Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin'e cevap

Jandarma teşkilatına dair yazdıklarımın sonuna kadar arkasındayım. 5 gün boyunca yazdığım 40'dan fazla gerçeğin arasında Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin bir tek konuya takılmış. Bir karşılama esnasında "Vakit namazında olduğum için karşılamaya katılamadım" diyen bir ilimizin İl Jandarma Komutanı ile ilgili bölüm... Belki de sayın Çetin'in böylesine bir mazeretten haberi yok ama hadisenin 40-50 tanığı var. Yine de konuyu uzatmaya niyetim yok. Arif Çetin'i sadece kamuoyundan, basından ve yakın çalışma arkadaşlarının anlatımları ile tanıyorum. Hiç bir araya gelmedik. Bu güne kadar hakkında olumsuz tek kelime etmediğim gibi özellikle 15 Temmuz gecesi duruşu ve anında insiyatif alarak darbecilere karşı direnip, hain kalkışmanın başarısız olmasına yaptığı katkıları takdir eden yazılar kaleme aldım. TV programlarında yaşananları isimleri ile naklettim. Son olarak Genel Komutanlığa getirilmesini de "Jandarma'da ilk defa teşkilatın içinden Genel Komutan getirilmesi son derece isabetli olmuştur" diye yazan da bendim. Yazdıklarım TBMM de gündeme gelmiş ve soru önergesi haline getirilmiştir.

Sayın Çetin "Jandarma teşkilatı ve mensuplarını küçük düşüren, kurum itibarını ve haysiyetini zedeleyen, somut delilden yoksun iftira niteliğindeki yazılarınıza yansıtmanız nedeni ile şahsım personelim adına sizi şiddetle kınarım" cümlesini kurmadan önce benimle ilgili minik bir araştırma yaptırsaydı keşke... Emrinde çalışan ve "kumpas davaları" olarak bilinen "Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk" davalarında hapis yatan silah arkadaşlarına sorsaydı. Sadece Jandarma personeli için değil, tüm TSK mensuplarının davalarını yıllarca takip edip, yapılan haksızlıkları günlük gazete yazılarında, televizyon programlarında ve kitaplarında en çok yazan yazarın kim olduğu sorusunun cevabını bulurdu! Yıllarca Diyarbakır'dan, Silivri'ye kadar izlemediğim duruşma kalmadı. Hasdal, Hadımköy, Maltepe, İzmir, Mamak Askeri Cezaevlerinde ziyaret etmediğim personel kalmadı. Türk askerine karşı kurulan alçak planı sadece Türkiye'ye değil, sınırlarımızın ötesine duyuran gazeteci-yazarım.

Türk Ceza Kanu'nun 301. maddesindeki "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçunu işleyenlere karşı kimse sesini çıkaramazken tek başına kalemi ile mücadele eden bir şahsa yapılan bu suçlama haksızlıktır. "Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret" iddiasına gelince. TSK personelinin haksız ve hukuksuzca tutuklanmalarında devrin sorumluları sesini çıkarmayıp "adli süreci takip ediyoruz" derken; bugün tutuklu ya da firar olan polis, savcı ve hakimlere karşı mücadele verdiğim için suçlanıyorsam kabul ediyorum. Gelelim, "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama" iddiasına... Kimse kusura bakmasın bu iddia ile ülkenin 80 milyonluk nüfusunda yargılanacak en son kişi bile olmayacağımın altını çizmek zorundayım. 267. maddedeki "iftira" iddiasına gelince; 30 yıla yaklaşan meslek hayatımda bu konuda tek soruşturma geçirmediğim gibi Türk Ordusu'na iftira atanlarla savaşımı cümle alem bilir. Yazdıklarım, konuşmalarım, eylemlerim, söylemlerim ortadadır. Türk Ordusunun binlerce yıllık geleneğinin bozulmaya kalkışmasından, deforme edilme gayretlerinden en fazla rahatsız olan bir vatandaş olarak, bir dönem mensubiyeti ile gurur duyduğum Türk Ordusu ile ilgili endişelerimi dile getirerek, cemaatlerin ve siyasilerin vesayet kurma planlarını deşifre etmekten başka bir şey yapmadım. Orgeneral Arif Çetin, koskoca Jandarma teşkilatının başındadır. Emrinde 200 bine yakın personel vardır. Karargahına her gün çok farklı istihbaratlar gelmektedir. Bu satırların yazarına gelen bilgilerin "En az bin katına vakıftır" "At izinin it izine" dönüştüğü günlerde "Dostun gülü yaralar beni" sözleriyle bu tartışmaya son vererek Sayın Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin'e başarıların devamını diliyorum...

Yazarın Diğer Yazıları