Türkiye’de erkeğin kadına şiddeti hemen her gün çeşitli örneklerle ve bunlara verilen tepkilerle gündeme gelir de kadının erkeğe şiddetiyle ilgilenen olmaz.
Vietnam'ı ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un uçaktan inerken eşi Brigitte Macron tarafından tokatlanması olayı acaba bu konudaki farkındalığımızı artırır mı dersiniz?
***
Bakın size bir rapordan söz edeceğim.
Geçtiğimiz yıllarda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu” kurulmuştu.
Komisyonun çalışmaları sırasında Ankara Bölge İdare Mahkemesi Birinci Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın hazırladığı bir rapor da gündeme geldi.
Raporda yer alan şu bilgiler dikkat çekiciydi:
“Son 27 ayda Türkiye genelinde 856 bin aile içi şiddet olayı yargıya intikal etti.
Şiddete uğrayanların çoğunluğunu kadınlar oluştururken yüzde 12’si erkeklerdi.”
Buradan anlıyoruz ki, söz konusu dönemde 102 bin erkek, eşinin şiddeti nedeniyle yargıya başvurmuş.
Çoğu erkeğin eşleri tarafından sürekli fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalsalar bile sosyal ve kültürel nedenlerle yargıya başvurmadıkları düşünülecek olursa Türkiye’de aile içi şiddete uğrayan erkekler sorununun şiddete uğrayan kadınlar sorunu kadar ciddi olduğunu kabul etmek gerekir.
***
Madem her fırsatta kadın-erkek eşitliğinden söz ediliyor, o halde bu konuda da erkeklerin haklarını kadınların hakları gibi korumalıyız.
***
Şiddete uğrayan kadınlar barınma evlerine sığınıyorlar, çeşitli dernek ve vakıfların desteğiyle hukuk mücadelesi veriyorlar, şiddete yönelen erkeklerin cezalandırılmasını sağlıyorlar.
Erkekler ise şiddet karşısında ne yazık ki çok yalnızlar.
Onlar için açılmış barınma evleri olmadığı gibi arkalarında vakıf ve derneklerin desteğini de bulamıyorlar. Üstelik “Eşim beni dövüyor, kurtarın beni!” diyerek medyada da boy gösteremiyorlar.
Fransa Cumhurbaşkanı bile eşinden yediği tokadın ardından “Sadece şakalaşıyorduk” demedi mi?
***
Sonuca gelecek olursak:
Erkeğin kadına şiddeti sorununa titizlikle eğilelim, çareler düşünelim ama bunları yaparken kadının erkeğe şiddeti sorunu olduğunu da görmezden gelmeyelim, ona da çare arayalım lütfen.
