamına başlamasından ve özellikle 24 Haziran seçimlerinden sonra oluşan "tek adam" tablosu konusunda Davutoğlu şunları söyledi:

"Bugünkü yönetim ve siyaset anlayışıyla dar bir kadronun kontrolüne girmiş olan AK Parti'nin, Türkiye'yi daha iyi bir geleceğe taşıma kapasitesi, ülkemizin ve milletimizin sorunlarına çare olma imkan ve ihtimali kalmamıştır."

Davutoğlu yeni partinin ilkelerini özetle şöyle sıraladı:

- "İnsanı ve sadece insanı merkeze alan, insan onuruna ve haklarına saygılı, evrensel değerleri yaşatan,

- Yasaklarla, yolsuzluklarla ve yoksullukla sonuna kadar mücadele edilen,

- Düşünce, ifade, din ve vicdan özgürlüklerinin sınırlandırılmadığı,

- Demokratik hukuk devleti kurallarının işlediği,

- Herkes için adalet ilkesi temelinde tarafsız ve bağımsız yargı sistemine güven duyulduğu,

- Kamu malına el uzatılmayan, akraba ve adam kayırmacılığının olmadığı,

- Şeffaflığın her alanda hakim olduğu,

- Liyakatin, ehliyetin ve siyasi ahlakın esas ölçü olduğu,

- Kadınların güven içinde hayatın her alanında etkin roller üstlendiği,

- Gençlerin zihni ve psikolojik açıdan güçlü ve yetkin şahsiyetler olarak yetişmesini sağlayan

- Refahın belli ellerde toplanmayıp adil bir gelir dağılımı ile toplumun geneline yayıldığı,

- Her yönüyle ve her kesimiyle dünyaya açık, yakın çevresinde, gönül coğrafyasında ve dünyada barışçıl ve insani diplomasiyi esas alan,

- Yeni nesillerin geleceğe umutla baktığı, demokratik bir düzen kurmak istiyoruz."

 

Yazarın Diğer Yazıları