İudaizm ve Hıristiyanlık'la karıştırılmışı…

İudaizm kadim Yahudi kabilelerinin tarihi ile koşut olarak gelişen etnik bir dindir. Onun yanlıları dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan Yahudi halkıdır.

Biz bu dini Musevilik olarak biliriz ya, aslı İudaizm'dir; Musevilik tarihsel sürecin çok sonraki aşamalarının ürünüdür.

İudaizmin kökleri M.Ö II. bin yılda yaşayan göçebe Yahudi kabilelerinin ilkel dinsel inançlarına dek gidiyor. M.Ö XIII. Yüzyılda bu kabileler çiftçilikle uğraşan Semit kabilelerinin yerleşik bulunduğu Filistin'e gelmişler ve hayvancılıktan çiftçiliğe geçerek köy işletmeciliğinin koruyucusu olarak gördükleri Tanrılara tapmaya başlamışlardır. Sonra köprülerin altından nice sular geçmiştir, İudaizm de gelişerek değişmiştir, o süreç buraya sığmaz. Son durumunu diyelim size: Bu dinde, İudaizm'in asıl hükümlerine, Ahdiatik'in ve Talmud'un kutsallığına, tek tanrı Yahve'ye, Yahudi halkının kutsallığına ve onun Tanrı'nın seçme halkı olduğuna, Mesih'in zuhuruna ve ahiret dünyasının varlığına inanmak esastır.

Ancak İudaizm bu haliyle kalamamıştır, bir modernizm süreci de geçirmiştir. Almanya'da Braunşveyg saray mali danışmanı İ.Yakubson  (1769-1828) İudaizm'in önünü açmak istemiştir. 1810 yılında onun yaptırdığı sinagogda çan sesleri ve org sesleri duyuluyordu, Hıristiyan duaları İudey dualarına karışıyordu; Almanca dinsel ezgileri ile kadim Yahudi dilinde Ahdiatik sureleri nöbetleşe okunuyordu. Başka şehirlerdeki Yahudi bankerleri de bu yaklaşımı yaymaya başladılar.

Reforma uğramış İudaizm "Yahudiliğin yeni esaslarını" yaratmaya çalışıyordu. Yahudilerin göçünün hızlı biçimde artması üzerine ABD'inde de bu çabalar ilgi görmeye başladı. 

Kilise ilgilileri, Amerika'daki sosyal ve siyasal ortamı göz önüne alarak ortaçağın dinsel hüküm ve ritüellerinde düzeltmeler yaptılar. XIX. yüzyılın sonunda Almanya'dan gelen göçmenlerin varlıklı olanları reforme edilmiş İudaizm'i "rekonsturk-tivizim" adı altında yaymaya koyuldular. Rekonsturktivizm tarzlı İudaizm, Hıristiyanlık'la birlik arama çabasındaydı.

XIX. Yüzyılın sonunda İngiltere'de yaşayan Yahudi ideoloğu Montefiore'nin önerisi de bu minval üzere idi. İki bağımsız dinsel inanışın birleştirilmesi için tek Tanrı'ya iman koşulu yetecekti. Öyle ki, ABD'inde reforme edilmiş İudaizm'in ideologları "Tanrı'nın seçilmiş halkı" inancından memnuniyetle vazgeçmeye bile hazırlardı.

Ya Katolik dünyası? Vatikan da İudaizm'in birleşme çabalarını olumlu karşılıyor. İudaizm'le, İslam'la ve başka dinlerle işbirliği girişimleri ile Vatikan'ın özel bir komisyonu ilgileniyor. Sonradan "Dinlerarası diyalog", "İbrahimi dinler bir olsun" yaklaşımına dönecek olan bu çalışmanın kökü 1965 yılı Ekim'ine dek gidiyor, bu tarihte II. Vatikan Meclisi, "Son Yahudi belgesi" adı verilen kararı kabul etti. Bu belgeye Hazreti İsa'nın öldürülmesinde Yahudi halkının sorumluluk taşıdığına ilişkin bir kanıtın bulunmadığı da eklendi.

İşte böyle sevgili okurlar, işin içinde çıkar ve emperyalizm olunca, dinler nasıl dün kahramanca savunduklarını bugün ödüne dönüştürüp değişiyorlar öyle değil mi? Hatırlayınız, FETÖ de bu sürece dahil olmuştu, o "diyalog" işini kimler savunmuştu bu ülkede kimler? Ve yarın neler göreceksiniz bu ülkede neler ve neler duyacaksınız, unutmayın bu sözümü…

Yazarın Diğer Yazıları