İzmir'in işgali faciasına tablolarıyla tanıklık etti

İzmir'in işgali faciasına tablolarıyla tanıklık etti

Celal ÖCAL

1919'un Mayıs ayında İzmir'in işgal edileceğini İzmirli Levantenler duymuştu. Gelişmeleri endişe ile izleyen arasında Spiridione Pisani ailesi de vardı. Spiridione İzmir'e İtalyan hükümetinin finanse ettiği Güzel Sanatlar Okulu'na müdür olarak atanmış,(1906)Yunan asıllı eşi, oğlu ve kızıyla birlikte on üç yıldır İzmir'de yaşıyordu.

   1899'da Korfu'da doğan oğlu Vittorio'da, kendisi gibi ressamdı. Türkçe öğrenmiş, Türklerden arkadaş edinmişti, belki de bir Türk kızını sevmişti.

     Vittorio yirmi yaşında bir delikanlıydı, 15 Mayıs 1919 günü erken saatte evinden çıktı Kordon'da yürümeye başladı, ortalık mahşer yeri gibi kalabalıktı. Deniz kıyısında karaya yanaşmış olan Patris vapurunu, vapurdan inen Yunan askerlerinin İzmir Metropoliti Hirisostomos tarafından karşılanarak takdis etmesini, Türk kanı içmeye çağırmasını, Yunan askerlerinin öldürdüğü Türklerin ayaklarından sürüklenerek denize atıldığını gördü.

     Hükümet Konağı önüne geldiğinde, orada da başka bir katliama daha tanıklık etti. İlk kurşunun atılmasından sonra Yunan askerleri paniğe kapılmış, halkımızın üzerine rastgele ateş etmeye başlamışlardı. Bu katliam devam ederken birden Allah'ın hikmeti, gökten sağanaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. Bu durum daha fazla ıslanmak istemeyen Yunan askerlerinin ateş kesmesini sağladı. Şiddetli yağmur insan kaybımızı önlemişti. Gördüğü  katliamı durduramamış olmanın derin sızısını, yüreğinde hissetti.

 On tabloluk bir koleksiyon

    Yunan askerleri işgalin ardından Türk evlerini talan etmeye, insanımıza tecavüze başlamışlardı. Annesi Yunan asıllı olmasına rağmen, Türk dostu olarak tanındıkları için onların da evleri talan edildi. İzmir'den Türkler göçe başlamıştı.

   İzmir'in Yunan işgaline uğraması  sonrası Pisani ailesi üzerindeki elbiselerle  Türkiye'den ayrılarak, İtalya'ya döndü. Roma'ya yerleşti Vittorio Güzel Sanatlar Akademisine  devam etmeye başladı. Gün be gün savaş haberlerini takip ediyordu.

    Mısırlı Prenses Kadriye Hüseyin Türkiye'ye gelmiş, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve TBMM üyeleriyle görüşmüştü. Türkiye'nin verdiği İstiklal mücadelesini Batı kamuoyuna tanıtan bir eser hazırlığı içindeydi. İzmir'de bulunduğunu ve Yunan işgalini gördüğünü öğrendiği Vittorio Pisani'yi Roma'da buldu. Kendisine Türk millî mücadelesini tanıtan bir kitap yazma düşüncesini  söyleyerek 15 Mayıs 1919 ve sonrası Türkiye'de gördüğü olayların resmini çizmesini istedi. Vittorio Pisani kabul etti. On tabloluk bir koleksiyon hazırladı.

Gördükleri yanında, takip ettiği gelişmeleri Ege'de direnişin başlamasını, Efeleri, zeybekleri, düzenli ordunun kurulmasını, 9 Eylül'e giden yolda Türk ordusunun verdiği mücadeleyi  çizdi.

   Kadriye Hüseyin 1921 yılında Fransızca olarak Roma'da yayımladığı Lettres d'Angora la Sainte "Mukaddes Ankara'dan Mektuplar" adını verdiği kitabında Vittorio Pisani'nin tablolarını Yunan mezaliminin kanıtı, görsel malzeme olarak kullandı.

      Avrupa'nın ortasında Türk dostu bir İtalyan ressamın varlığının yaratacağı tepki dikkate alınarak sanatçının kimliği kitapta verilmemişti. Vittorio Pisani'nin on tablosu birçok eserde kullanıldı. Tablolar Muhittin Üstündağ'ın İstanbul Valiliği döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne intikal etti.

Olayın görgü tanığı

   Sanatçının İzmir Konak Meydanı'nda İlk Kurşun'un atılmasının ardından gerçekleştirilen katliamı çizdiği tablosu çok ilgi çekici bir detayı içeriyordu. "Yağmur izleri" ancak tarih kitaplarında bulunan bu detay sanatçının olayın görgü tanığı olduğunun kanıtıdır.

   İzmir Metropoliti Hirisostomos'u suçüstü gösteren tablosu belki de dünyada bir ilk olma özelliğindedir. Bir Hristiyan din adamını bir tabloda Yunan vahşetinin sorumlusu olarak çizilmiştir ki, bunun belki dünyada benzeri yoktur. Böyle bir kompozisyonu çizmek büyük cesarettir.

Ayrılmak zorunda kaldı

Vittorio Pisani'nin harp albümü 1921 yılından beri birçok kaynakta  kullanılmıştır. Askeri Müze Müdürü  P.Kd.Alb. Şerif Yargıç koleksiyonu müzeye kazandırmak düşüncesiyle Vittorio Pisani'ye yazdığı mektuba V. Pisani'nin verdiği cevap, İzmir'in Yunan işgali faciasının görgü tanığı olduğunun delili olmuştur. "İzmir'de annem, babam, kardeşimle on beş yıl yaşadıktan sonra İzmir'in Yunanlılar tarafından işgaline tanık oldum ve Türkiye'den ayrılıp İtalya'ya gitmek zorunda kaldım".

     Tabloları üzerinde imzası bulunan. V.Pisani kimdi. İstanbul Belediyesi resim kataloğunda verilen biyografi bilgisi çok eksikti. Bu insana biz şükran borçluyduk. Bir kısım ressamlarımız "Sanat ahlaksızdır. Sanatçı özgürdür. Toplumuna sorumluluk duymak zorunda değildir" gibi gerekçelerle toplumcu  eser vermezken, Vittorio Pisani on tablo bırakmıştı.

    İzmirli Levantenler Gilbert Epik, Alain Caporal ile yaptığımız çalışmayla sanatçının kimliğine ulaşılmıştır.

Kuru incir konusunda uzmandı

    Vittorio Pisani 1919 yılında ayrıldığı İzmir'e 1970'li yıllarda turist olarak gelmiş ancak onun hizmetini bilip tanıyan olmadığı için kendisiyle görüşme yapan olmamıştır. Vittorio Pısani olağanüstü hayal gücü ve çizerliği yanında, kuru incir konusunda bir uzmandı. Tariş İncir İşletmesi mühendisi Kemal Alpayım, Pisani ile görüştü.

  Vittorio Pisani  27 Nisan 1974'te Venedik yakınlarında Belluno'da vefat etti.  

   Sanatçının kimliği İzmir'de Gilbert Epik, Alain Caporal ile birlikte yaptığımız araştırma ile Vittorio'nun İtalya'da yaşayan oğlu Roberto Pisani'ye ulaşılmasıyla ortaya çıktı. Noyan Öcal İtalya'ya giderek Roberto Pisani ile görüştü.

  Babasının sanatıyla yaptığı hizmete Türk milletinin şükran borcu olduğu, bu yönde sergi açmak, kitap yayımlamak devamında kendisini de Türkiye'ye davet ederek bir sempozyum düzenleme düşüncesi iletildi. Roberto Pisani babasıyla ilgili bütün bilgi ve belgeleri bizlerle paylaştı.

     Resimlerinin sahibi olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş'nin Vittorio Pisani'nin sanatıyla Türk milletine yaptığı hizmetlere şükran borcumuzun ifadesi olarak oğlu Roberto Pisani'yi davet ettiği sergi ve anma toplantısı düzenlendiği etkinliği bekliyor, Vittorio Pisani'yi saygı ve rahmetle anıyoruz.