Haber .:Fatih ERBOZ:.
İTİLAF ÇETESİ!
ABD, AB, Barzani ve işbirlikçileri parçalamak istedikleri Türkiye’yi teröristlerle pazarlığa zorluyorlar
Büyük Ortadoğu Projesi adı altında Türkiye’yi bölmek isteyenler, 1. Dünya Savaşı’nda olduğu gibi yine el ele verdi. Nihai amaçları, Türkiye’yi PKK terör örgütüyle masaya oturtmak...
Hepsi tescilli CIA ajanı
ABD’nin ünlü Yahudilerinden Richard Holbrooke, Ankara eski büyükelçileri Morton Abramowitz ve Mark Parris ile CFR’nin Türkiye uzmanı Steven Cook, PKK terörünü tartışırken “En iyi seçenek, diplomasi” dedi.
Paker de aynı kafada
Soros’un fonladığı TESEV’in Başkanı Can Paker, Türkiye’nin sorunları, özgürlükleri genişleterek çözmesini istedi.
Çapulcu geri kalmadı
ABD’nin kuklası olan çapulcubaşı Mesut Barzani de, Türkiye’nin terör örgütü PKK’yla masaya oturmasını öneriyor!
Şer cephesi
Amerikalı Yahudiler, sınır ötesi operasyonun önlenmesi için ABD’nin Türkiye’ye tam saha baskı yapmasını isterken, AB ile TESEV de askeri çözümün hata olduğunu savunuyor
Dış düşmanlarımız ile içimizdeki işbirlikçiler, el ele verip PKK ile ABD’nin desteği ile terör örgütünü kucağında besleyen peşmergeyi korumaya aldılar. Türkiye’nin ulusal birliğine yönelik tehditlere çanak tutan “Şer cephesi” Ankara’nın PKK ile masaya oturmasını istiyor. Merkezi Washington’da bulunan “Ulusal Güvenlik Ağı” (NSN) adlı düşünce kuruluşu, ABD’nin eski BM Daimi Temsilcisi Richard Holbrooke’un yanı sıra eski Ankara büyükelçileri Morton Abramowitz ve Mark Parris ile “Dış İlişkiler Konseyi” (CFR) adlı düşünce kuruluşunun Orta Doğu ve Türkiye uzmanı Steven Cook’un katıldığı bir telekonferans düzenledi. Telekonferasta Türkiye’nin sınır ötesi operasyon olasılığını ele aldı.
Diplomasi şart
Holbrooke, bugün gelinen durumun, Bush yönetiminin daha önce bu konuya gereken önemi göstermemesinden kaynaklandığını söylerken, Mark Parris de bu görüşe katıldığını ifade etti. Parris şunları söyledi: “Bu duruma gelinmesi gerekmiyordu. ABD verdiği sözleri eyleme dökmüş olsaydı, bugün bu durumla karşılaşmayacaktık. Durum, 2003 yılında, bugün olduğundan daha kolay halledilebilirdi. Şimdiki durumda, Mesud Barzani’ye bağımlıyız ve seçeneklerimiz çok iyi değil. ABD’nin PKK’ya karşı bir eylemi, en az Türkiye’nin müdahalesi kadar istikrarsızlaştırıcı olabilir. Bu nedenle en iyi seçenek diplomasi. Ancak bu noktaya kadar, o da eksikti.”
Diyalog gerek
Morton Abramowitz ise, Türk-Amerikan ilişkilerinin iyi durumda olmadığını savundu. CFR’nin Uzmanı Steven Cook da, diplomasinin kullanılmasında geç kalındığına işaret ederek, Türkiye’nin, bu meselenin kontrol altına alınabileceğine şüpheyle yaklaştığını kaydetti. Cook, “Türklerin, bizim bu konuda bir şey yapabilme kapasitemize çok az güveni var. ABD’nin, PKK’nın şiddet eylemlerine gözünü kapadığını düşünüyorlar. Washington diyaloğu sürdürmek zorunda. Irak’ın kuzeyinin istikrarsızlaşmasını önlemeyi ümit ediyorsa, tam saha baskı uygulamayı sürdürmeli” dedi.
BOP’un mimarı Holbrooke
Yahudi kökenli Richard Holbrooke Büyük Orta Doğu Projesi’nin mimarlarından... Amerika ziyaretlerinde Başbakan Erdoğan ile biraraya geliyor. Erdoğan’ın danışmanı Cünyt Zapsu’un aracılık ettiği görüşmeler basına kapalı gerçekleştiriliyor.
CFR; Yahudi kökenli sözde düşünce kuruluşu
CFR, 21 Temmuz 1921’de New York’ta kuruldu. Kuruluşunda yahudi kökenli Walter Lippmann’ın önemli rolü oldu. CFR, diğer “Gizli Dünya Devleti” organları gibi son derece gizli çalışmaktadır. Ancak yönlendirme amaçlı faaliyetlerini dışa yansıtmakta ve bu yansıtma ile açıktan çalıştığı intibaı vermeye gayret etmektedir. CFR’nin bugün finans, iletişim, akademi, istihbarat, teknoloji alanlarında en etkin konumlarda bulunan 3500 civarında üyesinin olduğu sanılmaktadır. Özellikle Amerika’daki istihbarat örgütleri üzerinde etkilidir. “Gizli Dünya Devleti” nde önemli etkinliği olan yahudi kökenli Rockefeller ailesinin bir ferdi olan David Rockefeller, CFR’nin onursal başkanı olarak kabul edilmektedir. Soros Vakfı vasıtasıyla dünya ülkelerinin geleceği için Gizli Dünya Devleti’ne hizmet edecek yöneticiler yetiştirmeye çalışan yahudi kökenli George Soros ABD’nin CFR üyesi ünlülerinin başında gelir. CFR üyelerinin birçokları aynı zamanda Bilderberg ve/veya SBS üyesidirler. CFR’nin Türkiye’den de üyeleri mevcuttur.
AB: Diplomasi tercih edilmeli
AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Türkiye’nin sınır güvenliği konusunda öncelikle diplomasi yolunu tercih etmesi, verilecek tepkisininse “ölçülü ve dengeli” olmasının önemli olduğunu söyledi. Avrupa Parlamentosundaki Türkiye tartışmasından sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Rehn, tezkere ve sonrasındaki gelişmeleri, Irak’a yönelik sonuç getirmeye yönelik baskı olarak gördüğünü belirtti ve bu baskıların şimdiden bazı sonuçlar verdiğini kaydetti. Iraklı yetkilerinin ve Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin, terörle mücadele konusunda Türkiye’ye yardımcı olmaları gerektiği belirten Rehn, bu konularla ilgili olarak AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana ve kendisinin Türk yetkililerle sürekli görüştüğünü söyledi.
TESEV: Devlet hata yapıyor
“Renkli devirimlerle” anılan ünlü spekülatör George Soros’un desteklediği Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı(TESEV)’in Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker, askeri çözümlerin hata olduğunu savunarak, “Ya demokrasi, ya askeri çözüm” dedi. Bugün Türkiye’nin yol ayrımında olduğunu savunan Peker, “Terörle en etkili mücadele, terörün kökeninde yatan toplumsal sorunla hukuk, demokrasi ve insan hakları çerçevesinde siyaset yoluyla yüzleşmektir. Türkiye’de siyasetin hala normalleşememiş ve demokrasinin yerleşmemiş olmasında geçmişte yaşanan acıların payı büyüktür. Oysa, sayın Başbakanımız Erdoğan’ın Ağustos 2005’te Diyarbakır’da yaptığı konuşmasında belirttiği gibi, büyük devletler, hatalarını kabul eden ve sorumluluklarını üstlenen devletlerdir.”
Avrupa’nın CFR’sinden psikolojik operasyon
ABD’de yahudiler tarafından kurulan ABD Dış İlişkiler Konseyi (CFR) ile aynı rolü oynayan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR)’nin hedefe koydukları ülkeler de aynı: İran, Rusya ve Çin... İki kuruluş da küresel sermayenin çanına ot tıkayan, Amerika ve Avrupa’ya boyun eğmeyerek ittifaka giden bu üç ülke hakkında olumsuz propaganda yapıyor. Son olarak Gallup tarafından, Londra merkezli Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) ile ortak gerçekleştirilen “Halkın Sesi 2007 Araştırması” adlı kamuoyu yoklamasının sonuçları yayımlandı. 52 ülkeden seçilen toplam 57 bin kişiyle yapılan anket sonuçlarına göre İran, Rusya ve Çin, “olumsuz imaja sahip” ülkeler. Yüzde 39’luk bir kesim İran’ın güç yitirmesini isterken, yaklaşık 3’te 1’lik bir kesim de “Rusya ve Çin’in güç yitirmesinden dünya kazanır” görüşünde.