İtibarınız yerle bir oldu!

Hükümetimiz sık sık ne diyor? "İtibardan tasarruf olmaz." Bu yüzden de projeler üretiyor, yatırımlar yapıyor, değil mi?

Bu yüzden bin odalı sarayımız var mesela. Cumhurbaşkanımız zevki sefa içinde yaşıyor. Aman ne itibarlıyız!

Üçüncü bir köprümüz var. Atıl kalmaması için de oradan geçmeyi zorunlu kılacak kurallarımız… Birileri "biz köprü yaptık" diyebiliyor, onun sayesinde mesela. Ne büyük itibar!

Dünya'nın en büyüğü olduğu iddia edilen bir havaalanımız var. Bunun için iş görür durumdaki diğer havaalanını kapattık ve ileride yıkacağız. Çünkü "dünyanın en büyükleri" bizde olmalı ki itibarımız artsın, bunun için israf yapmamız gerekse de önemli değil.

İstanbul'un Avrupa yakasını ortadan ikiye böleceğiz, kanal yapacağız. Şu her şeye muhalif olan çıkıntı tipler, engellemezse eğer! 16 milyon yetmez, 20-25 milyon yapacağız İstanbul'un nüfusunu. Havasını, doğasını katledeceğiz. İtibar uğruna değmez mi yoksa?

"Diğer şehirlere neden yatırım yapılmıyor, neden hep İstanbul?" diye sormaz herhalde kimse, soran olursa da sesini duyurmasına müsaade etmeyiz. Örgütlenmelere müsaade etmeyiz, yürüyüşleri engelleriz, basını da sustururuz, susmayanı atarız içeri. İtibar sağlamamıza dil uzatan hainler, cezasını çeker elbet!

İtibar her şeyden önemli!

Yoksa, değil mi?

***

Yönetimin çizdiği yol böyle ama…

Siz doğru söyleyeni susturup, yalnızca "kendi" itibarınız, kendi saltanatınız için ülke yönetirseniz, vatandaşın aşını, işini, ihtiyaçlarını göz ardı ederseniz;

Üniversite öğrencisi genç bir kızın "işsizlik ve parasızlıktan" çıkış yolu olarak gördüğü intihar, sizin bütün itibarınızı yerle bir eder!

Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birini kazanan, geleceği parlak, başarılı bir gencin yoksulluktan yaptığı serzenişleri duyamıyor, önündeki "para" engelini kaldıramıyorsanız; başınızı da yerden kaldıramıyor olmalısınız.

Çünkü bu utanç size yeter. Bu utanç, hepimize yeter!

***

Sibel Ünli'nin ölümüne sebep olan parasızlığın, son damlası olan üniversite yemek zamları var ya, Rektörlük o zammı iptal etti.

Neden mi?

Zammı kabul etmeyen, "üniversitelerin kâr etme yeri olmadığını" haykıran gençler sayesinde.

Yeni neslin en güzel yanı, haksızlık karşısındaki haykırışları.

Bu yüzden değişiyor bir şeyler, bu yüzden değişecek her şey.

Tıpkı Kaz Dağları'nın maden arama çalışmalarıyla katledilmesine engel olunması gibi…

Büyük çoğunluğunu genç neslin oluşturduğu kamuoyunun tepkileri sayesinde yanlışlar engellenebiliyor.

Bu tepkiler sayesinde; rektörlük bütçe harcama planını yeniden gözden geçirip, öğrencilerin boğazından kısmak yerine başka harcama kalemlerini eksiltecek.

Belki de bu tepkiler sayesinde, İstanbul ikiye bölünemeyecek…

Yemek zamlarını protesto eden öğrenciler, yalnızca bir noktada yanılıyordu:

Üniversiteler kâr elde etme yeridir. Çünkü hem maddi hem de manevi anlamda; okumuş, eğitimli, bilgili yeni nesiller, bir ülkenin en büyük kârıdır.

 

Yazarın Diğer Yazıları