İttifak mı nifak mı, göreceğiz

İspanya Başbakanı Zapatero, 21 Ekim 2004’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı bir konuşma ile  “Medeniyetler İttifakı”  projesinin temelini attı.
2005 Eylül’ünde, Birleşmiş Milletlerin de desteği ile, değişik ülkelere mensup bilim ve devlet adamlarından bir “Akil Adamlar Grubu”  oluşturularak inisiyatifin genel çerçevesi belirlendi ve ilk toplantı Kasım 2005’te İspanya’da, ikinci toplantı Şubat 2006’ta Katar’da, üçüncü toplantı Mayıs 2006’da Dakar’da, dördüncü toplantı ise Kasım 2006’da İstanbul’da yapıldı.
İspanya’da, 70’ten fazla ülkeden 360’ın üzerinde delegenin katılımıyla, Erdoğan ve Zapatero’nun eş başkanlar olduğu toplantının 5’incisinin yapıldığı şu günlerde, bir Avrupa ülkesi olan Avusturya’da mahalli seçimler için hazırlanan Özgürlükçüler Partisi belediye başkan adayı Susanne Winter, seçim kampanyasının temelini Hz. Muhammed(s)’e hakaret üzerine oturtmuş bulunuyor. Winter’in Peygamberimiz için söyledikleri hiçbir Müslüman’ın tahammül edebileceği türden şeyler değil.
“Medeniyetler İttifakı” nın Müslüman Eş Başkanı olarak Erdoğan ve toplantıya katılan diğer Müslüman ülke temsilcileri, terbiyesiz Winter’in Hz. Muhammed(s)’e yaptığı hakaretlerden hareketle, Avrupa’daki İslâm düşmanlığı ve Hz. Muhammed(s)’e gerek karikatür, gerek yazı ve sözle yapılan hakaretleri gündeme almazlarsa, biz o zaman, “Medeniyetler İttifakı” projesinin aslında bir “ittifak”  değil, İslâm’a yapılan sözlü ve fiili saldırılar karşısında Müslümanları ehlileştirmek için ortaya atılmış bir “nifak” projesi olduğunu düşünmeye başlarız.
Çünkü bir Müslüman, “ittifak” kurduğu “karşı tarafın” kendisinin “en kutsalına” fikir özgürlüğü adına gece gündüz hakaret etmesi karşısında sessiz kalıyor ve bulunduğu ortam ve eline geçirdiği imkânı bu hakaretleri ortadan kaldırmak için değerlendirmiyorsa, o Müslüman gündüzlerini oruç, gecelerini teheccütle ihya ediyor olsa bile o, orada Müslümanları temsil ediyor değildir.
Ne deniyor, “Medeniyetler” deniyor. Kastedilenin İslâm ve Hristiyanlık olduğu kesin. Dünyanın hiçbir santimetrekaresinde hiçbir Müslüman ne İncil’e hakaret eder, ne Hz.İsa(a)’ya. Amma başta Vatikan’da oturanlar olmak üzere “Medeniyetler İttifakı”nın Hristiyan tarafı her fırsatta Hz. Muhammed’e, Kur’an’a söylemedik laf, Müslüman’a etmedik hakaret bırakmazlar. Sayın Erdoğan’ın kızının nikâh şahidi İtalya Başbakanı Berlusconi bile, “Müslümanlar da artık Hristiyanlığın üstünlüğünü kabul etsin!” dememiş miydi.
Dememiz şu ki İspanya’daki toplantı havanda su dövme ve Müslüman’ı bir şey yapıyor göstermenin ötesinde bir işe yarayacaksa, hem Filistin, Irak ve Karabağ’daki Hristiyan ve Musevi zulmünü gündemine almalı hem Avrupa’da  yaygınlaşan ve azgınlaşan Hz. Muhammed’e hakaret hastalığına bir son vermeli. Yanlış hatırlamıyorsam 2004’ün Mayıs ayında Avrupa Konseyi’nde “İslam düşmanlığıyla mücadele kararı”  alınmış, karara Avrupa Konseyi’ne üye ülke hükümetleri de imza atmışlardı. İspanya’daki toplantılara katılan Erdoğan ve diğer Müslüman delegeler hakikaten elle tutulur bir şey yapmak istiyorlarsa, Avrupa Konseyi’nin bu kararını da ellerine alarak,  “Yeter artık, hiç olmaza attığınız şu imzalara sahip çıkın!”  demeliler.
Ola ki Hristiyan taraf, Danimarka’daki karikatür krizi ve Avrupa’nın hemen her ülkesinde sık sık yaşanan Hz. Muhammed(s) ve Kur’an-ı Kerîm’e yapılan diğer saldırılarda olduğu gibi, “Fikir özgürlüğü” dür diyerek topu taca atmak isteyebilirler. O zaman kendilerine, “İyi de sizin Avrupa’nızda ’Ermeni soykırımı olmamıştır’ ve ’Yahudi soykırımı abartılıyor’ demek niye fikir özgürlüğüne girmiyor?” diye sorulmalıdır.
Öyle ya, “İttifak” yaptığımız bu “Medeniyet” nasıl bir medeniyettir ki, orada Yahudi ve Ermeni’ye laf söyleyen ya işinden gücünden olur ya hapsi boylar amma Hz. Muhammed, Kur’an ve İslâm’a enine boyuna hakaret edilebilir..
Bu konuların konuşulmadığı, konuşulmak ne kelime, bir karara bağlanmadığı bir “Medeniyetler İttifakı” bir Müslüman için “nifak” tan başka ne ifade eder ki!

Yazarın Diğer Yazıları