"İyi İnsan İyi Vatandaş"

Rahmetli annemin bir yamalık çıkısı (eskiyen giyecekleri yamamak için çeşitli bez ve kumaş parçalarının bulunduğu bohça) vardı. Zaman zaman onu açar, bir ezgi eşliğinde karıştırır -nedendir bilmem- ağlardı. O hesap, bendeniz de ara sıra kitaplığımdaki eski kitapları inceler, altını çizdiğim satırları tekrar okur, düşünce dünyamın kaynaklarını gördükçe hüzünlenirim, gözlerim yaşarır.

Dün, üniversitelerle ilgili bir yazı yazmak için kitaplığımda Prof. Mümtaz Turhan'ın "Üniversite Problemi" (İst. 1967) kitabını ararken Friedrich Wilhelm Foerster'in:

1-            İyi İnsan İyi Vatandaş (İst. 1960, 147 s.)

2-            İyi İnsan İyi Politikacı (İst. 1960, 94 s.)

adlı eserleriyle karşılaşınca duygulandım. Zira bu iki kitabı 1976 yılında lise son sınıftayken alıp okumuşum. O yaşta altını çizdiğim satırlara, kenarlara düştüğüm notlara baktım, gençliğimizde büyük ideallere sahipmişiz... Yazık ki Cahit Sıtkı'nın hesabıyla (Yaş otuz beş, yolun yarısı eder) yolun ikinci yarısının son çeyreğine girerken geride hoş bir seda bırakamamış olmanın hüznü var içimde. Tek tesellimiz Hilmi Yavuz'un "Hüzün ki en çok yakışandır bize" dizesi...

Sadede gelirsek, insanlık "...mânevî ve ahlâkî esaslardan uzaklaşmış bulunmaktadır. İnsanlık cemiyetinin, dünya ekonomisinin ve dünya siyasetinin içinde bulunduğu güçlüklerin sebebi bu uzaklaşmadan doğmaktadır." (İyi İnsan İyi Politikacı, s. 5-6) diyen Alman pedagog F. W. Foerster "İyi insan ne demektir?" sorusuna şu cevabı veriyor: "İyi insan yalnız kendini düşünerek hareket etmez, aksine bu dünyada yalnız olmadığını düşünür, bunu bir an unutmaz, unutkanlığını telafi etmeye bütün kalbiyle hazırdır. Hayatını, güvenini, çalışma saadetini uzak ve yakın binlerce insanın fedakârlığına, sadakatine, vazife severliğine borçlu olduğunu bilir. Öteki insanlarla kendi arasındaki sıkı bağı koparmamak için her şeyi yapmak zorunda olduğunu sözleriyle, hareketleriyle, düşünceleriyle, duygularıyla, velhasıl bütün varlığıyla hisseder. Biz bu içten hissedişe 'sorumluluk şuuru' diyoruz." (İyi İnsan İyi Vatandaş, s. 7-8)

Bir eğitimci olan F. W. Foerster, eğitimin amacını "karakter, irade ve özel bir görüş sahibi fertler yetiştirmek" şeklinde özetler. Elimizdeki bu iki eserde (İyi İnsan İyi Vatandaş/İyi İnsan İyi Politikacı) yazar, gerek sosyal gerekse politik hayatta ahlâklı, karakter sahibi ve bilgili vatandaşlar yetiştirmenin yollarını göstermeye çalışmıştır. İşte size "İyi İnsan İyi Vatandaş" adlı kitaptan altını çizdiğim birkaç satır:

* İnsan yapacağı işlerde karşılaştığı engelleri de sevmelidir. (s. 11)

* Küçük şeyler deyip geçmemeli, küçük şeyler büyük şeylerin temelidir. (s. 17)

* Huzuru evinde arayan ve bütün meselelerin başlangıç noktası olarak kabul eden bir kimse birçok güçlüğü halletme yolunu bulmuş demektir. (s. 36)

* Bizim için iyi düşünenlere karşı doğru olmak kolaydır. Asıl mesele düşmanlarımıza karşı da doğru davranmaktır. (s. 57)

* Kahire'de İslâm Üniversitesi'nin kapısında şu sözler yazılıdır: "Kimya önemlidir, Allah daha önemlidir." Meslek tekniğini öğreten enstitülerin kapılarına da "Meslek tekniği önemlidir. Meslek ahlâkı daha da önemlidir" yazılmalıdır. (s. 91)

Bu vesile ile vurgulamak istediğimiz şu: Malum, insanlar kitap, dergi gazete vs. okuyarak sahip olduğu bilgilerin kaynağını zamanla unuturlar. Bir gün bu bilgilerin kaynağına okuduğumuz kitaplarda, altını çizdiğimiz satırlarda rastlayınca, kendimizi tartma imkânı bulur, nereden gelip nereye gittiğimizi yahut gidemediğimizi görerek sevinir veya üzülürüz. Dolayısıyla, ara sıra eski kitaplarımızı karıştırarak aynaya bakmamızda fayda vardır diyorum...

 

        ***

ACZİMİN GİRYESİ:

İyi insan, güzel ahlâk sahibi kişidir.

Ahlâk dışı davranış, kötülerin işidir.

                                 (Li-müellifihî)

Yazarın Diğer Yazıları