Kağıt ürünleri de uçtu

Evlerin ihtiyaç maddelerinden olan bazı kalemlerde de etiketler her gün değişiyor. Rakamlara bakıyorum, 10 ay öncesinin neredeyse iki katı.

Tek katlı, iki katlı ya da üç katlı olmaları mühim değil. Zamlar da o oranda uygulanmakta. Size şu anda piyasada olan Migros tanıtım broşüründen örnekler vereceğim. 32'li tuvalet kağıdı 42.90 lira. Ayrıca köşesinde 46.50'den indirildiği yazılı. Bildiğiniz taharet bezinin çağa adapte edilmiş hali bunlar. Aynı şekilde -12'li- kağıt havluya önce bindirim sonra indirimle 24.90 lira ödüyorsunuz.

Cicili bicili olmayan peçetelerin 200'lük paketi 6.50 lira. Bayan pedleri, çocuk bezleri, kolonyalı mendillerin durumunu ihtiyaç sahiplerine sormalısınız. Bundan epey önce attığım başlığı tekrarlıyorum; "Ve fren patladı".

Allah sonumuzu hayırlı etsin. Gerçekten bir mucizeye ihtiyaç duyduğumuz dönemdeyiz.

***

Türkiye gerçeği

MasterChef'i seyretmeye devam ediyorum. İlk elenen Meksika mutfağını iyi bildiği iddia edilen Ercan oldu. Doğru konuşmak gerekirse, bunu baştan hak etmişti. Yemeğin fırınlanma işi ona bırakılmıştı. Ürünü kurutup, ekibine kaybettirdi.

Esas şaşırdığım nokta, yarışanların tamamının elbasan tavayı bilmemeleri ve doğal olarak hiç yememeleriydi. Büyük şef hayali kuranların diğer eksileri ise, herhangi bir esnaf lokantasının kapısından içeri girmedikleri itiraflarıydı.

TV-8 yöneticilerine de bir uyarıda bulunmak istiyorum. Pazar günü yayındasınız. Saat 02.00'de program bitiriliyor. Milletin işe gideceğini hiç mi hesaplamıyorsunuz. Haaa, biz emekli ve işsizlere hitap ediyoruz diyorsanız o başka. Reklamların zamanlaması da ayrı dert. İnsanın içine fenalık getiriyor...

***

Unutulan Millî Takım

Cuma akşamı Trabzon'da Rusya ile oynuyoruz. Pazartesi deplasmanda İsveç'le. Bu defakiler ciddi. Uluslararası alanda ve yeni bir uygulama. Herhalde dikkatinizi çekiyordur, kamuoyunda büyük bir ilgisizlik hâkim. Amiyane tabirle Millî Takım kimsenin umurunda değil. Vurdumduymazların başında Türkiye Futbol Federasyonu gelmekte.

Görünen o ki TFF'nin tüm faaliyetleri Lucescu'ya anahtar teslimi bırakılmış gibi. Rumen teknik adam, istediği gibi at oynatıyor. Karışanı, görüşeni yok. Sizce bu durum tuhaf değil mi?

Spor medyasına da sanki ölü toprağı örtüldü. Rusya ve İsveç oyunları sekizinci planda.

Bir sürü spor programı içinde, konuya ilgi gösteren sadece Rıdvan Dilmen-Murat Kosova ikilisi oldu. Biraz da TRT Spor. Ötekiler kendilerini espri yapmaya kaptırmış gidiyorlar. Örneğin Serdar Ali Çelikler, "un var, yağ var, şeker var" diyor ve ardından ekliyor "helva yapsana". Aldanmayın, ele aldığı Millî Takım değil, varsa yoksa adı büyüklere çıkmış, kulüp takımlarımız. Tayfun Bayındır'ın Çelikler'e göndermesi daha ilginç "karnımızı acıktırıyorsun".

Bu arada, TRT Spor'da izlemeye başladığımız İleri Üçlü'yü beğendim. Kurumun kendi elemanları Fırat Günayer, Yusuf Mertol ve Barış Yurduseven'in sohbetleri herkese cazip gelmekte. Elinizde böyle bir ekip varsa ajansların spor sorumlularının ekrana sürülmesine gerek yoktu.

G. Saray'a ders olmalı

Öte yandan, Galatasaray'ın Trabzon önündeki ağır yenilgisi aslında bir uyarı. 4-0'lık sonuçtan sonra aklıma Monaco'daki kura çekimi geldi. Tabii Şampiyonlar Ligi'nde eşleşmelerden dolayı duyulan mutluluğun yansımasından söz ediyorum.

Başkan Mustafa Cengiz ve yardımcısı Abdürrahim Albayrak'ın peşin sevinçleri beni endişelendirmişti. Haklı olduğum kısa sürede ortaya çıktı. Sevinçle karşıladıkları rakiplerin hangisi, güç olarak Trabzon'dan daha aşağıda. Belhanda'nın daha 30'uncu dakikada sahadan atılışı ise ayrı sorun.

...

ÖZEL NOT: Ankara'dan C. Sayalı'nın mesajını tüm Kartal severler adına aktarıyorum:

"Sayın Üstadım,

Futbolda maçlar başladı ve biz Beşiktaşlılar değişmez kaderimizi tekrar yaşamaya başladık. Hiçbir maçta, sırtımızı arkaya yaslayıp rahat bir maç seyredemeyecek miyiz? Her müsabakada doğum sancısı çeker gibi ıstırap mı yaşayacağız? Ne olur bir maçı da gönül huzuru ile izleyebilsek."

...

Nail Güntürkün, Aziz Yıldırım'ın tabiriyle "İyi Fenerbahçeli". O da Sayalı'dan daha dertli. "Daha fazla beklemeye gerek yok. Bir an önce Aykut Kocaman göreve getirilmeli. Hollandalıya da güle güle demenin tam zamanıdır". Nail kardeşimin görüşü sadece kendini bağlamıyor. Hayal kırıklığına uğrayanların sayısı her geçen gün artmakta. Korkarım bu iş sonunda Ali Koç'a kadar uzanır!

GÜNÜN SÖZÜ

Başı dertte olanların verdiği öğütleri ciddiye alma. Ezop

Yazarın Diğer Yazıları